Türk ve Dünya tarihinin en önemli olayları Mayis ayları içinde yaşanmıştır. Fırsat buldukça gelecek yazılarımda yaşanmış ilginc mayıs olaylarını bu köşemde vurgulayacagim. Geride bıraktığımız Cuma günü; "1 Mayıs İşçinin, Emekçinin ve tüm çalışanların Bayramı"ydı. Herkesin, hepimizin tereddütsüz kabül ettiği zorunlu nedene uyarak bu önemli günü evlerimizde yaşadık. Son yıllarda, resmi anlamda, tüm yurtta kutlanılan; tüm çalışanlarımızı “Emek ve Emekçi Dayanışma Günü”nü, Ben de; gönülden kutluyorum. Artık; halkımız evinde de kalsa çoluğuyla çocuğuyla hiçbir müdahele ve engel olmaksızın, tüm dünyada olduğu gibi, en azından sosyal medya iletişimi ile, “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı”nı kutluyor. 2 yıl önce 8 Mayıs 2018 günü izmir Bostanli'da yaşadığımız feci bir trafik terörü sonunda yaya geçişinde karşıdan karşıya geçerken eski Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü ve Başkent Üniversitesi Izmır Temsilcisi Prof.Dr.Namik Cevik'i kaybetmiştik. Yaşamı boyunca yaptığı hizmetler ve liyakatli yaşamı nedeniyle Turyak tarafından "Örnek Kıdemli Vatandaş" da seçilmiş Namık Çevik rektörümüzü rahmet ve minnetle anıyoruz. 1 Mayıs 1948 tarihinde kurulmuş Hürriyet Gazetemizin 72'nci yıldönümünü, 3 Mayıs 1950 tarihinde kurulmuş Milliyet Gazetemizin 70'nci yıldönümünü, 7 Mayıs 1924 günü kurulmuş Cumhuriyet Gazetemizin 97'nci yıldönümünü kutlayacağız. 3 gaztemizin de tüm çalışanlarına daha nice aydınlık yarınlar diliyorum.
Ben; 34 kişinin hayatını kaybettiği, 136 kişinin yaralandığı 43 yıl öncesinin, 1977 yılının 1 Mayıs’ını daima acıyla hatırlarım. 1 Mayıs 1977’de, 28 yaşındaydım. Evliydim. Eşim Ayla, oğlum Cevat Ziya’ya hamileydi. İstanbul Halıcıoğlu Levazım Okulu’nda 141’nci dönemin Yedek Subay Eğitimini görüyordum. 1 Mayıs 1977 günü İşçi Bayramını kutlamak üzere çeşitli illerden İstanbul`a gelen yaklaşık 500 bin kişinin içinde, hafta sonu izinlisi olarak bende vardım. Taksim Meydanını yapılan ölçümlemelere göre, en az 800 bin kişi doldurmuştu. Katılımın yüksek olması sebebiyle miting de uzamıştı. Güneş batmak üzereydi. Saat: 19.00 sularında dönemin DİSK başkanı Kemal Türkler'in konuşmasının sonuna geldiğinde etraftan silah sesleri duyulmaya başlandı. Taksim Meydanına bakan Sular İdaresi binasının üstünden ve meydandaki otelin çeşitli katlarından açılan ateş sonucu insanlar panik halde, birbirlerini ezercesine kaçışmaya başladı, Etap Marmara Otelin üst katlarından açılan ateş devam ediyordu. İnsanlar panik halde kaçmaya çalışırken Polis panzerleri de kalabalığın arasına doğru girmeye ve ıkitleleri sıkıştırarak Kazancı Yokuşuna doğru itmeye başladılar. Kalabalığa ateş açılıyordu fakat şaşkın ve kontrolsuz durumdaki polis, ateş açanlara değil, kalabalığın üstüne doğru saldırıyordu. Bir kamyonun tıkadığı Kazancı Yokuşundan aşağıya doğru kaçmaya çalışan kalabalığı sanki daha da korkutmak için sürekli silahlar patlıyordu. İnsanlar panzerler altında kalarak ve birbirlerini ezerek kaçışmaya devam ediyordu. 