Toplantıya, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Binali Yıldırım, İzmir Valisi Mustafa Toprak, AK Parti İzmir Milletvekilleri İbrahim Turhan, Hüseyin Kocabıyık, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, MÜSİAD İzmir Başkanı Ümit Ülkü, İl ve Bölge Müdürleri, Oda Başkanları, STK temsilcileri, İşadamları ve MÜSİAD üyeleri katıldı.
"Kirli oyunlar oynanıyor"
Toplantıda açılış konuşmasını yapan MÜSİAD İzmir Başkanı Ümit Ülkü şu konuşmayı yaptı: “Bu aziz vatan hepimizin yakından takip ettiği gibi yine şiddet içerikli bir kirli oyun zinciri ile karşı karşıya kaldı. Ülkemiz ne zaman olumlu ekonomik gelişmelerin ışığı ile parlasa, ne zaman dış ticaret hacmi gelişse, küresel ekonomide söz sahibi olmaya başlasa kirli oyunlar zinciri halkalarına bir yenisini daha ekliyor. Ülkemiz elim bir tablo ile karşı karşıya kalıyor; bombalar patlıyor, provokasyonlar artıyor, kardeş kardeşe düşman hale geliyor.
Bu güzel vatanı korumak için, bizleri korumak için seferber olan askerimiz, polisimiz şehit oluyor. Masum canlar katlediliyor. Terörün net ve tam olarak karşısındayız. Sağduyumuzu koruyarak ülkemizin yeniden başarılı ve huzurlu günlerine geri dönmesi için çalışmaktayız.
Şanlı ecdadın mirası ülkemiz ve o ecdadın bireyleri olarak şartlar ne olursa olsun tek vücut halinde ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz”
"Gün birlik olma günü"
MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak da artan terör olayları ile ilgili şunları söyledi: “Ülkemiz bugünlerde zor bir sınavdan geçiyor. Terör maalesef korkunç yüzü ile ortada. Sosyal, ekonomik ve siyasal anlamda istikrarsızlık algısı oluşturulmaya çalışıldığı ortada. Hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı diliyoruz. Terörün dili, dini, ırkı, mazereti olmaz. Geçmişteki fırtınaları nasıl atlattıysak bugün de atlatacağız. Gün, birbirimize suç atma değil, birlik olma günüdür” dedi.
Ekonominin aynı zamanda bir beklenti yönetimi olduğunu söyleyen Olpak: “Son günlerde ekonomi alanında bazıları tükenmişlik havası oluşturmak için azami hal içindeler. İş dünyası olarak içinde yaşamasak ekonomisi iflasın eşiğinde bir ülkede yaşadığımıza bizi de inandıracaklar. Birileri bulanık suda balık avlama derdinde ama bizim yetkililerden bir isteğimiz var, bu ortamı her yerde dile getirmemiz gerekiyor. Yeterince konuşmamak bazen kötü niyetlilerin işine geliyor.” dedi.
"Amaç istikrarsızlığın Türkiye'ye yansıması"
Daha sonra kürsüye gelen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Binali Yıldırım da konuşmasına: “Dünyada veya Türkiye’de mutlaka ve mutlaka en önemli konu insanların yaşam hakkıdır. Yaşamın can ve mal güvenliği teminat altına alınmayan hiçbir ülke diğer mevzuları konuşamaz. Etrafımıza bakalım; birisi çıksa Suriye ekonomisini, Libya, Tunus’taki ekonomiyi anlatsa başta orada ölüm kalım savaşı verenler olmak üzere kimse buna itibar etmez. Türkiye’nin başarıdan başarıya koşmasının temel sebebi güven ve istikrardır. Bu bir Türkiye’yi üç Türkiye yapmıştır. Dünyanın en gelişmiş 20 ülkesinde ev sahipliği yapar hale getirmiştir” dedi.
