Salı günü 9 Şubat... Tüm Türkiye’de; Sağlık Bakanlığına bağlı kuruluşların, Üniversitelerin, Yeşilay’ın demokratik sivil kitle örgütlerinin, kamu ve özel kurumların, meslek örgütlerinin önderliklerinde, “Dünya Sigarayı Bırakma Günü” kutlanacak. İzmir’de de 53 yıldan beri olduğu gibi, Dr.Behçet Uz’un kurduğu, “İzfak” kısa adıyla anılan “İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği”nin öncülüğünde “Dünya Sigarayı Bırakma Günleri”, 9-12 Şubat günleri yaşanılacak. Ege Kültür Platformu Derneği’nin öncülüğünde 23 örgütten oluşan “Demokratik Sivil Kitle Örgütleri Birliği” mensupları da destek verecekler.
Birleşmiş Milletler Sağlık Örgütü, l947 yılından itibaren her yıl 8 - 9 - l0 -11-12 Şubat günlerinden birinin “Dünya Sigarayı Bırakma Günü” olarak kutlanmasını, toplumun her kesimine sigaranın ve tütünün zararlarının anlatılmasını öngörüyor. Dünya genelinde 1.1 milyar sigara bağımlısı var. Yılda yaklaşık 8 milyon insan sigara kaynaklı hastalıklar nedeniyle can veriyor. Türkiye’miz nüfus oranlı sigara kullanımında yüzde 26 ile 40’ncı sırada yer alıyor. Salı gününden itibaren Dünyanın pek çok yerinde ve Türkiye’mizde de bazı bölgelerde; tiyatro, sinema, televizyon programları, konferans, konser, sempozyum ve benzeri iletişimsel etkinliklerle sigaranın ve tütünün zararları halk kesimlerine anlatılıyor. Anlatılacak. Düzenleme Kurulu olarak, İzmir’de yetmiş bin üyemizle birlikte 5 gün süreyle sigara içilmemesi günlerini uygulayacağız. İzmir’lilere sigaranın ve tütünün zararlarını anlatacağız.
Özellikle kanser, kalp, damar, cilt, göğüs hastalıkları gibi hastalıkların nedenleri de uzman üyelerimiz tarafından anlatılacak. 9 Şubat Salı günü resmi anlamda Türkiye’de de “ecdat yadigarı Yeşilay’ın öncülüğünde” herkes, hepimiz çeşitli etkinliklerin içinde tütün ve tütün ürünlerinin zararlı taraflarına odaklanmış olacağız.
Önümüzde ki hafta başı; 15 Şubat 2021 Pazartesi sabahından itibaren, 17 Şubatların İzmir ve İzmirliler için değerini ve önemini çeşitli etkinliklerle vurgulayacağız. 98 yıl önce emperyalizme karşı bir Anadolu İhtilali gerçekleştirerek yaklaşık 3,5 yıl süren ve Türk halkının varını yoğunu ortaya koyarak, her şeyiyle katıldığı bir “kutsal direnişi”, İzmir’de Milli Mücadele zaferiyle sonlandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün, altı ay sonra yine İzmir’de, bu kez “Yeni Türkiye” nin esaslarını belirleyen “1923 İzmir İktisat Kongresi”ni topladığı gün, bir 17 Şubat günüdür.
İzmir’de ilk kez, çok ciddi olarak ele alınmış olan bu ilk milli kongre; 1335’i Halk Temsilcisi olan, yabancı ve yerli konuklarıyla birlikte yaklaşık 2200 kişinin ilk kez bir araya geldiği evrensel bir Atatürk Organizasyonudur.
17 Şubat’dan 4 Mart’a kadar süren ve günlerce tartışılarak; ‘’Yeni Türk Devleti Nasıl bir Devlet Olmalı?” sorusunu cevaplandıran, tam Lozan Görüşmeleri yapılırken, İzmir’den tüm dünyaya güç ve kudret mesajlarının verildiği kongrede Misak-ı İktisadi’nin esasları da belirlenmiştir.
