Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel tarafından aktarılana göre, depremler 2 bin 500 kilometrekarelik bir alanda hala daha sürüyor. Özel açıklamasında, sismik hareketlerde de dikkat çekici bir artış gözlemlendiğini aktardı.
Açıklamasının devamında enstitü olarak bölgeyi 7 gün 24 saat takip ettiklerini belirterek, bu bölgenin Ege Denizi'nin güneyinde, Helenik Yayı ve Afrika Plakası'nın, Avrasya Plakası'nın altında bulunan aktif bir dalma-batma zonu olduğunu kaydetti. Bölgenin 2,5 yıldır hareketli halde olduğunu aktarırken, bu depremlerin frekanslarının artmaya başladığını belirtti.
Tarih boyunca bölgede birçok depremin ve dev patlamaların meydana geldiğini söyleyen Özel, bu patlamalardan birkaçının tsunamiye sebep olduğuna dikkat çekti. 2011-2012 yıllarında da volkanik aktivite dönemlerinin gözlemlendiğini, son yüzyıldaki aktivitesinin bölgedeki sismik hareketlerle direkt olarak ilgili olduğunu söyledi.
Özel, ‘’Ancak bunlar normal faylarla, dışa yatımlı faylarla uyumlu. Biz, 4 tane büyük depremin kaynak mekanizmalarını da çözdük. Tektonik faktörlerin etkili olduğunu söyleyebiliriz, böyle değerlendirebiliriz. Aktivitenin deprem fırtınası şeklinde seyretmesinde bölgenin volkanik özelliklerinin de etkili olduğunu söyleyebiliriz. Ancak aktivitenin doğrudan bir volkan hareketliliği gösterip göstermediğine ilişkin elimizdeki verilerle kesin bir şey söylemek mümkün değil" dedi.
Ayrıca gelecek zamanda bölgede hem sismik hem de volkanik hareketliliklerin meydana gelme olasılığının yüksek olduğunu belirtti.
Özel Türkiye’de acil bir durum gözlemlenmediğini, gelişmelerin ise yakından takip edildiğini belirtti. Aktivitenin ilerleyişine göre bir değerlendirme yapılacağını, bunların Marmara Bölgesi'ni etkileyecek faktörler olmadığını belirtti. Hareketliliğin Türkiye’de güneybatıya etkilerini değerlendirmenin de aktivitenin nasıl şekilleneceğini bağlı olduğunu söyledi. Özel, mevcut aktivitenin Girit'in kuzeyi ve Türkiye'nin güneybatısı arasında yer alan bir hatta olduğunu ifade etti.
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy da meydana gelen depremlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ersoy depremin olduğu lokasyonun önemine dikkat çekerken, bir hafta boyunca bir kısmı 4 ve üzeri olan 500'den fazla depremin meydana geldiğini belirtti.
Ersoy, Santorini Adası'nın volkanik olduğunu ifade ederek, "Zamanında da insanlık tarihi içerisinde faaliyete geçmiş, yıkımlar yapmış, tsunami de oluşturmuş önemli bir ada. Bunun hemen yanında oluyor" ifadelerini kullandı.
Ayrıca Santorini'nin yanındaki Amargos Adası'nda, 1956'da deniz içerisinde gerçekleşen büyük depremin depremin tsunamiye ve 5 metrenin üzerinde dalgalar oluşturduğunu söyledi. Bölgede hem volkanik hem tektonik depremlerin hem de tsunaminin meydana gelebildiğine dikkat çekti.
Ersoy, "Bu bakımdan bölgeyi sürekli izliyoruz, aktivitelere bakıyoruz. Aynı şekilde Yunanistan Krizi Merkezi de izliyor, bazı uyarılarda bulunuyor. Bizi ilgilendiren tarafı olan Bodrum ile Muğla'nın kıyılarına yakın olması nedeniyle oluşabilecek bir deprem ya da tsunaminin etkileri açısından takipteyiz. Bu tam bizim olayımız olmadığı için kriz merkezinin Yunanistan'da, adada kurulmuş olması çok normal’’ dedi.
Ayrıca deprem fırtınasını AFAD'ın da takip edildiğini ekledi.
Ege Denizi'ndeki "deprem fırtınası" korkutuyor!..
Abone olEge Denizi'nde 28 Ocak'tan bugüne sık aralıklara meydana gelen depremler birçok kişinin aklına İstanbul, Marmara Bölgesi ve Anadolu'da yer alan fay hatlarının tetiklenip tetiklenmeyeceği sorusunu getirdi.
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın