Olgun’laşmış bir spor kenti yaratıyor…
Belediye Başkanlarının siyasetten geldiğini, bununla yoğrulduğunu bilmeyenimiz yok.
Her ne kadar başkanlık koltuğuna oturduktan sonra, “rozetimi attım” deseler de insanoğluna bu sözleri fazla inandırıcı gelmez. Yakadaki rozet “başkanlık süresi”nce güzel bir yerde saklansa bile kalplerdeki “parti aşkı”nı hiçbir güç sökemez… Ancak, kentine hizmet yarışına giren ve o sözü de seçmenlerine veren başkan, koltuğa oturduktan sonra partili partisiz ayırt etmeyen hizmetiyle de gönülleri fethetmesi gerekir…
Böyle başkanlara günümüzde rastlamak çok mu?.. Onun takdirini size bırakıyorum.
Biz şimdi dönelim yazı konumuza ve başkanlık koltuğunda oturan bir siyasetçiye… Genç yaşında adı gibi “Olgun”laşan bir siyasetçi…
Kim olursa olsun, belediye başkanını yakaladığı an, konu döner dolaşır yine siyasete gelir… Ama biz ne yaptık biliyor musunuz? O lafı dönüp dolaştırmadık ve o taraftan tamamen koparak, yine S ile başlayan ancak sonraki harfleri POR ile bitiştirip “spor”a baktık…
İsterseniz şöyle bir konuğumuzu tanıyalım… Kimdir, nedir, neler yapmıştır, neler yapacaktır?
“Olgun Atila, 7 Eylül 1976 Bornova doğumlu… İlk, orta, lise eğitimlerini Bornova’da tamamladıktan sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni bitirdi. İngiltere Luton Üniversitesi`nde İngilizce eğitimi aldıktan sonra, Dokuz Eylül Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Kentsel Tasarım bölümünde master yaptı. Eğitimini bitince de kolları sıvayıp, iş dünyasına mimari proje ve inşaat yapımı alanında faaliyet gösteren Olgun Atila Mimarlık Limitet Şirketi`ni kurarak atıldı…
2006-2008 yıllarında, barış, birlik, beraberlik ve kardeşliğin savunucusu “İzmir Dostluk Birliği Platformu” Başkanlığı görevine getirildikten sonra 2009’da CHP Bornova Belediyesi Meclis Üyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi seçildi. 2009-2013 yılları arası İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi`nde Divan Katipliği görevini üstlendi. 2009 – 2014 yılları arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Komisyonu Başkanı olarak çalışan Olgun Atila, aynı zamanda CHP Grup Sözcülüğü görevini yürüttü. Bornova`da yaşayan ve yaşadığı kente sevdalı olan Olgun Atila, evli ve iki çocuk babası. “
Bugüne kadar siyaset, ekonomi, mimari konularda çok sık röportajını okuduğunuz Olgun Atila ile “bir başkana uzun sayılacak” saatleri spor alanlarında geçirdik…
Önce Bornova sokaklarında yürüdük…
Bornova’daki mini turumuzda başkanın “5 dakika bir çay içelim” isteği neredeyse bir saat sürdü. Başkanı yakalayan bir şey istiyor veya bir sorunu iletiyor. Olgun başkan hemen telefona sarılıp çözümü sonlandırmak için dört bir tarafı arıyor ve vatandaşın işini hallediyor. Halledilmesi için de bizzat kendi yoğun çaba harcıyor…
Bornova’da oy veren veya vermeyen herkesle bütünleşen ve sohbet eden Olgun Başkan, geçen zaman için de hizmetleri bir kıyıya “insanlık-ilişki-sorun çözme” üçgenin de son derece başarılı olmuş.
Ben söylemiyorum… İlçedeki genel kanı bu…
İnsanla, halkla, Bornovalıyla iç içe… Siyaset giysilerini tamamen üzerinden çıkartıp, çırılçıplak kaldıktan sonra halk giysileriyle kendisini donatmış… Başkandan çok, hizmet adamı misali…
Doğanlar Stadına giderken, küçük kızıyla anayolda evine gitmeye çalışan kadına selam verdikten sonra durdurduğu arabasıyla “Seni evine kadar bırakalım. Evin uzak, bak yağmur da yağacak” teklifini kadının “başkan bey sizin işiniz çoktur. Biz yürürüz” ısrarına karşın evine kadar bıraktırması gerçekten “insanlık ve halka hizmet” adına alkışlanmalı…
Ben alkışlıyorum… Sizi bilemem!
Bornova’da amatör spor kulüplerine maddi yardımını esirgemeyen, “ah bir de profesyonel ligde futbol takımımız olsa” diye iç geçiren Olgun Atila, basketbolda Pınar Karşıyaka’ya hayran…
Karşıyaka’nın ayrı bir spor kültürü olduğunu ifade eden başkana göre, İzmir sporcu konusunda fabrika olmasına karşın yeterli desteği görememesinden geriye doğru gittiğini söylerken, “herkes bu konuda eteğindeki taşları dökmeli ve fikirler üretmeli” dedi.
Kendisin arkasına bakmadığını, enkazlardan ders çıkararak bir adım daha öne çıkabilmenin savaşını verdiğini belirterek, “önce tesis” diyerek stat ve salon yapmayı hedeflediklerini, bunun için de büyük ilerlemeler kaydettiklerini söyledi...
Dön dolaş, yine aynı konu…
İzmir’de bir stat komedisi yaşanıyor ki, rahmetli Aziz Nesin yaşıyor olsa ve bu konuyu kitabına dökseydi, bırakın Türkiye’yi dünyada “okunma rekoru”nu kırabilirdi…
Futbol gündeme geldiğinde nereden bakarsan bak, aynı yere geliyorsun!..
Stat da stat!..
Offffff… ki, ne offffffff!..
İzmir’de futbol bitmiş, ölü toprağının üzerine toprak atıp, fırsat buldukça FATİHA okuyoruz!..
Stat konusunda elbette güzel olan söylemler de var!.. Kâğıt üzerindeki projeler havalarda uçup duruyor… Kentin bir dört bir yanında her gün yeni statlar yapılıyor…
Ama gel gör ki; “eski tas, eski hamam” bile yok! Her şey yıkık dökük…. Yarım yamalak!.. Yapılacak diye yıkılıyor… Yerinde sayıyor!..
Sadece, Bornova’da Göztepe AŞ ve Altınordu AŞ’nin “dört gözle” beklediği, gelecek yılın hazırlıklarını yaptığı stat bitti, bitecek…
Bornova Doğanlar’daki Bornova Belediyesi’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de katkılarıyla bir an önce açılması için var gücüyle çalıştığı stadı kentin genç, enerjik, son derece de çalışkan belediye Başkanı Olgun Atila “anlata anlata bitiremezlik” yapmıyordu ama yine de çaktırmadan hava basmıyor da değildi…
Söylemesi yetmezdi. Bizzat gittik ve gördük.
Stat ve salon… Gerçekten İzmir için “altın” değerinde…
Çimlerin üzerinde, çıkar ayakkabıyı çorabı dolaş dolaşabildiğin kadar…
Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, futbol oynarken meydana gelen dizindeki sakatlığa karşın meşin yuvarlağı gördü mü dayanamıyor…
“Var mısın, penaltı atışına” dedi. Daha önce dersimi çalışmıştım… Penaltı atışlarında kalecileri sağa, topu solla yolluyormuş…
“Başkan neden sol köşe?” diye sorsan, “Eeeeee… Yolumuz hep soldan” cevabını verecek!
Şaka bir yana, gerçekten de Doğanlar Stadı’ndaki penaltı atışlarında “beşte beş” yaparken, kaleci bir tarafa, top diğer tarafa gitti…
Kalabalıktan birisi, “personel golü yer!” dedi demesine de, cevabını yine başkan Atila köşenin tozlarını almakla devam ederek verdi…
“Bana at da göreyim” havasıyla ceketini çıkarıp, kollarını sıvayan, üstelik de “golcülerin korkulu rüyası eski kaleci” ve “penaltı yememekle” övünen Bornova Belediyespor Kulübü Başkanı, belediye meclisi üyesi Dr. Cumhur Yılmaz büyük bir güvenle kaleye geçti… Ama, gollerden o da nasibini aldı…
Bahane de hazır: “Başkanım, ayağım sakat olmasa o topları kurtarırdım…”
Bir topu da kurtarın kardeşim… Veya sen dışarıya at da sevinsinler be başkan!..
