İlk olarak Türkiyemizde bunun cevabı; maalesef, çoğunlukla “Süper Lig’deki futbol takımının puan cetvelindeki yeriyle” oluyor. Bu, sporda başarıların zirvesine çıkan gerçek spor dünyasında böyle değil. Bu ölçü ilk defa o spor kulübünün ülke sporuna ve gençliğine katkısı olarak aranıyor.
*Kulüp mali bütçesini nasıl yönetiyor?
*Kulüp ne kadar gence spor yaptırıyor?
*Kaç tane konusunda uzman eğitmen bulunduruyor?
*Sporcuların sporunun yanı sıra okul ve aile eğitimleriyle ne kadar ilgileniyor?
*Sporcuların dallarındaki başarı oranları nedir?
*Ve spor karşılaşmalarında Fair Play kurallarına ne kadar uyuluyor?
Bizim de ülkemizde kurulan spor kulüplerini izlerken ve denetlerken, bu ana etken kuralları da sorgulamamız lazım. Evet futbol aynı zamanda bir mali üretim dalıdır. Bilinçli yöneticiler ondan gelen gelirle diğer dalları destekliyor ve başarıya ulaşmalarına çalışıyor. Bu arada sponsor desteği de ticaretin ana kuralı tanıtıma bağlı olduğu için, çok haber, çok fotoğraf ve çok seyirci oluyor.
Ülkemizde Devlet, kulüplere destek ve yardımda bulunurken, bu kuralların hepsini izleyip değerlendirecek bir organizasyon kurmalıdır. Son Tokyo Olimpiyatları, özelikle Türk halkına sporun yalnız futbol olmadığını şeref kürsündeki bayrağımız ve parlayan madalyalarla göstermiştir. Sporun ana kaynağı Spor kulüpleri ve okullardır. Önceleri de yazdığım gibi; Spor Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığının, pozitif bir koordinasyon içinde birlikte ülke sporuna sahip çıkması şarttır.
Yorum Yazın
Facebook Yorum