Siyasi tarihimizin…
Dönemlerine damgasını vurmuş…
Geçmişte milleti peşinden sürüklemiş, kadrolarıyla hükümet kurmuş, devlet yönetmiş iki partisi.
DYP ve DSP.
***
DYP yani Doğru Yol Partisi.
Demokrat Parti ve Adalet Partisinin siyasi mirasçısı olarak kuruldu.
Türk siyasetinin temel taşı Süleyman Demirel, partiyi zirveye taşıdı.
Ardından “ Manevi kızım” dediği Tansu Çiller’e genel başkanlığı bıraktı, kendisi de Cumhuriyet’in ilk bayan başbakanı seçildi.
DYP, 1991-1996 yılları arasında kurulan koalisyon hükümetleriyle kesintisiz iktidarda kaldı.
ANAP ve Refah Partisi ile ortaklık yaptı.
2002’den sonra TBMM dışında kaldı.
İcraatlarıyla tarihe imza attı.
***
DSP yani Demokratik Sol Parti.
Kişililiği ile gönülleri fetheden, siyasetin “ Karaoğlan’ı” Bülent Ecevit, 12 Eylül darbesinden sonra yasaklıydı.
Kendisine inananlarla Demokratik Sol söylem ve eyleminde buluşma isteğindeydi.
Yasaklı olduğu için eşi Rahşan Ecevit bu fikrini yaşama geçirdi.
İki odalı evde kurulan DSP, 14 Kasım 1985’den sonra kitleleri sürükledi.
Yeni isimleri siyasete kazandırdı.
1987’de yasakların ortadan kalkmasıyla DSP’nin başına Bülent Ecevit geçti.
1991’de 7, 1995 erken seçiminde 76 milletvekilliği kazandı.
1999’da birinci parti oldu, birçok belediyeyi kazandı.
ANAP ve MHP ile hükümet kurdu.
2002’ye kadar.
Sonrası malum.
***
Ali Osman Demirtaş, 1 Kasım seçimine Bursa’dan bağımsız aday olarak girdi.
Meydan konuşmalarını tek kişi izlemedi.
Hayatı filmlere konu olacak 67 yaşındaki Demirtaş’a, eşiyle oy kullandığı sandıktan sadece bir oy çıktı!
Ancak…
Sonuçta 504 oy aldı.
***
Ali Osman amcanın topladığı oy…
DYP’nin oylarından fazla…
DSP’nin ise üçte biri.
Acı ama gerçek.
***
Velhasıl…
Efsaneler ayakta ölmeli.
Sürünerek yaşamamalı.
Siyasi partiler de…
Liderine, geçmişine, gönül verenlerine layık olmalı, varlığını gururuyla korumalı.
Tabela partisi olarak…
Komik duruma düşmemeli!
Yorum Yazın
Facebook Yorum