26 Ağustos'ta başlayıp, 30 Ağustos'ta Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin 98. yılını bu hafta kutluyoruz. 30 Ağustos zaferi, Kurtuluş Savaşımızın en son ve en büyük zaferidir. Her yıl büyük bir heyecanla Zafer Bayramı olarak kutlanır. Her yıl 30 Ağustos Zafer Bayramının bir önceki yıldan daha büyük bir coşku ile kutlanması gerekmektedir. Çünkü; 19 Mayıs 1919’da başlayan “Milli Mücadele”miz, 30 Ağustos 1922’de gerçekleşen “Büyük Taarruz” ile hedefine ulaşmıştır.
Büyük Taarruz; Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusunun işgalci güçlere son ve kesin darbeyi vurmasını sağlamak ve Anadolu'dan atmak için düşünülüp planlanan gizli bir harekattı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 20 Temmuz 1922'deki oturumunda, kendisine dördüncü kez olmak üzere Başkomutanlık yetkisi verilen Mustafa Kemal Paşa, taarruz kararını Haziran ayında almış ve hazırlıkları gizli olarak yürütmüştü. Afyon'da Ağustos'un 26'sını 27'sine bağlayan gece başlayan Büyük Taarruz; Aslıhan civarında kuşatılan düşman birliklerinin, Mustafa Kemal Paşa'nın bizzat yönettiği Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde imha edilmesinin ardından, Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanmıştı.
30 Ağustos 1922'de kazanılan bu Büyük Zafer'in ikinci yıldönümü olan 1924 yılında Dumlupınar'da yaptığı konuşmasında Atatürk, bu sonucun önemini şu sözleriyle vurgulayacaktı: "Bilmeyen kalmamıştır ki ulusumuz, egemenliğini eline aldığı gün, en karanlık yoksulluğun, en derin uçurumun kıyısında idi. Bütün güçleri yıpranmış, bütün savunma araçları elinden alınmış, kutsal varlıkları saldırıya uğramış, pek acıklı bir durumda idi. Bütün bunları hiçe sayarak varlığını ve bağımsızlığını kurtarmaya karar verdi. Bu kararını başarıya ulaştırabilmek için kendine bir toplu davranış, bir belirli erek seçmesi gerekiyordu. Ulusun bütün varlığı ile, bütün inanıyla, canını dişine takarak o yolda birlikte yürümesi ve er geç başarıya ulaşması gerekti. İşte baylar, o erek bu yerdi, burasıydı. Umulan ve istenen başarı, işte burada kazanılan zaferdi."
İlk kez 1924 yılında Afyon'da Başkumandan Zaferi adıyla kutlanan ve sembolik olarak ülke topraklarının geri alındığı günü temsil eden 30 Ağustos günü; yurt genelinde 1926'dan itibaren “Zafer Bayramı” olarak kutlana gelmiştir ve kutlanmaya da devam edilecektir. Çünkü 30 Ağustos zaferi, Türk Tarihi'nin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur ama Türk ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu ve ülke tarihine bu denli yön veren başka bir meydan savaşı bulunmadığı gibi, böyle bir zafere dünya tarihinde dahi zor rastlanmaktadır. Türk Devleti'nin, Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli burada sağlamlaştırılmış, ölümsüz yaşam süreci burada taçlandırılmıştır.
Büyük Bayramımız Kutlu Olsun.
Atatürk’ün şu sözü de tarihe yazıldı; "Gençler! Geleceğe güvenimizi güçlendiren ve sürdüren sizsiniz. Siz, almakta olduğunuz eğitimle, bilgi ile, insanlıkta üstünlüğün, yurt sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en değerli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni kuşak! Cumhuriyeti biz kurduk, O'nu yükseltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz."
Kulaklara küpe olsun. Hep hatırlamamız gereken çok önemli bir başka sözüyle de yazıya noktayı koyalım; "Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir. Başarı ise, "Başaracağım" diye başlayarak sonunda "Başardım" diyebilenindir."
Yorum Yazın
Facebook Yorum