Penaltı atışları rüyalarında bile “Stat… Stat…” diye diye inleyen ve dört gözle bekleyen İzmir kulüplerinden ikisi Göztepe ile Altınordu’nun ilk etapta kurtarıcısı olacak Bornova Doğanlar Stadı’nda gerçekleşti…
Bornova’nın çalışkan olduğu kadar sporu da seven ve bu konuda da spor dünyasının sevgisini kazanan başkan Olgun Atila ile yeni yapılan stat ve spor salonunu geziyoruz…
İlk durak, yukarıdaki penaltı sohbetimizden anlayacağınız gibi stat oldu…
Kademeli çalışmalarla 12 bin kişiye ulaşacak, passolig için turnikelerin takılmasıyla hemen maç oynanabilecek durumdaki Doğanlar Stadı gerçekten “stat fakiri İzmir”de “bulunmaz Hint kumaşı” olacak…
İsterseniz şimdi Olgun Atila’yı dinleyelim.
“İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yapımını ortaklaşa yürüttüğümüz Doğanlar Stadyumu, kademeli olarak gerçekleşecek çalışmalar ile 12 bin kişilik kapasitesine ulaşacak. Stat, kentin ihtiyacı da dikkate alınarak, profesyonel lig maçlarına ev sahipliği yapacak şekilde inşa ediliyor. 2015-2016 Futbol Sezonu’na yetiştirilmesi planlanan statta, ışıklandırma sistemi canlı yayınlara uygun hale getirilecek. Doğanlar’da 1410, 1412 ve 1607 sokaklar arasında kalan 21 bin metrekarelik alanda inşa edilen stat, Ankara Caddesi üzerindeki Naldöken Kavşağı’ndan kolaylıkla ulaşılması bakımından İzmir’in en önemli spor alanlarından biri olacak.”
Başkana soru sormamıza gerek bile kalmadı. Stadın teknik ve idari konularını verdi, google gibi adresini de işaretledi…”
Olgun Atila ile stadın çimlerindeyiz.
“Ağabey nasıl?” diye sorduğunda, “Uganda genellikle ama çim karışık. Bu hafta kesmemişler. Bazı yerlerinde ayrık çıkmış gibi ama ilaçla hemen sorunu çözmüşler” cevabı verdim.
Statta görevliye seslenen başkan, söylediklerimi aktardıktan sonra, çimlerin hangi aralıkla sulandığını, nasıl ilaçlandığını ve ne zamanları biçildiğini sorup gerekli bilgileri aldı… Bana dönerek, “Anlıyorsun…” der gibi gülümsedi…
Halkla bütünleşen Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, çalışanlarıyla da “sevgi-saygı mesafesi”ni çok güzel ayarlamış… Hepsine ismiyle sesleniyor ve “güler yüz”le cevap alıyor…
Çalışanları mutlu görmek kadar başka ne güzellikler arar mısınız, bilemiyorum…
“Şu anda BAL Ligi ile 2. Ve 3. Lig maçlarını oynatabiliriz. Her şeyimiz hazır. Şimdi TFF’ye giderek paso lig sorununu çözeceğiz. Altınordu ve Göztepe’ye sözümüz var. Gelecek sezon maçlarını bu statta oynayabilecekler“ diyen başkanla çim alandan çıkıp, soyunma odalarını dolaşıyoruz… Stadın içi de dışı gibi “dört dörtlük…”
Açıldıktan sonra, korumak da futbolseverlerin işi olsun diyorum…
Kale arkası duvarlarını iyileştiren işçilerin yanına giderek onların hal ve hatırını, bir arzularının olup olmadığını soran başkan ile stattan salona gitmek üzere ayrılıyoruz…
Pınarbaşı’nda Tuborg Spor Kulübü’nün eski tesislerini (kapalı yüzme havuzu, spor salonu, kamp merkezi) tamamen yenileyip, modern bir spor komplesine çeviren ve adını da kısa bir süre önce kaybettiğimiz Bornova’nın sevilen simalarından Muhammed Yıldız’ın adını veren Olgun başkan, Bornova’yı spor kenti yapmak istiyor. “Öğrenci kenti olarak bilinen Bornova’mızda spor potansiyeli harika. Gençleri spora kazandırmalıyız. Nice gizli kalmış cevherler var. Biz bunları spora yönlendirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Bunun için de spor tesisleri inşa ediyor. Amatör Spor Kulüplerimize sahip çıkmıyor, onların spor tesislerini sürekli elden geçiriyor veya yenilerini yapıyoruz. Tek kelimeyle Bornova’yı spor şehri yapmak için çaba harcıyoruz. Çoğu ilçemizde bir tek stat yokken bizde 3. Lig maçları oynayabilinecek 2 stat var. Birisi yakında 1. Lig maçlarına hazır olacak. Bırakın İzmir’in tek olmasını Türkiye’de örnek buz sporları salonu ilçemizde. Lig maçları oynanan iki spor salonumuz, biri yarı olimpik kapalı, 2 yüzme havuzumuz, BAL ve amatör lig futbol takımlarımıza hitap eden semt futbol sahalarımız, jimnastik salonlarımız var. Yenilerini yapmaya da gücümüz yettiğince devam edeceğiz. Yakın gelecek de yenilerini ekleyeceğiz. Ayrıca doğa sporları için parkurlar yaptık” dedi.
