TURAN Dünya imparatorlukları arasında ilk sırada yer alan Osmanlı İmparatorluğu’nun da kökü olan tüm Türklerin bir arada sayıldığı ana vatanın tarihi adıdır. Türklüğün son zor günlerinde İstiklal Savaşı başlarken büyük Türk fikir adamı Ziya Gökalp, Turanı şöyle tarif etmişti:
“Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan
Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan”
Atatürk’ün Türk Dünyası ile ilgili öngörüsü:
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük Atatürk ise Turan için o günlerde bağımsızlığını kazanmamış Türk ülkeleri için şu tarihi görüşünü açıklamıştı:
Bir Önsezi, Bir talimat…
Düşün bir kere, Osmanlı İmparatorluğu ne oldu? Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ne oldu? Dünyayı ürküten Almanya’dan bugün ne kaldı? Demek hiçbir şey sürekli değildir. Bugün ölümsüz gibi görünen nice güçlerden, ileride belki pek az şey kalacaktır. Devletler ve Milletler, bu idrakın içinde olmalıdırlar. Bugün Sovyet Rusya, dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir. Bugün elinde tuttuğu milletler, avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşır. O zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim, bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, öz kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız.
Hazır olmak, yalnız o günü susup beklemek değildir, hazırlanmak lâzımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevî köprülerini sağlam tutarak!
Dil, bir köprüdür; İnanç, bir köprüdür; Tarih, bir köprüdür.
Bugün biz bu kitlelerden dil bakımından, gelenek, görenek, tarih bakımından ayrılmış, çok uzağa düşmüşüz. Bizim bulunduğumuz yer mi doğru, onlarınki mi? Bunun hesabını yapmakta fayda yoktur. Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli… Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Tarih bağı kurmamız lazım, folklor bağı kurmamız lâzım… Bunları kim yapacak? Elbette biz! Nasıl yapacağız? İşte görüyorsunuz, dil encümenleri, tarih encümenleri kuruluyor… Dilimizi, onun diline yaklaştırmaya ve böylece birbirimizi daha kolay anlar hale gelmeye çalışıyoruz… Tarihimizi ona yaklaştırmaya çalışıyoruz, ortak bir mazi yaratmak peşindeyiz. Bunlar açıktan yapılmaz, adı konarak yapılmaz, bunlar devletlerin ve milletlerin derin düşünceleridir.
Mustafa Kemal ATATÜRK
100’cü yılını tamamlayan, ikinci yüz yılına yürüyen Türkiye Cumhuriyetimizde de son dönemler ülkenin görev verdiği hükumetler 1992-2010 arasında Türkiye Cumhuriyeti Devletine Atatürk’ümüzün çizdiği Turan kapısını açma onuruna sahip olmuşlardır. Varılan hedef: Türk Devletler Teşkilatıdır. İlk günden itibaren izlediğim bu oluşum varılan bir hedeftir. Amma; bu hedef için çizilen yolda hızla yürünmesi gerekir. TDT’nin protokolünde spor konusunda pek çok öneri ve program olmasına rağmen, Türkiyemizde pek uygulama haberi göremedik. Bu, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın ilk planda programında olması gereken bir çalışmadır. Bakanlık bir basın toplantısı ile bu konuda neler yapılacağını veya yapılmakta olduğunu açıklamalıdır. Bu açılan kapı Türk Dünyasının kapısıdır. Onlar bizdendirler, ancak birlik olursak her alanda başarıya koşabiliriz. Bize düşen görev, Türk basını olarak çalışmalara gönülden destek vermektir diye düşünüyorum ve sorumlulardan, denetleyicilerden, görevlilerden iyi haberler almayı umuyorum.
Yorum Yazın
Facebook Yorum