AVNİ ERBOY
Sık sık gündeme gelen “Belediye Spor Kulüpleri” konusunda sürekli fikrimi soruyorlar. Çoğu spor adamı ve spor bilimcileriyle aynı düşünceyi paylaştığımı söylemekte sakınca yok. Bence belediyelerin spor kulüpleri “yarışmacı takım”lar yerine “yetiştirici ekip”ler kurmalı ve sporun yelpazesini genişleterek semt takımlarına destek olmalı. Bol bol tesis inşa etmeli…
Her platformda söylediğim, “belediyeler kentindeki spor kulüpleri hangi branşta kuvvetliyse onu daha da güçlendirmeli ve destek vererek Türkiye, hatta Avrupa şampiyonu olmasının yolunu açmalı” önerisidir.
Belediyelerin bireysel sporları desteklemeleri de önemli. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin okçuluk, judo, tekvando, jimnastik, tekvando da elde ettiği başarılar küçümsenmemeli. Kulübün resmi web sitesine baktığınızda başarılar kısmında alınan kupaların sayısı sizleri son derece mutlu edecek, İzmirli olarak gururlanacaksınız. Ama madalyanın tersinde gerçek ortaya çıkıyor. Onu yazmamışlar. Büyük iddialarla lige katılan liglerdeki yarışmacı takımların hemen hepsinde hüsran yaşanmış, bir alt liglere düşülmüş…
Bu tablo da bizim ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koyuyor… Elbette anlayana!..
Ne derler bilirsiniz: “Anlayana sivrisinek saz… Anlamayana davul zurna az…”
Çoğu profesyonel futbol kulübünden daha büyük bütçesi olan, üzüntü verici şekilde “sporu iyi yönetilmiyor” diye çok fazla eleştirilen İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü’nde büyük bir temizlik şart!..
Sporu ve amatörleri seven, hatta üzerine titreyen başkan Aziz Kocaoğlu “sportif başarı”nın çok altında kalan, spor kulübünde baştan sona büyük bir yenileme yapmalı…
İlçe belediyelerine şöyle bir göz gezdirecek olursak, Karşıyaka, Bornova, Güzelbahçe belediyelerin bir adım önde olduğunu görüyoruz… Dikili’nin mahalle olan Çandarlı ile futboldaki başarısı, Bergama, Aliağa’da futbola giden paralar, Tire’nin basketbol hüsranından sonra ilçenin en büyük yatırımı olan futbola akıtılan bol sıfırlı rakamlar…
Çiğli, Gaziemir, Balçova, Bayraklı, Narlıdere, Çeşme, Urla ve diğer belediyelerdeki spor konusunu gündeme getirdiğimiz an, üst satırlarda bahsettiğimiz “belediye-kulüp İlişkileri”nin asgari düzeyde olduğunu ne yazık ki üzülerek görmekteyiz. Bizim bilmediklerimiz varsa lütfen iletsinler. Teşekkür için sütunlarımızı kendilerine açalım…
Çoğu belediye başkanının aklı fikri futbolda. Veya “bize seçim kazandırır” düşüncesiyle futbola yönlendiriliyorlar… Oysaki, çoğu zaman bu ters tepiyor…
Sporu iyi kullanan, halkıyla birlikte spor yapan belediyeler yok mu? Elbette var… Buna örnekler çok. Bornova Belediyesi, yılların Yeşilova’sına el atarak adının önüne kentinin ismini koydu ve “Bornova Yeşilova”nın futbolda 3. Lige çıkması için kollarını sıvadı. İzmir’de en fazla amatör futbol kulübü olan ilçe “Olgun başkan bir tane” diyor, başka bir şey demiyor. Demek ki, destek sağlam… Onun arkasından da sevgi ve saygı geliyor… Olgun Atilla spor politikasıyla da takdir görüyor, seviliyor…
Anlatmaya çalıştığım destek bu işte… Sen vereceksin, halk alacak ve seni sevecek…
Vermeden almak ALLAH’a mahsus…
Bir örnek daha vermek gerekiyorsa, Karşıyaka Belediyesi… Bireysel spor branşlarında şampiyonlarla zirvede. Amatör spor kulüplerine bulduğu yerde tesis yapıyor ve kullanımına veriyor. Yeterli mi? Değil. İmkânı var mı? İşte esas tartışma konusu bu… Belediyelere daha fazla imkân tanınmalı… Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın tüm imkânlarını zorladığını çok iyi biliyorum… Karşıyaka’nın sporda da mutlu olmasını istediği “tek kelime”yle gerçek! Siz söylentilere kulaklarınızı tıkayın.
Bir atasözünü hatırlatacağım: “Meyveli ağaç taşlanır…”
Mutlu Bayramlar…
Yorum Yazın
Facebook Yorum