Pirus zaferi…
Tarihin en meşhur savaşlarındandır.
Sonucu, ders niteliğindedir.
Kazanılan zaferin, kayıplardan sonra anlamsız hale gelmesini ifade eder.
***
Özetle;
M.Ö 280 yılında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus, kafaya taktığı Roma’ya ele geçirmek için plan kurar.
Ne pahasına olursa olsun ele geçirecektir.
Savaşı kazanmak için her şeyi feda eder.
Pirus, savaşı kazanır ama fillerin desteklediği tüm ordusunu kaybeder.
Yanında 3-5 yaralı kalır.
Ardında kalanlara bakar;
“ Tanrım böyle bir zafer verme” diye isyan eder.
***
Bu acılı zafer haykırışı…
Askeri ve siyasi edebiyatta sık kullanılan kavramdır.
Ağır kayıplar pahasına kazanılan, neticede kazanılmaya değmeyen galibiyeti anlatmak için kullanılır.
Yani…
Yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan zafer, mutsuzluktur.
***
CHP İzmir’in kongre sonucu gibi.
***
Büyükşehir Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun desteklediği, gücünü ortaya koyduğu kongrede arkadaşı Alattin Yüksel’e zaferi kazandırmıştır ama…
Örgüt bölünmüş, güven parçalanmıştır.
Burun farkı oyla kazanılan seçim sonrasında…
Birçok milletvekili küstürülmüş…
İlçe başkanları ötekileştirilmiş…
İlçe belediye başkanları baskıyla oy vermenin mahcubiyetini yaşamış…
Ağır sözler, ithamlar, atılan tekmelerle kapanan sandıkla cepheleşme başlamıştır.
***
Kongre sonucu, Pirus zaferidir.
Her ne kadar…
Yüzde bir farkla koltuğa oturan Yüksel, “Tanrım, böyle zafer verme” diye haykırmasa da…
Görev yapacağı iki yılı iğneli fıçıda geçirecektir.
Çünkü partinin altından hiç eksik olmayan kaynayan kazana odunlar şimdiden atılmaya başlanmıştır.
***
Düşündürücü bir yanı ise…
Pirus zaferinden zarar görecek kişi, İzmir’e hizmet vermek zorundaki Başkan Aziz Kocaoğlu’dur.
Bugün anlamsız gelen zaferin mimarı olarak gösterilmekte…
Hedef olarak konuşulmaktadır.
Bir yandan dış muhalefet…
Diğer yanda iç muhalefet sinir tellerini çekecektir.
***
Nasıl küfredilmesin…
“ Hay, böyle zaferin içine!”
Neye yanarsın?
Örgütün ortadan ayrıldığına mı…
Kaşıkla toplayıp, kovayla döktüklerine mi?
Yorum Yazın
Facebook Yorum