Fair Play yabancı bir kelime. Amma; Dünya ulusları telefon, televizyon ve internet kelimeleri gibi teknik ve toplumsal bir kelime olarak Fair Play’i de kullanıyor. O kelime “Üstün Ruh” demektir. Avrupa Fair Play Birliği geçen ay Brüksel’de Fair Play’in (Konya’dan sonra) 2’nci Fair Play anıtını dikerken “Fair Play Sporun ruhudur” sloganını hayata geçirmişti. Ülkemizde maalesef Fair Play özelikle futbol kesiminde tam olarak anlaşılmamaktadır. Yılların tecrübesi ile toplum hareketlerinde çok güzel örnekler görmemize karşın, özellikle futbol kesiminde bu sıcaklığı, bu anlayışı, bu ruhu göremiyoruz. Bireysel sporlarda Fair Play davranışları çok daha fazla, ödül alarak onurlandırılan pek çok güzel örnek hareketi alkışlarken, akıl almayacak olaylara da şahit oluyoruz. Siz; takımınız şampiyon adayı iken sahaya girip, final maçında rakip misafir takımın oyuncularına şiddet uyguluyor, daha sonra en kıymetli oyuncunuz başka bir maçta rakip takımın seyircilerine, “bizim seyirciler size hesap sorar” anlamına gelen cümleler sarf ediyor, sonra da Fair Play’den bahsediyorsunuz. Olacak şey değil!
Dünyadaki tüm Olimpiyat Komitelerinde olduğu gibi, 1908’den başlayan onurlu bir tarihi olan Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin Fair Play Komisyonu, her yıl, hem toplumsal hem de sportif olaylarda Fair Play’e örnek olacak hareketleri değerlendiriyor ve ödüllendiriyor. Bu ödüller o kadar değerli ki; babadan oğula miras kalıyor. Hiç unutmam bir gün okuduğum bir vefat ilanında, aile şerefle “Babamız Fair Play Ödülü almıştı” diye yazmıştı. Bu yıl ve geçmiş yıllarda ilan edilen Fair Play Ödüllerini kazananların hikayelerini TMOK’un web sitesinden bakanlar, ülkemizin örnek olarak alkışlanacak kuruluşlarını ve insanlarını görecekler ve böyle bir toplumumuz olduğu için gurur duyacaklardır. Fair Play Anadolumuzun, Türk’ün DNA’sında vardır. Onlar Hz. Peygamberimizin ve Büyük Atatürk’ün “İyiye, Doğruya, Güzele’ ulaşan yolunda yürüyenlerdir. Örnek olmayı ve alkışlanmayı hak edenlerdir.
Yorum Yazın
Facebook Yorum