Tansu Kaya, İzmir’de faaliyet gösteren Balkan ve Rumeli derneklerinin temsilcileriyle bir araya geldi. Burada konuşan Kaya, kendisinin de Selanik'ten Anadolu topraklarına göçle gelen muhacir bir ailenin çocuğu olduğunu hatırlatarak, 1 Kasım seçimlerinde İzmir'de yaşayan Rumeli ve Balkan göçmeni vatandaşlardan güçlü bir destek beklediğini ifade etti.
TBMM'de Rumeli ve Balkan göçmenlerinin de sesi olacağını dile getiren Kaya, toplantıya katılan dernek başkanlarına birlikte hareket etme çağrısında bulundu.
Kaya, şöyle konuştu:
"Medeni topraklardan çıkarak veya çıkarılarak, kahırlı bir yolculukla mazlum topraklara göç etmiş bir milletiz. Hepimizin geçmişinde gözyaşı ve acıyla yoğrulmuş hatıralar mevcut. Göçmenler merttir, başı diktir. Kendi ayakları üzerinde durmaya çalışırlar, yardımsever ve paylaşımcıdırlar. Devletine bağlıdır, devletçidir ama devletten beklemez. Yapıcıdır, medenidir. Biz bu topraklara geldiğimizde bize kucak açan Medine'nin Ensarları gibi kimse yoktu. Kendi acılarımızla büyüdük, kendimiz paylaştık. Buna rağmen bir olma, birlik olma özelliğimizi zaman içinde kaybettik. Kendi bölünmüş ve küçük dünyalarımızı kurduk. Nüfusça çoğaldık ama çoğaldıkça da zayıfladık. Birbirimizi unutup, sahiplenmedik. Bu sebeple de söz hakkımız çok da olmadı. Ama bunu göremiyoruz. Adımıza şenlik düzenleyenlere müteşekkir oluyoruz. Bol sanatçılı şölenlerin bizi avutmak için olduğunu artık görmeliyiz."
"Bizlere gece kondu semtleri layık görüyorlar"
Rumeli ve Balkan göçmenlerininin gönlünde Atatürk sevgisinin ayrı bir yer tuttuğuna işaret eden Kaya, "İzmir'de Rumeli ve Balkan göçmenlerinin Atatürk sevgisini istismar edenler, onlara gece kondu semtleri layık görüyor" dedi.
Kaya, İzmir'i yıllardır yöneten siyasi anlayışın sadece Atatürk'ün ismini kullanarak siyaset yapmaktan öteye geçemediğini, ona layık bir proje üreterek ismini vermediğine dikkat çekti.
"Atatürk'ü siyasetlerine alet edenlere artık cevap verme zamanı geldi" diyen Kaya, Atatürk'ün kentteki tek simgesi olan Yeşildere yolundaki Atatürk maskı heykelinin de Rumeli ve Balkan kökenli Cemil Şeboy'un AK Parti'den Belediye Başkanı olduğu dönemde yapılan bir eser olduğunu hatırlattı.
Kaya, şöyle devam etti:
"Medeni şehirlerimizden gecekondu kentler türettik. Hepimiz oturduğumuz semtlere şöyle bir bakalım. Arka çıktığımız ve desteklediğimiz başkan ve siyasiler bize hep gecekondu semtleri layık gördü. Hep söz verdiler ama yapmadılar. Böyle olmasına rağmen, onlara kayıtsız şartsız verilen destek devam etti. Çünkü bizim zayıf damarımızı bulmuşlardı, o da Atatürk. O'nun ismini kullanarak kendilerini de bizden olduklarına inandırdılar. İşin aslı öyle mi peki; Elbette değil... Öyle kör ettiler ki gözümüzü en basitinden yerel yönetimlerde sözümüz hiç dinlenmiyor, neredeyse hiç temsil edilmiyoruz."
Rumeli ve Balkan göçmenlerini Atatürk istismarıyla yanlarında tutmaya çalışanların, onları nüfus çoğunluklarına rağmen İzmir siyasetinde yok saydığını belirten Kaya, "Ya bölünüp ayrı hareket ederek sürekli isteyen ama istediğini alamayan olacağız, ya da bir ve beraber olup vurduğu yerden ses getiren ve siyasette istediğini alan olacağız. Bu bizim elimizde. Sadece kim olduğumuzu ve nereden geldiğimi unutmayalım" diye konuştu.
Yorum Yazın