Kocaoğlu mesajlarını radyodan verdi
GÜNCELİzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kentin yerel radyolarından Romantik Türk, Can Radyo ve Yıldız FM’in ortak yayınına katılarak Gökhan Kafalı, Abdullah Polat ve Melih Bingöl’ün sorularını yanıtladı. Başkan Kocaoğlu, tarihten Yugoslavya ve Kafkaslar örneklerini vererek birlik ve beraberlik çağrısında bulundu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, gündeme ilişkin soruları şöyle yanıtladı:
Yanlışa göz yummam mümkün değil!
“Çok şükür basında, sosyal medyada yapılan negatif söylemlerin hepsine vereceğim cevap var. Ama fazla konuşmak istemiyorum, ‘dedim-dedi’ye girmek istemiyorum; çünkü tarzım değil. Bu bir.. İkincisi; bu tür işlerle enerjimi harcamak istemiyorum. Benim kente ve kentliye hizmet gibi çok ulvi bir görevim var. Üstelik büyük badire atlattığımız 15 Temmuz’dan sonra bizim negatif söylemlerden özellikle kaçınmamız lazım. Çıkmışlar bana ‘Büyükşehir’de bankamatik çalıştırıyor’ diyorlar. Bana ‘şu şu kişiler belediyeye gelmeden bankamatik olarak maaş alıyorlar’ deseler ya! O zaman incelerim ve bilgim dahilinde değilse ilişkisini keserim. Belediyede 22 bin kişi çalışıyor. Benim bildiğim böyle bir şey yok! Kendi param olsa, hesabımı aileme veririm. Ama bu para İzmirlinin parası.. Böyle bir şeye göz yummamız mümkün değil! Yanlışta ısrar etmek, ülke için zararlı. Genel Sekreter Yardımcımız Buğra Gökçe, bilmem kaç ay yıl evvel bir fotoğraf çektirmiş Çiğli Hava Üssü’nde.. Onu malzeme yapmaya çalışıyorlar. Hadi FETÖ’cü diye tutuklayın! Nereye gidiyor bu iş? Ama bulaşmaz kardeşim! Gayri meşru iş, vergi kaçakçılığı, yeraltı örgütü üyeliği bana bulaşmaz.”
Dünyada kentler yarışıyor, ülkeler değil!
“İzmir’de özel sektörden çok az firma elini taşın altına koyar. Ama bu yıl İzmir Enternasyonal Fuarı için herkes elini taşın altına koydu. Hemen Kültürpark projemize yönelik eleştirilere de kısa bir cevap vereyim. ‘Kültürpark’a bina yapılmasın’ diyorlar. Biz Kültürpark’a bina yapmıyor, aksine yeşili artırıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Başkanı çevreyi koruyacak, yatırımını yapacak; havayı, suyu, toprağı, denizi koruyacak ama hepsini yaparken kenti de kalkındıracak. Kültürpark’ta 23 bin 500 metrekarelik holleri kaldırıp, onun yerine çok daha küçük bir alanda bir kültür ve sergi merkezi kurmak istiyoruz. Bu arada bina yoğunluğunu azaltıyor, ağaç sayısını artırıyoruz. Atlas pavyonunu yıkıyoruz. İsmet İnönü’yü kaldırıyoruz. Proje şu anda kurulun gündeminde. İzmir’de maalesef hep aynı tavır var; bir büyümek istememek var. Buraya mezbaha yapma, buraya balık hali yapma, buraya çöp tesisi yapma! Bunu diyenler kim biliyor musunuz? Cep telefonu elinde olup baz istasyonu yapılmasın diyenler.. Şu anda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en büyük eleştirildiği konulardan biri ‘yoğunluk artışı olmuyor; şunu yapmıyor, bunu yapmıyor’dur. Evet, çünkü biz kentimizi sürdürülebilir bir şekilde kalkındırmaya çalışıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ekonomi tahsilim aldım, işletme mastırı yaptım, devlette özel sektörde çalıştım, ticaret yaptım, atölyecilik yaptım, kendi firmamı kurdum; her aşamadan geçtim. Yolu herkes yapıyor; tramvayı, metroyu imkanı olan herkes yapıyor ama bizim başka bir hedefimiz vardı. Dünyada artık ülkeler değil kentler yarışıyor. Ve biz de yerelde kalkınma doğrultusunda bu kenti geliştirmeye çalışıyoruz.”
