Avrupa Hentbol Federasyonu (EHF) Master Coach Course ikinci Modül eğitimleri için İzmir’deyim. 7 ayrı eğitmenin görev aldığı bu kursa toplam 52 hentbol antrenörü katılıyor. Teorik dersler Double Tree Hilton’da, uygulamalar ise Karşıyaka Belediyesinin 1912 Zühtü Işıl Spor Salonu ile Fuar Spor Salonunda yapılıyor. Pratik saatlerindeki oyuncular İzmir hentbolcuları…
Türkiye Hentbol Federasyonu Eğitim ve Teknik Kurulları bu kurs için çalışmış. Aynı zamanda EHF lektörü olan Doç. Dr. Murat Bilge kardeşim işin koordinatörlüğü üstlenmiş. THF ofisinden Gülay Özen hanımefendi idari işleri yürütüyor. İzmir’in hentboldaki patronu Taner Çetindere üzerine düşen her görevi fazlası ile yapmış. Kurs iyi gidiyor. Bu arada İzmir her zamanki gibi bir turnuva düzenlemiş ve o maçları izleme şansımız bulunuyor.
Şimdi gelelim işin başka taraflarına: Uzun yıllarını burada geçirmiş biri olarak Adnan Menderes Havalimanına iner inmez şaşırdığım noktalar gözüme çarpmaya başladı. Terminalden çıkar çıkmaz kesif bir sigara kokusu ve dumanı altında kalıyorsunuz. Her taraf sigara izmariti… Beni karşılayan araç otele ulaştıktan sonra her gittiğim yerde yaptığım gibi, çantamı odama bırakıp hemen kısa bir çevre turu yaptım.
Her taraf çöp… Hele Alsancak denilen bölgedeki lüks dediğimiz sokakların duvarlarından gelen kokular iğrenç. İnşaat için çekilen şeritler, yayaları pas geçen sürücüler derken Saat Kulesine kadar uzandım. Bir de ne göreyim, Japonlar almışlar eline torbaları, çöpleri temizliyorlar? Gözlerime inanamadım ama bu gerçek değildir dedim. Ama sabah gazetelerini göz gezdirdiğimde baş sayfalardaki fotoğraflar ne yazık ki bunu yansıtıyordu.
İzmir’e ne oluyor? Önceki gün akşam Kordon’a yürüyorum. Cumhuriyet Meydanı etrafından kordon boyu caddesi boyunca polis çelik bariyerleri döşeniyordu. Anlam veremedim bu işe. Acaba 30 Ağustos törenleri yapılacak da bundan dolayı mı bu önlemler alınıyordu? Bunu öğrendiğimde sizlerle paylaşırım. Kordon dolduruldu, deniz uzağa gitti. O zaman da karşı idim, şimdide karşıyım. Doğayı olduğu gibi bırakın… Apartmanlar için bir şey yazmayacak mısın diye soruların bana doğru geldiğini hissediyorum!
Şimdi bir bölüm notlarımı Karşıyaka’daki Spor Salonu üzerine… Salon tamamen Basketbol için dizayn edilmiş. Yan tribünlerde oturanlar eğer hentbol maçı izliyorlarsa önlerinde neler olup-bittiğini göremezler. Çünkü yan çizgi görülmüyor. Ancak kale arkasında oturursanız tüm sahayı izleyebilirsiniz. Ama karşı kale çizgisinde neler olduğu takip etmekte zorluk çekebilirsiniz. Bu salonların mimarlarını çok merak ediyorum. Tribün altlarını ofis yapmak için bu salonların estetiği ile oynuyorlar. Salon serin, muhtemelen iklimlendirme sistemleri çalışıyor. Ama bütün kapılar açık. Klimaların bulunduğu ortamlarda bütün dış kapı ve pencerelerin kapalı olmasına dikkat etmek gereklidir.
Salonun orta bölümünün üstünde dört taraflı monitörlü skorbord asılmış. Aynı zamanda sanıyorum bütün ses sistemleri oradaki hoparlörlere bağlanmış. Kablosuz mikrofonlarla konuşma yapılırken arada Karşıyaka-Konak vapurunun sesine benzer gürültülerin çıkması kursiyerleri güldürdü. Şuna inanın, hemen her yerde buna benzer sorunlar yaşanıyor. Ses ve ışık sistemlerinde ne yazık ki istediğimiz teknik düzeyi yakalayamıyoruz.
Otelde de bazı küçük sorunlar var. Bunları size ortak etmeyecek, bir konuk olarak notlarımı bizzat ilgilisine ileteceğim.
İzmir’den şimdilik bu kadar… Ders başlıyor. Bana müsaade, salona girmeliyim…
Yorum Yazın
Facebook Yorum