SANCAR MARUFLU
27 yıl önce; 1990 yılının 20 Ağustos’unda, “59’ncu İzmir Enternasyonal Fuarı”nın, Lozan Meydanı’nda düzenlenen Açılış Törenini, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Üyesi ve “Fuar Komitesi Murahhas Azası” ünvanımla bizzat Ben sunuyordum. Tören başlamak üzereyken, İzmir’de yaşayan ve kanser tedavisi gören, Milli Şantörümüz Ayla Dikmen’in kuzeni Lara Berki’nin Bana uzattığı bir “yazılı pusuladan”, Sanatçımız Ayla Dikmen’in çok kısa bir süre önce, muhtemelen 15 dakika kadar önce vefat ettiği haberini öğrendim. Törende en azından 20 Bin kişi vardı. Katılanları, “Atatürk, Şehitlerimiz ve Kaybettiğimiz Değerlerimiz için Saygı duruşuna davet ederken, “çok duygusal bir an yaşayarak” aniden Ayla Dikmen’in de vefat ettiğini ve “Onun içinde Saygı Duruşunda bulunalım.” çağrısıyla Ayla Dikmen’i de yitirdiğimizi ilk kez duyurmuş oldum. Genel Medya’dan ve herkesten önce, muhtemelen 20 Bin kişi, Ayla Dikmen’le ilgili hüzünlü haberi ilk kez İzmir’de bir fuar açılışında öğrenmiş oldular. Onun içinde saygı duruşunda bulundular. Evet; 27’nci ölüm yıl günü olan 20 Ağustos’ta, Milli Şantörümüz Merhume Ayla Dikmen’i ve eşi emsalsiz iyilikler ustası, Milli Teniscimiz Merhum Enis Berki’yi; Allahtan Rahmet diliyerek anmış olduk. Ruhları şad olsun. Işıklar içinde yatsınlar… 86’ncı kez açılan, “İzmir Enternasyonal Fuarı”, Büyük Atatürk'ün; “Milli Mücadele'den 6 ay sonra”, Cumhuriyetin ilanından 9 ay önce İzmir'de topladığı 1923 İzmir İktisat Kongresi'nde alınmış somut kararların başarıyla uygulandığını belgeleyen bir Cumhuriyet eseridir. Esasında, İzmir Fuarı, Cumhuriyetimizle yaşıttır. 86 rakamı, Fuarın 86 defa düzenlendiğini ifade eder. Fuar, aslında 94 yaşındadır. Yani Cumhuriyet’le aynı yaştadır.
Cumhuriyet'in bu en güçlü eserini; büyük kurtuluşu sonuçlandıran, ancak gerçek kurtuluşun iktisadi kalkınma ile olacağına inanan bir avuç yurtsever yaratmıştır.
"Siyasi, Askeri Zaferler Ne Kadar Büyük Olursa Olsun, Ekonomik Zaferlerle Taçlandırılmazsa, Kazanılacak Başarılar Yaşayamaz ve Sürekli Olmaz" diyen büyük ATATÜRK, 1923 İzmir İktisat Kongresi nedeniyle düzenlettiği ilk fuarcılık örneğimiz olan Mahalli Ürünler Sergisi’ni incelemiş ve çok beğenerek her yıl tekrarını ve geliştirilmesini istemiştir.
Atatürk Cumhuriyeti’nin İzmir Belediye Başkanı Dr.Behçet Uz; Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Türkiye'sinin Osmanlı idaresinin karanlığı ile işgal günlerinin kapkaranlığını yaşayanların, kurtuluşun aydınlığında yaratacakları değerlerle düzlüğe çıkacağına yürekten inanmış genç bir Çocuk Hekimiydi.
Dr. Behçet UZ’un GAZİ PAŞA’sı; ATATÜRK; İsmet İnönü, Celal Bayar, Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir, Tevfik Rüştü Aras, Mahmut Esat Bozkurt, Şükrü Saraçoğlu, gibi yakın mesai arkadaşlarıyla, İzmir Fuarı'nı her yılın sonunda memleketin katettiği mesafeyi değerlendirecek bir “imtihan yeri” olarak görmek istiyordu. Gazi Paşa; İzmir Fuarı'nı Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini oluşturan, 1923 İzmir İktisat Kongresi'nin felsefesi ile özdeşleştirmişti. Belediye Başkanı Dr.Behçet Salih(Uz) Bey ve İzmir Valisi Kazım Dirik (Paşa) ile İzmir’li Spor Adamı, Gazeteci ve ilk turizmcilerimizden – Belediye Reis-Vekili Suad Yurtkoru, Atatürk ve arkadaşlarının bu inancını çok iyi anlamışlardı.