Spor mu yapacaksınız, siyaset mi?
“Konuşuyorlar, ‘Göztepe stadını, Karşıyaka stadını yapamadım çünkü Büyükşehir dava açtı’ diye.. Bunlar hikaye! Alsancak Stadı’nın iznini iki yıl önce verdik; çivi çakılmadı. Ben anlamıyorum bu işlerden. Biz Bornova Stadı’nı bitirdik mi kardeşim? Tire stadını bitiriyor muyuz? Ben bunu bilirim, gerisi hikaye.. Karşıyaka Belediye Başkanımızla konuştum, rica ettim. 2700 metrekarelik Türkiye’nin en kıymetli kara parçalarından birini ‘Buyurun stat yapın” diye verdi. Bir kuruş talep etmedi. Biz Büyükşehir olarak, Göztepe Stadı’ndaki 1426 metrekare arazimizi, ki bu da İzmir’in en kıymetli arazilerindendir, karşılıksız verdik. Yine Alsancak Stadı’ndaki 4236 metrekare yerimizi bir kuruş bedel istemeden ‘stat yapabilirsiniz’ diye meclisten karar çıkarttık, verdik. Bunların toplam bedeline bakınca, stat maiyetinden fazla çıkar. Biz bunu görev olarak yapıyoruz ama Örnekköy’deki 80 dönümlük yere niye spor kompleksi yapılmıyor? Ki arkasında bir 80 dönüm daha hazine arazi var. Menderes Belediyesi ile Menderes’e stat yapmaya kalktık, bir kısmı Tekeli Köyü’nden gelen bölümüne.. Şimdi ‘Stat orada olmasın’.. Niye? Çünkü stat Göztepe’ye yapılacak. Bu işler inatlaşmakla, ille ‘benim dediğim olmalı’ diye düşünmekle olmaz!. Bunları aşın artık! Uzlaşı kültürü diye bir şey var. Oturalım masaya, ben Örnekköy’ü savunayım siz Yalı’yı savunun. Koyalım doneleri ortaya.. Spor mu yapacağız, dükkan kirası mı alacağız, siyaset mi yapacağız? Olmaz böyle şey!”
Türkiye kentle dönüşümü İzmir’den öğrenecek
“1 Eylülde Uzundere’de ihalemiz var. Bu iş, Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir iş. Başlayıp da binaların kabaları çıkmaya başladığı zaman, çok iddialıyım; Türkiye Cumhuriyeti’nde A’dan Z’ye herkes, kentsel dönüşümün kimsenin malını mülkünü gasp etmeden nasıl yapılacağını İzmir’den öğrenecek. Türkiye’de ilk örnek olacak. Şu an kentsel dönüşüm yok; bina yık, bina yap var.”
Buca trafiğini rahatlatacak proje
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Buca trafiğini rahatlatmak amacıyla hizmete aldığı Homeros Bulvarı’nı Otogar’a kadar uzatırken, Buca ile Bornova arasında kalan bölümü “derin tünelle” geçeceklerini hatırlatan Başkan Aziz Kocaoğlu şöyle devam etti:
“Tünel projesi bitti, hemen ihaleye çıkacağız. Şu anda tünelden sonra, Musevi mezarlığından sonraki bölümü çevre yoluna kadar viyadükle geçiyoruz. İhalesi çıktı, ihale dairesinde. Orada 2.5 kilometreye yakın iki tünel yapacağız. Böylece hem arazideki engebelerden kurtulmuş ve ağaçlara dokunmamış hem de kamulaştırmayı minimuma indirmiş olacağız. Oradaki kamulaştırma, tünelin maliyetinin çok üstünde.. Dolayısıyla biz de tünelin daha yararlı olacağını düşündük. İzmir ulaşımında 40 yıldır konuşulan, 40 yıl önce planlanmış 7.5 kilometrelik Homeros Bulvarı’nı, yani halkın deyimiyle Uçan Yol’u tamamladığımızda, İzmir’in son dönem tarihinde açılmış, ulaşımı rahatlatacak en önemli arterlerden birini hayata geçirmiş olacağız. Hiç taviz vermediğimiz bir projemiz bu; inşallah açmak da bize nasip olur.”