Altındağ’dayız…
Başkan, “2 bin 500 izleyici kapasiteli Altındağ Spor Kompleksi, 5 bin 200 metrekaresi kapalı olmak üzere, toplam 14 bin 200 metrekare inşaat alanına sahip” diyor salona adım atarken… Sonra da ekliyor:
“Bu yöre çok kısa zamanda yeni Mavişehir olacak…”
Çok ilginç…
Yeni yapılan binalar, kat sorunu olmaması başkanın sözlerini doğruluyor gibi…
Salonun içindeyiz… Üç kat olarak planlanan tesis gerçekten İzmir’in salon ihtiyacını önemli ölçüde giderecek…
“Başkan güzel bir basketbol takımı da yakışır” diyorum…
Daha önceki dönemden kalan borçları yeni temizlediklerini ve nefes almaya çalıştıklarını ifade eden başkan Olgun Atila, topu potaya atarken, “Futboldaki gibi burada iddialı değilim” demekten de geri kalmıyor… Tabi attığı şut, potaya varmadan yere düşüyor… İkinci, üçüncü denemeden sonra basketi bulunca da, “Yok. Futbol daha güzel” diyerek topu bana teslim ediyor…
“Haydi, ağabey sıra sende” diyor demesine de… Atsam bir türlü, atmasam başka türlü… Top girse “havayı basacağız” ya girmezse… “Yıllardır basketbolun içindesin, bir topu potaya atamıyorsun” demezler mi?..
Neyse, başkanı salonda bile yakalayıp derdine derman olunmasını isteyen Altındağlıyla sohbet uzayınca, sıyrılıyorum aradan…
“Ağabey şu amcanın işini halledeyim” diyerek izin isteyince de Belediyesporlu yöneticilerle kulübün durumunu konuşuyoruz…
Eski dönem borçlarını temizlemişler, basketboldaki transfer yasağını da kaldırmışlar. Önleri de açılmış…
Başkan Atila, engelli izleyiciler için de düzenleme yapılacak salonda, 115 kişilik basın ve 120 kişilik VIP tribünleri, girişte kafeterya ve bodrum katını da otopark yer alıyor…
Göztepe’nin hentbol maçıyla açılan, Türkiye Genç Erkekler Basketbol Şampiyonası finallerine ev sahipliği yapan harika salondan çıkıyoruz… Çevresini incelerken, giriş yolunu yapan işçilere selam veriyor başkan Olgun Atila… Ardından da “Durun daha fazla yapmayın. Eğimi yanlış vermişsiniz. Bu şartlarda akacak su salona doğru birikir. Hemen düzeltin ve terse verin. Yoksa kabul etmem. Yeniden yaptırırım” diyerek belediye Fen İşleri yetkilisini yanına çağırıp talimatını da veriyor…
Başkan duydu mu duymadığı bilmiyorum ama, arkadan başkanı izleyen halktan birisinin sesini duydum: “Helal olsun be bizim başkana…”
Röportaj: Avni Erboy
(YAŞAMdan DERGİSİ'nden alınmıştır)
http://www.yasamdandergi.com
Yorum Yazın