İlk kez 1923 İzmir İktisat Kongresi'nin beraberinde İzmir'li ihracatçı Şerif Remzi (Reyend) Bey'in İzmir'in Konak semtindeki incir-üzüm işletmesinde “Yerli Malları Sergisi” adıyla açılan; sonra 1927 yılına kadar Mithatpaşa Sanatlar Mektebi'nde devam eden, 1929’dan itibaren 6 kez de Pasaport'taki Gazi Heykeli'nin arkasında ki; şimdiki Büyük Efes Oteli'nin bulunduğu alanda İzmir Dokuz Eylül Panayırı adıyla açılan İzmir Beynelmilel Fuarı, gerçek kimliğini, 71 yıl önce Dr. Behçet Uz ve arkadaşlarının İzmir'e kazandırdıkları Kültürpark içinde ki düzenlenmesiyle bulmuştur.
20 Ağustos 1936’da görkemli bir törenle açılan ilk Kültürpark’ın ve İzmir Beynelmilel Fuarı’nın Açılış Töreni’ne Başvekil İsmet İnönü, Maraşal Fevzi Çakmak ile birlikte Hükümet ve Parlamento üyeleri de katılmışlardı. Churchill’in İngiltere’si, Hitler’in Almanya’sı ile Stalin’in Sovyet Rusya’sı ise ilk katılımcı yabancı ülkelerdi...
Milli Panayır'dan Beynelmilel (Enternasyonal) Fuar'a geçilen harekette; Belediye Reisi Dr. Behçet Salih(Uz) Bey’in, Vali Kazım Paşa'nın Mıntıka Ticaret Reisi Cemal Ziya Bey'in, Ticaret Bakanlığı Komseri Suat Şakir Bey'in, Belediye Daimi Encümen Azası Reşat Leblebicioğlu’nun, Belediye Reis Vekili Suad Yurtkoru'nun, Türk Ofis Raportörü Rahmi Zallak'ın, Belediye Başmühendisi Cahit Çeçen'in ve Belediye Baştabibi Dr. Ali Büket ile Gazeteci - Yazar Adnan Bilget'in, İtfaiye Komutanı Gazi İbrahim Günay’ın, Müteahhit Bayburtlu Niyazi Bey’in, Ayrıca; Orman Y. Mühendisi ve Erozyonla Mücadele ve Bataklık Kurutma Mütehassısı Ali Cevat Ziya Bey’in, üstün hizmetlerini asla unutmamalıyız. Onları daima rahmet ve sevgiyle anmalıyız.
İzmir Fuarı’nın, 20'nci yüzyıldan iz bırakmış bir Türk gurur abidesi olmasını sağlayanlar; milli mücadele sonrasında; savaştan yeni çıkmış Türkiye'mizin kalkındığını ve geliştiğini dosta, düşmana enternasyonal bir pencereden göstermişlerdir. O yıllarda henüz emeklemekte olan yerli imalatçı ve tüccarlarımıza çalışma ve moral azmi kazandırmış olan “İzmir Fuarı”, Türk ulusunun kalkınma sembolüdür. Özellikle Dr.Behçet Uz, tam 85 yıl önce 1932'de şimdiki Fuarın kurulduğu ve düşmanın 9 Eylül 1922 sonrasında yakıp yıkarak harabeye çevirdiği yangın alanı denilen şimdiki Kültürpark alanını; "Bu enkazı siz 40 yılda ancak kaldırabilirsiniz" diyenleri utandırırcasına 23 ay gibi kısa bir sürede tertemiz yaptırmayı başarmıştır. Kültürpark alanının yaratılmasında ve toprak ıslahında görev üstlenmiş Orman Baş Mühendisi Ali Cevat Ziya Bey;”Emperyalist düşmanın yaktığı ve yıktığı yerleri temizlemek hiç de kolay olmamıştır. Atatürk’ün talimatlarıyla Denizli’den geldiğimiz İzmir’de başta Karşıyaka Çamlık Bataklıkları olmak üzere hektarlarca alanı kuruttuk ve İzmir’e kazandırdık. Kazandırılan alanların en önemlisi hiç şüphesiz yangın alanı denilen, şimdiki Kültürpark alanıdır.” demiştir. Dr. Behçet Uz ise; “Emperyalistler kaçarken yakıp yıktılar. Biz ise yakılıp yıkılan alanların yerine yeşil alanlar kazandırdık. Kültürpark’ı yarattık. Yok edilmiş alanları yeniden İzmir’e kazandırdık. Mutluyuz.” Demiştir…
İzmir'liler ve tüm Türk halkı , ne yaparlarsa yapsınlar Dr. Behçet Uz ve arkadaşlarının haklarını ödeyemezler.
