Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN
İçinde bulunduğumuz haftada U-14 yaş erkekler kategorisi Basketbol Türkiye Şampiyonası Kocaeli’de yapılıyor. Güzel olan bir tarafını hemen paylaşayım; yalnızca bir salonda değil, 4 ayrı ilçedeki spor salonlarında yapılıyor. Ekipler her salonda maç yapma şansını ve bu arada oraları tanıma şansını yakalıyorlar.
Eskiden yalnızca bir salon olur ve sabahtan akşama kadar orada çakılır kalırdık. Fikstürde eğer iyi bir düzenleme yapılmazsa bir takım neredeyse her gün aynı saatte maça çıkmak zorunda kalırdı. Neyse ki o günleri çoktan geçtik.
Çok salon da güzel ama tanıtım ve reklam konusunda her zaman olduğu gibi yine sınıfta kaldık gibi? Bu yaş grubu hem derslerini çalışan hem de spor yapan bir grup. Bu jenerasyonun akran sayısı oldukça fazla. Onların anne ve babaları ile bu salonlara koşarak gelmelerini beklerdim. Üstelik eğitim yaz tatiline çıkmış ve herkesin okul derdi bitmişken neden seyirci olarak salonlarda yer alamıyoruz bunu açıklamakta zorlanıyorum.
Yalnızca basketbolda değil, diğer sporlarda da benzer durumla karşılaşacağıma eminim. Konuyu spor sosyologlarına ya da eğitime yön verdiğini sananlara havale ediyorum! Bunu bir sataşma olarak görmeyin. Sporsuz, sporcusuz bir eğitimden bize fayda gelmez. Hangi tür okul olursa olsun spor, eğitimin içinde değil göbeğinde yer almalıdır. Bunu yüksek öğrenimdeki spor bilimleri fakültelerine yetenek sınavsız öğrenci alıp spor eğiticisi yetiştirmeye çalışan kurumlar için de söylüyorum.
Gelelim yine basketbola ve 14 yaş altı erkek sporcuların maçlarına kısaca göz atalım. Sanıyorum herkesin gözünden kaçan bir durum var: Bu yaş kategorisindeki maçlarda 3 sayılık atış, kurala dönük olarak yeri doğru ve oradan atış yapılsa dahi, bu sayı klasik olarak 2 sayı yerine geçiyor. Bunun anlamı 3 sayılık atış yapmak yasak… Hadi bakalım birisi bunu bana açıklasın!
Bazı psiko-motor becerilerin öğrenme yaşı 9,5-12,5 arasındadır. Top tutma, atma, hareket esansında topu kullanabilme, o spora dönük teknik becerilerin kalıcı şekilde antrene edilmesi bu zamanlara rastlar. Eğer doğru ve disipline edilmiş şekilde antrene edilmezse o sporun teknik becerileri stabil hale gelemez, maç esnasında optimal düzeyde kullanılamaz. Bu demek olur ki, bazı tekniklerin bu yaş döneminde mutlaka çoktan öğretilmiş ve kondisyonel yüklenme altında antrene edilmiş olması gereklidir.
Ama bu yaşa bakıyoruz, 3 sayı kaldırılmış! Efendim, çocukları aşırı yükleme altına sokmayalım, onları koruyalım düşüncesi varmış gibi anlatıldı bana… Peki salonun boyutları küçültülmüş mü? Hayır, aynı ölçülerde oynanıyor. Peki periyotlar olarak süreler farklılığı var mı, o da yok. Dörtlü Finaldeki süre ne ise bu yaşta da aynı sürelerde oynatıyorsunuz. Kurallarda da bir değişiklik yok… Ama 3 sayı yok?
Yahu adamlar, futbolda 17 yaşındaki bir çocuğu milli takımda oynatıyorlar. Yüzmede 16 yaşındaki bir sporcu olimpiyatlara katılıyor. Yelkende 42 yaşındaki kadın sporcu milli takımda yer alıyor.
Bir beceriyi öğrettikten sonra onun yarışma ya da maç koşullarında uygulanmasını engel olursanız, o sporcu gelecekte katılacağı karşılaşmalarda o beceriyi başarılı şekilde gerçekleştiremeyecektir.
Ben şimdi anlıyorum bizim takımlarımızda neden bu kadar çok yabancı sporcu oynadığını… Onlar neredeyse doğuştan itibaren 3 sayıya alışmışlarken, bizimkilere 3 sayı atmak yasak! Hem de en çok olması gerek zamanlarında bulunsalar da… Gelin de çıkın bakalım bu işin içinden…
Yorum Yazın
Facebook Yorum