YILMAZ DURMAZ
Yeni bir eğitim öğretim yılına girdik.
Yaşamımızda birçok şey “olmazsa da olur”, olmazsa da yaşanılır... Ama eğitim olmazlarımızın başında.
“Eğitim Şart” başlığını çok önemsediğim için sık kullanırım. Eğitim- öğretimde her yeni dönemin başında eğitimin önemini yazmayı, bir eğitimci olarak görev sayıyorum.
Bireyin iyi bir eğitim almamasının, öğretim ayağının çok aksamasına neden olduğunu, eğitimsiz toplumların emperyalist sistemin güdümüne çok kolay girdiğini eğitimciler iyi bilir.
Eğitimli toplumlarda sağlık, güvenlik ve hukuki sorunlar minimum düzeyde olmakla birlikte siyaset de ahlaki değerlere uygun ölçüde yapılır. Eğitimli toplum, ahlaksızlığa pirim vermediği gibi olup bitenleri değerlendirmede kayıtsız kalmaz.
İyi bir eğitim almış bireyler öğrendiklerini içine sindirdiklerinden, ne yaptığını bilen, kendileri ile barışık, ilişkilerinde samimi ve seviyeli olur, çıkmazlarda, gününü kurtarma peşinde olmaz.
Eğitimli toplumlarda görev ve sorumluluk verilirken “Adama göre iş değil, işe göre adam” felsefesi temel ölçüttür. Bu felsefenin temelinde insana saygı, ülke sevgisi yatar. ‘Benim adam olsun da ne olursa olsun’ diye hareketlere pirim vermez.
Üstüne titrediğimiz çocuklarımızın geleceği için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayız. Oysa bazı veliler dünyanın kendi ekseninden dönmesini ister. Veli öğretmeni seçme şansını kendinde görür ama öğretmen öğrencisini seçmez, seçmeyi de düşünmez/düşünmemeli.
Öğretmenlerimizin yaşam şartlarının iyileştirilmesi, eğitim kurumlarımızın geliştirilmesi için oy verdikleri, iktidara taşıdığı kişileri ve siyasi partileri zorlamaz.
Sadece düşüncesi nasıl eğitir, nasıl öğretirim? Olanlara, birilerini arkasına alan kendini bilmezlerin ne haksızlıklar yaptığına öğretmenlik yıllarımda çok tanık oldum. Bu yüzden de en verimli dönemimde emekli oldum.
Kendini yönetmekten aciz insanlara sınıfları, sınıfları yönetmeyenlere okulu, okulu yönetemeyenlere milli eğitimin yönetimini teslim edenler, edilmesine katkı sunanların en büyük günahı işlediklerini anlatmaya gerek var mı?
Eğitim sisteminin dışına çıkarılan her bireyin potansiyel bir tehdit oluşturacağını, bu tehdittin çocuklarımız ile birlikte yaşayacaklarını unutmayalım.
İyi bir eğitim için; yüreğinde Allah korkusu taşıyan, vicdan ve merhamet sahibi, insanı, ülkesini seven eğitimcilere ihtiyaç var. Eğiticilerin eğitimine de…
Karşıyaka, Kaymakam Sadettin Yücel, Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa İslamoğlu gibiler olduğu için çok şanslı. Karşıyaka Belediyesine okulların tadilatları için verdiği katkıdan dolayı teşekkür ediyorum.
Ha bu arada; Öğretmenliğe öğretmen olarak başladım, 27 yıl sonra öğretmen olarak emekli oldum. Sınıf öğretmeni olan eşimde, bu yıl çokbilmiş veliler yüzünden ve yaşlı, hasta annesine bakmak zorunda olacağı günlerde çocukların eğitimi aksamasın diye 32 yıl önce öğretmen olarak başladığı bu kutsal görevden öğretmen olarak emekli oldu.
Oğlum Endüstri Mühendisi 1,5 yıldır iş arıyor. İngilizceyi, benim Türkçem kadar konuşur/ yazar, Rusçayı başlangıç düzeyinde konuşur yazar. Ama kimsenin yardımcı olduğu yok.
Bu yazdıklarım, birilerini överken yalakalık için övdüğüm dedikodusunu yapanlara da iyi bir cevap olur sanıyorum.
Benim tek dostum Allah’tır. Bu böyle biline.
Bugün Ülkemizdeki eğitimin durumu ortada!
Son söz "Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.” M. K. Atatürk
Yorum Yazın
Facebook Yorum