İzmir Fuarı; çok ciddi bir Cumhuriyet eseridir. 20'nci yüzyılda İzmirli Türklerin yüz akı olmuştur. Avrupa sözcüğünün çok fazla telaffuz edildiği ve edileceği 21’nci yüzyılda da fuarımızın ve bir enternasyonal fuar şehri olarak İzmir’in önemi ve fonksiyonu daha da artacaktır. Gaziemir’de İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yaratılmış olan yeni fuar kompleksi, bu anlayışın devamı olacaktır. İzmir’imizin şahsında Türkiye’mize itibar ve prestij kazandıracaktır…
Bu nedenle; Devletimiz ve Cumhuriyet Hükümetleri İzmir Enternasyonal Fuarı'na gereken önemi vermelidirler. Atatürk, İnönü, Bayar, Menderes, Demirel, Ecevit ve Özal dönemlerindeki gelenek yeniden canlandırılmalıdır. Hükümet Başkanları, eskiden olduğu gibi memleket için alınacak önemli ekonomik kararların açıklamalarını İzmir Fuarı'nın açılacağı güne denk getirmelidirler. İzmir Fuarı’nın açılış törenleri, eskiden olduğu gibi Fuarın Dokuz Eylül Kapısı önünde veya Lozan Kapısı önünde bir halk şöleni şeklinde yapılmalıdır. Halk, Açılış heyecanını yaşamalıdır.
İzmir Fuarı ve taşıdığı uluslararası anlam, her zaman gündemde tutulmalıdır. Yılın 12 ayı yenilikler yaratılmalıdır.
Üzerinde durulması gereken diğer bir husus, Dr. Behçet Uz'un da vasiyeti olan "Kültürpark’ın, doğasının habitatcılık anlamında korunması ve fuarın çok ayrı bir proje olarak ele alınması" zorunluluğudur. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın geleceği için yeni bir fuar projesi çalışmasına hemen başlanılmalıdır. Altyapı ve kominikasyon sistemleri ile donatılmış modern ve çok amaçlı tesislerin olacağı, tramvay’ın yanı sıra deniz ulaşımının da sağlanabileceği yepyeni bir kapalı alanlar kompleksi, günümüzün en uygun alanı olan ve “expo sergileri alanı” olarak düşünülen İnciraltı’nda planlanmalıdır. Gaziemir’de ki geleceğin Fuarcılık ve Uluslar arası Ticaret Merkezi olabilecek “Fuar İzmir” alanı ise çeşitli spesifik fuarların da düzenleneceği ve bir de kongre merkezinin de olacağı bir kompleks olarak planlanmalıdır.
86 yıllık onurlu geçmişiyle Avrupa’nın en eski ve en tanınmış fuarına sahip olan; İzmir’de, İl olarak sahip olunan; 11 üniversitesiyle birlikte bir de “Enternasyonal Fuarcılık Enstitüsü” kurulması pekala mümkündür. Milano başta olmak üzere bir çok dünya ve Avrupa kenti bu konumdadır. İzmir’de kurulacak olan, “Uluslar arası Fuarcılık Eğitim ve Araştırma Merkezi”nin Avrupa Birliği ilişkileri aşamasında müstesna bir girişim olacağına inanıyorum. Atatürk’ün Cumhuriyet
eseri olan İzmir Fuarı’nı yöneten İzfaş’ın bu düşüncemizi dikkate almasını diliyorum.
Kültürpark’ın ise; Kültür ve sanat tesisleriyle, doğal zenginlikleri ile göl ve havuzları ile, Lunaparkları ile Dev Akvaryumlarıyla, botanik bahçeleri ile, spor tesisleri, müzeleri ve kütüphaneleri ile yeniden yapılandırılıp halkın istifadesine sunulması gereklidir. Kurucusu Dr. Behçet Uz’un da adını taşıyacak yeni Kültürpark’ımız, halkın özlemini duyduğu Çay Bahçelerinde, Nargile ve Semaver Köşelerinde dinlenebileceği gerçek bir Kültürpark alanı olarak varlığını korumalıdır. Kültürpark’da yine eskiden olduğu gibi 20 Ağustos-20 Eylül tarihleri arasında yerli malların teşhirinin ve satışının olacağı, tiyatro, müzik, eğlence, sanat ve kültür ağırlıklı bir “İzmir Kültürpark Festival Günleri” pekala düzenlenebilir.
Yorum Yazın
Facebook Yorum