28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak yaşamını yitirmişti, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. Yaralıların çoğu sakat kaldılar. Şimdilerde özürlü olarak dolaşıyorlar. Ölenler, Kazancı Yokuşu'nun başında, kasıtlı olarak park edilmiş o kamyon yüzünden sıkışarak ölmüşlerdi. Beni amcamın oğlu Vala (Sidar) Sıraselviler caddesinden arabasıyla alıp, olay mahallinden uzaklaştırdı. O geceyi uykusuz geçirdikten sonra 2 Mayıs sabahı birliğime teslim olmuştum. 470 kişi gözaltına alınmıştı. Hiçbirinin olayla ilgisi ve bağlantısı kurulamadı. Ateşi kimin açtığı ve nasıl geliştiği belirlenemedi. Sular idaresinin çatısından ve otel odalarından ateş açanlar bulunamadı. Bazı bilgilere göre olayın planlayıcısı CIA, Etap Marmara Oteli'ni ,bir gün önceden boşaltıp buraya CIA ajanlarını yerleştirmişti. Olaydan sonra bu ajanlar ülke dışına çıkarılıp otel kayıtları yok edilmiştir. Kontrgerilla tarafından askeri darbe hazırlığı yapıldığı bilgileri, MİT tarafından Başbakan Süleyman Demirel'e rapor olarak sunulunca ve 29 Mayıs 1977'de muhalefet lideri Bülent Ecevit'e de İzmir Çiğli Hava Meydanında suikast düzenlenince, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı re'sen emekliye sevkedilmişti. Aradan 44 koca yıl geçmesine karşın, olay örtbas edilmiştir. Önümüzdeki Salı günü 5 Mayıs. Gece yarısından şafak vaktine kadar Izmir'de ve Türkiye’nin kuzeyden güneye, doğudan batıya her yerinde mutlaka “Hıdırellez” gelenegi yaşanacak. Herhalde bu ayrıcalıklı gün nedeniyle de sağlığımızın korunması anlamında ciddi önlemler alınmıştır. Şayet yaşanılan olağanüstülük olmasaydı, İzmir’in ve ilçelerinin tüm mesire yerlerinde; özellikle Kültürpark’ta, Karşıyaka Bayraklı’da “Altınyol Sahili”nde ve Kordonboyu’nda özellikle Roman hemşehrilerimizin önderliğinde “Hıdırellez” şenlikleri yaşanırdı.Sancar Maruflu'nun 3 MAYIS 2020 YAZISI'NIN SON PRAGRAFI: Ancak Biz 68'liler için 5 Mayıs'i 6 Mayıs'a bağlayan sabahlar 1972 yılından itibaren acı ve hüzün sabahları olmuştur; 6 Mayıs 1972 Sabahının Biz 68'liler için sürdürülebilir bir önemi vardır. O da 1972'nin 6 Mayıs'inda "Üç Fidanlar" olarak andığımız Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ile Hüseyin Inan yol arkadaşlarımızın asılarak idam edilmeleridir... Bu nedenle 6 Mayıs'lar Biz 68'iller için sürdürülebilir ve daima sürdürülecek yas ve hüzün günleridir. Bu felaketi unutmamanız asla mümkün değildir. Başka bir yazı da bu konuya daha detaylı gireceğim. Günümüzün en önemli konusu yaşamakta olduğumuz salgın virüs felaketidir. Özellikle Değerli emekçi halkımız için bu dünyayı ve memleketimizin emekçilerini karmakarışık hale getiren ve dünya insanlarının acı kaderi olan bu 《virüs felaketi》nedeniyle çok şükür hepimiz sabır ve metanet içindeyiz. Ancak halkımızdan biraz daha sabır ve metanet diliyorum. Doktorlarimizin ve Saglik emekçilerinin birikim ve becerileriyle, Tıp teknolojimizin prodüktif gayretleriyle ve en önemlisi halkımızın fedakâr ve cefakar emekleriyle bu sıkıntılı günler de mutlaka aşılacaktır... Belki hiçbirimiz eski hayatımıza yeniden donemeyecegiz. Eski alışkanlıkların yitirecegiz. Ancak; kısıtlı ve kademeli de olsa eskisinden daha güvenceli ve daha mutlu ve daha aydınlık yarınlara kavuşacağız. Doğanın ve insanın değerinin daha çok anlaşılacağı yepyeni günlerde, "Iyilikler ve güzellikler" hiç eksilmesin. Sağlıklı ve huzurlu daha aydınlık bir geleceğimiz olsun. Hepinizi sosyal mesafe içinde kucaklıyorum.
Yorum Yazın
Facebook Yorum