Milli Mücadele Zaferi’nden 6 ay sonra, Cumhuriyetin ilanından 9 ay önce toplanan “1923 İzmir İktisat Kongresi” ile birlikte Kongre’nin yapıldığı ve Atatürk’e mütercimlik ve danışmanlık da yapmış, İzmirli Tüccar Şerif Remzi Reyend’e ait Kemeraltı’nda ki İncir Üzüm İşletmesi’nin bir bölümünde; Türkiye’nin ilk fuarcılık örneği sayılan ilk “Yerli Malları ve Tarım Aletleri Sergisi’ de o gün açılmıştır.
Şimdiki “İzmir Enternasyonal Fuarı”nın da başlangıcı sayılan ilk “genel sergileme” de o gün başarıyla yapılmıştır.
17 Şubat’ların bir diğer önemi de; “1923 İzmir İktisat Kongresi”nden 3 yıl sonra, 1926 yılında ilk kez, tüm dünyaya örnek, mükemmel hazırlanmış bir “Türk Medeni Kanunu”nun da TBMM’de Kabul Edilmiş Olmasının 95’nci yıl günü olmasıdır. Her 2 olayın da perde arkasında ki kahramanları İzmirlilerdir. 1923 İzmir İktisat Kongresi’nin Raportörü olan İzmirli Hukukçu Devlet Adamı Mahmut Esat Bozkurt, 3 yıl sonra, bu kez “Adalet Bakanı” ünvanıyla ilk “Türk Medeni Kanunu”nu da hazırlayan kişidir. Biz İzmirli Demokratik Sivil Kitle Örgütleri olarak,
53 yıldan beri, heyecan, ruh ve coşkumuzu her iki olayı da bizzat yaşamış, Mahmut Esat Bozkurt’un en yakın Dostu Dr. Behçet Uz’dan kazanmış olarak, her 17 Şubat’larda İzmir’de; “İzmir İktisat ve Medeni Hukuk Günü” nü kutluyoruz.
Türk Aydınlanma Devriminin bu 2 önemli olayını, gerektiğinde çeşitli sivil demokratik güçlerden de destek alarak, güncel ve ilginç konseptler belirleyerek geleneksel sempozyumumuzda ve çeşitli etkinliklerle coşkuyla yaşıyoruz. Yaşatıyoruz.
Bu yıl da “1923 İzmir İktisat Kongresi’nin 98’nci yıldönümü onuruna, 53’nci Geleneksel İktisat Sempozyumumuz, İzmir Konak Belediye Başkanımız Mimar Abdül Batur’un ilgi ve destekleriyle, 17 Şubat 2021 Çarşamba günü Saat: 11.00’de, Konak, Kemeraltı’nda ki “1923 İzmir İktisat Kongresi Anıtı” önünde “Atatürk ve Kongre’de ki Dava Arkadaşları” için saygı duruşu ile başlayacak. Ardından Saat: 13.00’de, İzmir Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür ve Sanat Merkezi Salonları’nda geleneksel “53’nci İzmir İktisat ve Medeni Hukuk Sempozyumu”, “Pandemi Döneminde Ekonomik Yaşam ve Kriz Yönetimi” konseptiyle başlayacak. Düzenleme Kurulu olarak; “Bu yıl ki sempozyum da; Konak Belediye Başkanlığı ile birlikte belirlediğimiz amaç; yaşanılan zor günlerde zorluklarla mücadele eden, sıkıntı içinde bulunan “esnaf, tüccar ve sanayicilerimize”, ayrıca tüketici halkımıza moral ve dinamizm kazandırmaktır.” Cumhuriyet Türkiye’sinin 1923’den 2021’e kadar olan Sanayi – Ticaret – Tarım - Enerji ve Genel İktisadi Gelişimi, içinde Atatürk’le başlayan Sivil Toplum anlayışı, “Milli ve Yerli Kalkınma” esprisi ile, en yetkili bilim insanları ve uygulama önderleri tarafından Açılış Sunumları olarak tartışmaya açılacak Türk ticari yaşamında milli sermayenin öncü ve önderleri olan Ege’li duayen işadamları da onare edilecekler.