Son aylarda yaşanan terör saldırılarına da değinen Yıldırım, şunları söyledi: “Son günlerde güven ve istikrarı bozmaya yönelik Türkiye yeni bir tezgahın içine çekilmeye çalışılmaktadır. Geçen hafta Ankara’da yaşadığımız hain terör saldırısında vatandaşlarımız hayatını kaybetti ve yaralandı. Askerimiz, polisimiz, güvenlik güçlerimiz şehit oldu. Masum vatandaşlarımız terör saldırısında hayatlarını kaybetti. Türkiye 1984’ten beri bir terör mücadelesi içerisinde. 32 yıl geçti. Terör o günlerde bölücü terör örgütü olarak yüzünü gösterdi. Bu mücadeleyi kazanamayacağını gördü, şimdi başka bir yüzler geliyor; Türkiye üzerinde mühendislik hesap yapan küresel güçlerin taşeronu olarak iş başında. Amaç bölgedeki istikrarsızlığın Türkiye’ye sıçraması ve rekabette Türkiye’nin aradan çıkarılması. Başaramayacaklar çünkü şunu bilmiyorlar; bu topraklarda biz kök salmışız. Bağımsızlık uğruna çok büyük bedel ödemişiz. Türkiye istikrarın kaybolmasının bedelinin ne olacağını dört ayda gördü. 7 Haziran bize bir mesajdı. Biz bu mesajı aldık. 13 yılın getirdiği bazı heyecan eksilmesini de artık giderdik. Yeni ufuklara, cumhuriyetin 100. yılına birbirinden unutulmaz eserleri yapmanın hazırlığı içerisindeyiz. Bundan önce ihtiyacımız olan kardeşlik, birlik ve beraberliktir.” dedi.
"Susmayalım, konuşalım"
“Türkiye ve Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler” konulu toplantıda 1 Kasım seçimlerinin önemine vurgu yaparak konuşmasına başlayan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci: “Şu iki haftada her birimiz bu davaya ne olur hep beraber sahip çıkalım. Bu, milletin topyekûn bağımsızlık savaşıdır bu, kurtuluş savaşıdır. Bu gerçekten bir kurtuluş mücadelesidir. Ankara’daki saldırı gibi Maraş’ta, Sivas’ta aynı tezgahı yapmadılar mı? 7 Haziran’dan önce, mitingden önce o trafonun içine o bombayı kim koydu? Suruç’ta kim yaptı? Türkiye’nin en hassas çizgilerinin oluştuğu fay hatları olan alanları bombalıyorlar ama bu milletin önünde saygı ile eğiliyorum. O tuzağa düşmediler. O gün bir sendika başkanı ‘polis bombaladı’ diye bağırıyordu. Hala köşede oturup bekleyecek miyiz? Bir şey yapalım diye söylemiyorum. Bu AK Parti davası değil, 78 milyonun davası, bağımsızlık davası, şahlanma davası. Herkes yerini almak zorunda. İnşallah 1 Kasım’da 7 Haziran’da Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılar tekrar etmeyecek” diye konuştu.
Türkiye’nin doğrudan istikrarının hedef alındığını belirten Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Size soruyorum, şu anda topunun hedefinde olan kimdir? Tabii ki Türkiye ama Türkiye’de de bir hedef var, AK Parti var. Recep Tayyip Erdoğan var. Bu dava milletin davasıdır. Onun için asla şunu söylemeyelim: ‘Nasıl olsa yapıyorlar, beceriyorlar.’ Susmayalım, konuşalım” dedi.
