Türk ülkesinde yüz yıllardır tüm felaketlere karşı edilen bir duadır. “Allah Devletimize Zeval Vermesin…”
İşte bugünlerde büyük bir salgını yaşarken de tüm sıkıntılara, kara ağızlılara, fırsatı ganimet bilip yıkıcılık yapmaya, felaketi paraya çevirmeğe kalkanlara karşı ayakta duran devlet için aynı duayı duyuyoruz.
Tüm dünyanın savaştığı bu felakette tabii bizler halkın sesi olarak tarafsızca görüşlerimizi yazmak ve savunmakla görevliyiz. Amma; karar bu büyük sorumluluğu omuzlarında taşıyan Devletimizindir. Covid-19 başlarken 23 Mart’ta yazdığım yazımın başlığı, “Bu da bir Milli Mücadeledir” idi. Sonra pek çok kimse aynı başlığı kullandı.
Evet, bu salgında da aynı büyük Atatürk’ün yaptığı gibi, varımızla, yoğumuzla dünya tarihine geçen Milli Mücadelemizdeki gibi sorumluluğu omuzlayan devletimizin yanında olmamız şarttır. Parti politika, iktidar hırsı, yıkıcı eleştirileri bir tarafa atarak elbirliği ile Devletin dediğini dinlemek, yap dediğini yapmak durumundayız. O, futbol şu tarihte oynansın derse, oynanacaktır. Salgın, medeni diye adlandırılan pek çok ülkenin (insanlık!) yüzünü ortaya çıkartmıştır. Bizi yalnız biz ilgilendirir. Almanya, İtalya vs ülkeler değil. Tarihe dikkatli bakınız. Türkiye 1’nci Dünya Savaşından mağlup çıkan devletlerarasında yalnız başına, bağımsız modern bir ülke olarak ayağa kalkmış tek ülkedir. Bu, Devlete inanan bir halkın ve bir liderin zaferidir. Onun için böyle günlerde, “Allah Devlete Zeval Vermesin” diyerek, Devletin yanında durmak en büyük görev ve vatanseverliktir.
Yorum Yazın
Facebook Yorum