Biz; Her yıl 17 Şubat’ları Konak Belediye Başkanlığı’nın ilgi ve destekleriyle İzmir’de mutlaka kutluyoruz. 17- l9 Şubat’ların özellikle İzmir’de, Devletimiz tarafından da,‘’İktisat ve Medeni Hukuk Bayramı’’ olarak kutlanması konusundaki görüşümüzü bu yıl da yineliyoruz. İfade ettiğim gibi; 17 - l9 Şubat’lar Türk Ulusu için en önemli Aydınlanma Devrimi’nin gerçekleştirildiği ve memleketin aydınlığa kavuştuğu günlerdir. Türkiye Tarihinin vazgeçilmez altın sayfalarıdır. Bizlere 17 Şubat’ları armağan etmiş; Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın ve ölümsüz dava arkadaşlarının ruhları şad olsun. Işıklar içinde yatsınlar…
Bu yazımda kayıp ve acı haberi vermek hiç istemiyordum. Ancak; maalesef, Ocak’ın son günü; yarım asrı aşkın tanıdığım, “babalarımızdan dostluğumuz olan”, herkesin çok svdiği ve değer verdiği müstesna kişiliklerden biri olan, pek çok olumlu özelliği üzerinde toplamış, gazeteci, yazar, arkeoloji ve miteoloji uzmanı, iletişimci, medya programcısı, eğitimci ve insanlık ustası Prof. Dr. Şadan Gökovalı’yı doğup, büyüdüğü Gökova’da bengiliğe uğurladık. Şubat’ın ilk günü ise; İzmir’i ve İzmirlileri çok seven, İzmir’e çok önemli hizmetlerde bulunmuş, “Mülkiyeli Yönetici Yazar Ali Külebi”yi de maalesef pandemiden kaybettik. Ali Külebi ile çok yakın dostluğumuz vardı. Ahmet Piriştina’nın Başkanlık döneminde “Üniversiad Dünya Olimpiyatlarını” İzmir’e getirmek ve İzmir’de düzenlemek için birlikte çalışmıştık ve çok başarılı olmuştuk. Çok çalışkan ve oldukça birikimli bir üst düzey Belediye yöneticisiydi. Babası Cahit Külebi gibi, O da çok başarılı bir yazardı. Ali Külebi, maalesef Kanada’da toprağa verilmiş. Mekanları cennet olsun. Işıklar hep yoldaşları olsun.
Önümüzde ki Cuma günü ise l4 Şubat, Tüm dünyada bu günün ‘’Sevgi - Dostluk ve Dayanışma’’ teması ile, özel bir “Sevgi Günü” olarak kutlanması adet olmuş. Son yıllarda ise tüketimi arttırmak ve azdırmak amacıyla tüm 14 Şubat’ların adı ‘’Dünya Sevgililer Günü’’olmuştu. Belediyeler, resmi kurumlar bile işin içindeydiler. Bu yıl pandemi önlemleri nedeniyle, geçmiş yıllarda “günler öncesinden başlayan” kampanyalar, indirim günleri, hediye fuarları çeşitli etkinlikler biraz daha sessiz düzenleniyor.. Mağazaların, çarşıların özel alışveriş programları daha sakin bir bekleyiş içinde. Yine de bankalar özel kredi bile veriyorlar. Zaten iktisadi yıkım içinde bulunan iyice fakirleşmiş olan halkımız, daha fazla masraf yapmaya, neredeyse daha çok tüketmeye zorlanıyor. Sevmek, sevilmek, özellikle saygı ile birlikte sevgi görmek anlamlı ve önemlidir. Biz yine de bugünü, yani 14 Şubat’ları bir “sevgi ve dayanışma etkinliği” olarak içimize sindirerek yaşayalım.