2004 yılında belediye başkanlığı için yola çıktığında “Yapacaklarımıza onların hayali bile yetmez” dediklerini hatırlatan Zeybekci: “Ne kadar çok haklıymışız. Bu yolculukta siz bize hep kefil oldunuz. Biz bu yolda büyük adımlar atarken, büyük rüyalarımızı ortaya koyarken dostlar dediler ki; ‘bunlar söylüyorsa yapar, bunlar üç kuralı bilir, bunlar söz söyledikleri zaman mutlaka doğru söylerler, sözleri canları pahasına tutarlar, bunlar emanete hıyanet etmezler’ Hamdolsun sizleri mahcup da pişman da etmedik diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
"Terör örgütü barış güvercini diye pazarlandı"
Terör belasının hep ülkenin başında olduğunu söyleyen Zeybekci, organizasyonun hep aynı sadece maşaların farklı olduğunu ifade etti. 80 öncesinde sağ-sol davaları ile ülkenin gençlerinin birbirlerine düşürüldüğüne dikkat çeken Zeybekci: “80 ihtilali ile tık diye kesildi. 84’te terör örgüt belası milletin başına sarıldı. Rahmetli Özal’a yapmadıklarını bırakmadılar. O günlerde hayal eden bir Özal vardı, orada da her türlü hakaret edenler vardı. 2014 Haziran’da İstanbul’da Gezi olayları çıktı. Gezi olaylarında maksat oradaki ağaçları kestirememek ve ulaşım projelerini engellemekti. İstediklerini alamadılar, ardından 17-25 Aralık oldu. O ayrı bir komediydi. Aynı kalem, aynı el, aynı hikaye. 27-28-29 Ocak’ta ekonomik olarak bir saldırıya geçildi. 7 Haziran’da kanlı terör örgütü barış güvercini diye pazarlandı. Normalde iktidar olmaktan başka hiçbir düşüncesi olmayan ana muhalefet ‘biz HDP’ye oy verdik’ diye gerine gerine ortada dolaştılar. Tek amaçları tek başına hükümeti indirmek. İstikrar hükumetini alaşağı etmek. Türkiye’ye yeniden o muhtaç olduğu hallere döndürmek. Bütün hikâyenin döndüğü alan bu” dedi.
Artık Türkiye’nin sahipsiz ve kimsesiz olmadığını dile getiren Zeybekci, “2008 global krizinden sonra dünya, üretime dayanmayan refah kaynaklı balon patlamasıyla krize girdi. Dünya yerle bir oldu. Birisi çıkıp: ‘Bu kriz Türkiye’yi teğet geçecek’ demişti. Hamdolsun kriz bizi teğet geçti. Evet hırpaladı ama en hızlı toparlanan ülke olduk. 2009 itibariyle tam 6 milyon kişi istihdamı artırdık. Bu oranda dünyada bir numarayız. Biz 2008 öncesine 6 milyon ilave ederken Avrupa daha bu rakama gelemedi. Coğrafyamıza bakalım, böyle bir ortamda Türkiye 2008 krizinden sonra ortalama yüzde 5.1 büyüdü. 2002 yılından bu yana ortalama yüzde 4,7 büyüdü. 2002 yılından bu yana ihracatını ortalama yüzde 12,5’e artırdı. Tüm bu ateş çemberine rağmen 2015 yılının ilk yarısı itibariyle Türkiye’nin büyümesi 3,8. Dünyada en hızlı büyüyen 7. ülkeyiz. Dünya ekonomisini yeniden dizayn eden ülkelerden olmak gibi bir gayemiz var. Önümüzdeki aydan itibaren hep beraber yeniden destan yazacağız. Türkiye olarak yüzde 5’in altında büyüme bizim için yerinde saymaktır. Her sene 1,6 milyon iş üretmemiz lazım. Onun aşağısı kurtarmaz. Türkiye’nin dövizle ilgili sorunu yok. Türkiye’nin yapısal göstergelerine, cari açığına baktınız mı? Şu anda dünyanın en iyi bütçe açıklarından biri, en hızlı büyüyen 7. ülke Türkiye. Kamu borçlarının milli gelire oranı 28 Avrupa ülkesinin 25’inden daha iyi. Ekonomi budur” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Zeybekci ve Yıldırım’a katılımlarından dolayı MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak ve MÜSİAD İzmir Başkanı Ümit Ülkü tarafından İzmir Saat Kulesi tablosu takdim edildi.
Yorum Yazın