Güneşten sadece kremle korunmak olmaz!
SAĞLIKGüneş yaydığı ısı ve ışığın yanı sıra D vitamini sentezi, fiziksel ve psikolojik olarak kendimizi iyi hissettirme gibi birçok yararlı etkisi ile yeryüzündeki yaşam için vazgeçilmez. Ancak aşrı güneşe maruz kalma, deride önemli hasara yol açabiliyor. Peki güneşten nasıl korunmalıyız? Ege Üniversitesi'nden Doç. Dr. Işıl Kılınç Karaarslan, güneşin vücudumuza etkileriyle ilgili önemli bilgiler verdi: "Güneş ışınları, gün ışığının yanı sıra ultraviyole ismi verdiğimiz görmediğimiz, hissedemediğimiz ama derimizi etkileyen dalga boylarını içermekte. Ultraviyole derimizdeki hücrelerin çekirdeğinde DNA adını verdiğimiz genetik yapıya hasar verir. Bu da zaman içinde hem deri yaşlanma bulgularına hem de ilerleyen yaşla birlikte deri kanserlerinin oluşumuna zemin hazırlar. Güneşten korunmada en önemli konu günlük faaliyetlerin günün saatine göre organizasyonu. Özellikle yaz aylarında saat 11.00 ile 16.00 arasında güneş altında kalınmamaya dikkat edilmesi ve uygun giysi, şapka, güneş gözlüğü kullanımıdır. Gerekli kişilerde UV korumalı özel giysi kullanımı da önerilebilir."
Güneş yaydığı ısı ve ışığın yanı sıra D vitamini sentezi, fiziksel ve psikolojik olarak kendimizi iyi hissettirme gibi birçok yararlı etkisi ile yeryüzündeki yaşam için vazgeçilmez. Ancak aşrı güneşe maruz kalma, deride önemli hasara yol açabiliyor. Peki güneşten nasıl korunmalıyız? Ege Üniversitesi'nden Doç. Dr. Işıl Kılınç Karaarslan, güneşin vücudumuza etkileriyle ilgili önemli bilgiler verdi: "Güneş ışınları, gün ışığının yanı sıra ultraviyole ismi verdiğimiz görmediğimiz, hissedemediğimiz ama derimizi etkileyen dalga boylarını içermekte. Ultraviyole derimizdeki hücrelerin çekirdeğinde DNA adını verdiğimiz genetik yapıya hasar verir. Bu da zaman içinde hem deri yaşlanma bulgularına hem de ilerleyen yaşla birlikte deri kanserlerinin oluşumuna zemin hazırlar. Güneşten korunmada en önemli konu günlük faaliyetlerin günün saatine göre organizasyonu. Özellikle yaz aylarında saat 11.00 ile 16.00 arasında güneş altında kalınmamaya dikkat edilmesi ve uygun giysi, şapka, güneş gözlüğü kullanımıdır. Gerekli kişilerde UV korumalı özel giysi kullanımı da önerilebilir."
Her çeşit giysinin UV'ye karşı bir derecede koruyucu olduğunu dile getiren Karaarslan, "İplikçik sıklığı ve iplikçikler arası boşlukların varlığı ve kullanılan mataryelin UV'i absorbe etme ve yansıtma özelliğine göre bu koruyuculuk değişir. Hafif ve yoğunluğu az olan kumaşlar daha az koruyucudur. Sentetik iplikçikler içerenler pamuğa göre daha koruyucudur. Parlak olanlar mat olanlara gore daha koruyucudur" diye konuştu.
Hem ultraviyole B hem de ultraviyole A'dan koruyabilen En az 30 faktörlü güneş koruyucuların kullanılması gerektiğini de dile getiren Karaarslan, "Bu koruyucular dışarı çıkmadan 30 dakika önce sürülmeli ve 3-4 saatte bir tekrarlanmalı. Yüzme veya aşırı terleme sonrası tekrar edilmeli. Güneş koruyucu kremler güneşe maruz kalma süresini uzatma amacı ile kullanılmamalı. Kremler yağsız olmalı, tere-suya dayanıklı, komedon oluşturmamalı ve parfüm içermemeli" dedi.
Karaarslan, özellikle genç hanımların bronzlaşma isteğinin, baş edilmesi en güç konulardan biri olduğunu belirterek, "Kişiler genellikle krem kullanarak güneşlendikleri için güneşin zararlı etkilerinden korunduklarını sanıyor. Halbuki sadece güneşten koruyucu sürerek korunduğunu sanıp güneşlenmeye devam etmek, önemli güneş hasarlarına neden olabiliyor. Çünkü hangi faktörde koruyucu kullanılırsa kullanılsın, sadece kremle korunmak mümkün değil. Diğer bir konu da kemik erimesi riski için güneşlenme gerekliliği konusu. Özellikle böyle bir sorunu olabilecek kişilerde daha fazla güneşe maruziyet yerine, D vitamini takviyelerinin kullanımının göz önünde bulundurulması önerilmektedir" dedi.
İlginizi Çekebilir