İhale mevzuatı değişmeli!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, alt yapı çalışmaları sırasında zaman zaman yaşanan sıkıntılara ilişkin bir soruyu da şöyle yanıtladı:
“AYKOME bize bağlı.. Kazı yapacak kurumlar gelip bizden izin alıyorlar. Bu doğru! Biz de bir işe başlarken diğer kurumlara programlarını soruyoruz. Ama bir de yaşananlar var. Örneğin bir bölgenin doğalgaz çalışmaları tamamlanmış, yolu ve kaldırımları yapılmış. Ardından elektrik kuruluşundan bir yazı, ‘Evlerinden balkonlarından geçen salkım saçak elektrik tellerini alta alacağız.’ Hani biz size sormuştuk, o zaman böyle bir şey söylenmemişti. ‘E Dünya Bankası’ndan kredi çıktı.’ Ne yapacak belediye başkanı? Herkesin müteahhidi hoyrat çalışıyor, düzgün çalışmıyor. Bir de bu var. İhale mevzuatıyla en düşük verene vereceksin. O yüzden ihale mevzuatının mutlaka değişmesi lazım. Kurum başkanlarına inisiyatif verilmeli. Bakın bir anımı anlatayım: Bir beldemizde altyapı yaparken İZSU’nun burnundan fitil fitil getiren ve bu nedenle ‘cezalı’ duruma düşen bir müteahhiti, Belediye’nin bir başka yatırımının temelini atarken gördüm. Çağırıp sordum, 'Sen cezalı değil misin, ihaleyi nasıl aldın' diye.. 'Benim 3 tane daha şirketim var' dedi. Böyle bir ihale sisteminde işlerin sağlıklı yürümesi mümkün değil!”
Spordaki başarımız alt yapıyla ölçülür
Olimpiyatlarda altın madalya kazanan sporcu alan Taha Akgül ile ilgili basında yer alan haberlere açıklık getiren Başkan Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Taha Akgül'ün altın madalyaya çok yaklaştığını, bunu alabileceğini biliyorduk. Hatta arkadaşlar çok ısrar ettiler 'bırakmayalım' diye. Ama dedim ki, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı mı, vatandaşı; Sivas’tan gelmiş mi buraya, gelmiş; biz kucak açmış mıyız, açmışız. İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü'nde belirli bir noktaya getirmiş miyiz, getirmişiz.’ Bizim ne kadar çocuk yetiştirdiğimizle, spor yaptırdığımızla, sporla centilmenlik ve ahlaki değerleri öğrettiğimizle övünmemiz gerekiyor. Biz profesyonel kulüp işletemeyiz. Bazı belediyelerin profesyonel kulüpleri var, ama biz orada yokuz. Biz eğitim verdiğimiz sporcuları profesyonelleştirerek yetiştirmek yerine, arkadan gelecek çocukları spor hayatına kazandırmaya çalışıyoruz. Bizim başarımız öyle ölçülür. Örneğin Bornova'da buz pateni yapmaya karar verdik. Şimdi buz hokeyi takımımız başta yarışıyor. Transfer teklifleri gelmeye başladı bile.. Artistik jimnastikte pırıl pırıl çocuklar yetişti. Biz bunlarla gurur duyuyoruz. Ben böyle bildim, böyle gördüm ve böyle yürüyorum".
İlginizi Çekebilir