Şimdi herkesin bildiği fakat anlamakta zorlandığım bir konu ile yazıma başlıyorum. Şimdiki başkanın ismi camiaya bildirildi. Oy kullanacak kulüplerden belli oranlarda teklif yazısı alındı. Seçim oldu. Başkanlık kazanıldı. Sonra aradan zaman geçti, bazı kulüpler başkan ve yönetiminden memnun olmadıklarını bildirerek, onun görevi bırakmasını ister oldular.
İşin ilginç yanı, kulüpler dışında bazı değil, sayısı epeyce fazla olan medya mensupları da bunu dillendiriyorlar. Kurullardan biri olan MHK, çok eleştiriliyor. Varsa yoksa hakem kararları. Sonunda VAR’a yabancı hakem getirmeyi başardılar.
Kişisel olarak ben daha işin başında VAR sistemine karşı olduğumu belki bir belki de iki yazımda belirtmiş idim. Bu gibi teknolojilerin futbolun ruhunu bozacağını inandığımdan kafama pek yatmamıştı.
Bu gidişle orta sahaya da yabancı hakem getirilecek gibi görünüyor. Bazı ülkeler bunu uyguluyorlar. Ama kimse kusura bakmasın; 85 milyon nüfusu, 30 milyondan fazla genci, 209 tane Üniversitesi, 108 tane Spor Bilimleri Fakültesi olan bir ülkede futbola hakem aramanın dayanılmaz hafifliğini içime sindiremiyorum.
Ayrıca, bu hakemlerimiz ile lig maçlarını oynatıyoruz. Hakem hatası çok normal karşılanmalıdır. Kasten olmadığı sürece hatalar bizim gelişmemiz için önemli kilometre taşlarıdır. Yeni ve genç hakemleri bulalım. Onları yoğunlaştırılmış eğitimden geçirelim. Kısa süre içerisinde hakemlik mesleğine atılmalarını sağlayalım. Küçük bir ipucu vereyim; Spor Bilimleri Fakültelerinin birinde özel olarak hakemlik uzmanlık modül dersleri konulabilir. Hakem yetiştirmede farklı bir model olacağı için hızlı bir şekilde ama gerekli deneyimlerin kazanılacağı ortamların yaratılması ile bu sorun problem haline gelmeden çözülebilir.
Başkanın seçilmesi konusuna gelince: Sonuçta kimlerin aday olabileceği ilgili yasa ile net bir şekilde belli. Ancak her defasında ya da çeşitli sorunlu ortamlardan dolayı Başkanı eleştirmeye anlam veremiyorum. Sonuçta, federasyonlar kurullarla yönetiliyor. Demokratik teamüller ya da usuller mutlaka uygulanıyordur ama sonuçta Başkan doğrudan sorumlu tutuluyor.
Bir Avrupa Şampiyonasına gidilirken ortalığı dağıtmanın anlamsız olduğunu düşünüyorum. Sonuçta hedef olunan bir noktaya ulaşıldı. Şimdi orada neler yapmalıyız diye düşünmek gerekirken Başkana yüklenmenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Oyuncusu, kulüpleri, teknik adamları ve medya ile birlikte milli takımımızın başarısı için kenetlenmek gerekir.
Önümüzde, önemli ve başarılı olmamız beklenen aktiviteler varken başkanlık seçimlerini öne sürmek bence konuya çelme takmaktan başka bir şey değildir. Tarih konusu tartışılıyor. Seçim eğer o tarihte yapılırsa bir ya da bir iki hafta sonra yeni dönemin ligleri başlıyor. Dolayısıyla şimdiki yönetim bir yıl sonrasının yapılanmasını tamamlamış olacak. Yeni gelen başkan ve kurulları bu defa bir yıl boyunca hiçbir iş yapmayacaklar mı?
İzlediğim televizyon kanallarında, dinlediğim radyolarda, seyrettiğim youtube kanallarında konu sürekli gündemde tutuluyor. Sanıyorum herkes TFF’nin başkanı, mhk üyesi, medya mensubu, çalışanı, elemanı olmak istiyor. Bir federasyonda bu kadar çok kişiye post bulmak kolay değildir. Bu yüzden başkanlık seçimleri yerine herkes kendi görevini nasıl daha iyi yaparıma odaklanmalıdır.
Yorum Yazın
Facebook Yorum