Biz insanların aslında böyle moral ve direnç arttırıcı, mutluluk verecek unsurlara çok ihtiyacı var. Önemli olan hiç masraf yapmadan, ya da çok az bir harcama yaparak bu günleri, yani 14 Şubatları “bir sevgi günü” olarak yaşamak. Kutlamak. Evet bu 14 Şubat Sevgi Günü’nü de hepimiz yaşayalım. Lütfen, bu günü yaşayınız ve sevdiklerinize de yaşatınız. Eşinize, Sevgilinize, Sözlünüze, Nişanlınıza, Arkadaşınıza en azından ‘’bir tek çiçek, bir de "Öpücük’’ armağan ediniz. Sevginizi, dostluğunuzu belli ediniz. Dostlarımızı, uzaktan değil, yakından sevelim. Sevdiğimizi haykırarak söyleyelim. Sevdiklerimizi saygılı anlamda, mesafeli olarak “seviyeli bir aşkla” ve oturaklı olarak, abartısız sevelim. Onlarla sıcak bir dayanışma ve dostluk ortamı kuralım.
Ben; tüm içtenliğimle, bu yazımı okuyan herkesin, bu anlamlı gününü bir hafta öncesinden, hatırlatarak “Sevgi - Dostluk ve Dayanışma Günü” olarak kutluyorum. Evet; “14 Şubat Sevgi ve Dayanışma Günü”nüz kutlu olsun. Dilerim ki; son günlerde yaşadığımız doğal afetler, terör olayları, savaşlar, şehit acıları, can kayıpları, trafik ve uçak felaketleri sona ersin.
Artık Şubat Günleri; her yerde her zaman, “Sevgi- Birlik- Beraberlik- Dayanışma ve Dostluk Günleri” olarak yaşansın. Şubat Ayı; Sevgi ve Dayanışma Ayı olsun. İlk Altın Kelebek ve Altın Mikrofon Ödülleri’nin sahibi, Kadife Sesli Müstesna Ses Sanatçısı, “İlhan Telli”yi Beşinci ölüm yıldönümünde hasretle ve rahmetle Anıyoruz… Şayet; 14 Şubat’ları, Biz gerçek anlamda bir, “Dünya Sevgi, Dostluk ve Dayanışma Günü” olarak algılayacak olursak; aklımıza ilk gelecek sanatçı ismi İlhan Telli olmalıdır. İlhan Telli’yi beş yıl önce bugün, maalesef 9 Şubat 20l6 günü yitirmiştik. Mükemmel ve müstesna, çok özel bir sesin sahibi olan İlhan Telli, bu Sevgi Günlerini kadife sesiyle, gönül zenginliğiyle, romantizmiyle ve kültürel birikimleriyle en güzel ve en anlamlı anlatan, sesi ve müziğiyle başarıyla yansıtan çok özel bir kişiyiydi., 1967 yılından itibaren tam 49 yıldır çok yakından tanıdığım, Altın Kelebek ve Altın Mikrofon Ödüllerinin sahibi, ünlü “TPAO Batman Orkestrası’nın” şefi ve solisti olan, birbirinden güzel şarkı ve bestelerin sahibi “İlhan Telli Ağabeyimizi”de rahmet ve minnetle anıyoruz. Güleç yüzlü, merhametli, iyi ve temiz kalpli, herkesi çok sevmiş ve hepimizi çok seven ve her gün mutlaka telefonlaştığımız İlhan Telli Ağabeyim ile ölümünden 15 gün önce Sanatçı Dostu Ergüder Yoldaş’ın cenazesinde buluşmuştuk. Geride bıraktığımız yıl bu günlerde, Efsane Belediye Başkanı İhsan Alyanak döneminin efsane belediye yöneticilerinden 68’li yol arkadaşım Türker Tunalı ile yine İhsan Alyanak’ın çok sevdiği “Tepecik çocuklarından”, işletmeci ve şoför Simav’lı Sadık Türkmen’i çok zamansız kaybetmenin ve toprağa vermenin acısını yaşamıştık. Ailelerine başsağlığı diliyorum. Allah rahmetini esirgemesin. Genç yaşta kaybettiğimiz Karşıyaka değerlerinden, başarılı spor hekimi, “Ortopedist plastik cerrah Dr. Bülent Zeren”i de ilk ölüm yıldönümünde, çeşitli etkinliklerle 20 Şubat’a kadar anacağız. Hepsinin ruhları şad olsun. Şubat ayının, artık; telafisiz ve tesellisiz acılar yaşanmadan geçmesini diliyorum.
Yorum Yazın
Facebook Yorum