Dünyanın dörtte üçü deniz.
Yüzde üçü kullanılabilir su.
Tartışmasız…
Yakın gelecekte en büyük sorun kuraklık.
Yerkürenin her zamankinden daha fazla suya ihtiyacı var.
Sanayileşme, nüfus artışı, kaynak kirlenmesi, bilinçsiz tüketim suyu bitiriyor, kaynakları kurutuyor.
Bu genel gerçek.
***
Yerel gerçek; barajlardaki su miktarı hızla azalıyor.
Malum…
Yılın en sıcak ayında, gölgede 30-35 derecede günleri geçiriyoruz.
Suyu da buna göre katlamalı kullanıyoruz.
Beslenme, temizlik ana mesele iken…
Arabalar her gün yıkanıyor, bahçeleri eğlence havasında suluyoruz.
Eylül-ekim yağmurlar gelmezse…
Eyvah ki eyvah, halimiz harap.
Bugünün savurganlığını unutur, suyun neden akmadığını sorgularız.
Akmayan çeşmeler nedeniyle sular idaresindeki memurdan, belediye başkanına kadar sorumlu arar, tefe koyarız.
***
Tehlikeye dikkat çekmek için rakam verelim.
Örneğin İzmir’de dün itibarıyla barajlardaki son durum.
En büyük su kaynağı Tahtalı barajı doluluk oranı yüzde 56,35.
Yarı yarıya.
Tüketim fazla, seviye hızla düşüyor.
Sulama amaçlı Balçova barajı yüzde 39,10.
Zaten küçük kaynak, mecbur kalınmadıkça su verilmiyor.
Ürkmez barajı bugün iyi gibi. Yüzde 67,03.
Güzelhisar barajı rezerv olarak bekletiliyor. Yine de yüzde 20’si gitti. Mevcut yüzde 79,62.
Gördes Barajı 0 (sıfır)
Çünkü DSİ tarafından bakıma alındı, çalışma sürüyor.
Ve Çeşme Kutlu Aktaş Barajı.
Yüzde 30 seviyesinde.
Ramazan bayramı öncesi İZSU uyarmıştı.
“ Suyu dikkatli kullanın, dert kapıda”
Bayramda patlayan nüfusla çeşmeler tıslamıştı.
Bilinçsizce kullanım baraj havzasını kurutuyor.
Zaten yağış yok.
Kurban bayramı nasıl geçer, şimdiden düşünmek gerek.
***
İçte ve dışta mutabakatın…
Yani uzlaşma, anlaşma, uyuşmanın arandığı dönemde, hatırlatalım:
Suyun olmadığı yerde Barış yoktur!
Yorum Yazın
Facebook Yorum