Bugün 19 Temmuz . Yarın başlayacak olan Kurban Bayramı’nın arife gününü yaşıyoruz. Yardım – Hayır - Sevgi ve Hoşgörü duygularımızın gönüllerde de bayramlaşması dileklerimle siz Sevgili Okuyucularımın, yarından itibaren 4 gün olarak yaşadığımız “Kutsal Kurban Bayramlarını” kutluyorum. Başkanı olduğum 74 yıllık ecdat yadigarı “İzfak” kısa adıyla anılan, “İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği”mizden “destek alan”, binlerce İzmirli fakirlerimize bu Kurban Bayramında da, “rekor bir katılımla” destek olunmuştur. Hayırsever ve duyarlı yurttaşlarımıza minnet ve şükranlarımı arz ediyorum. Derneğimizin bu yıl ki, “vekaletle kurban ibadeti bağış bedeli” olan; -1.000-TL. benimsenmiş, beğenilmiş ve ilgi görmüştür. 74 yıllık ecdat yadigarı derneğimize bu yıl da güvenerek, derneğimiz aracılığı ile kurban ibadetlerini yerine getirmiş herkesten Allah razı olsun. Yarından itibaren 23 Temmuz Cuma akşamına kadar sürecek olan Kurban Bayramının amacı; “insanlar arasında birlik, beraberlik, dostluk, hoşgörü, sevgi, dayanışma ve paylaşım sağlamaktır. İnsanlarımız arasında ki kırgınlıkları ve küskünlükleri sona erdirmek ve ideal barış ve huzur ortamını sağlamaktır.” Geleneklerini ısrarla koruyan bir kamusal dernek olarak; Bu amaç çizgisinde; bu yılın kurban vecibesi, “vekaletini aldıklarımızın adına”, dini ve hijyenik usullere uygun olarak, modern bir kesimhanede, kurbanlıklara acı ve ızdırap çektirilmeden özenle yerine getirilmektedir. Muhtaçlarımıza ve mağdur ailelerimize, geleneksel et dağıtımı, ambalajlanmış olarak özenle yapılacaktır. Dağıtımlarımız bir program dahilinde yıl sonuna kadar sürecektir. Bizim Derneğimiz “İzfak”, sadece et dağıtmıyor. Tam 74 yıldan beri, her ay gerçek muhtaçlara “özellikle; erzak, gıda ürünleri ve temel ihtiyaç ürünleri” ile birlikte, “az kullanılmış, temiz giysiler”, ev eşyaları, gelinlikler, damatlıklar ve daha çok şeyler dağıtmaktadır. Dernekçe sayısız genç’i evlendirerek, yuva sahibi olmalarına katkı verdik. Veriyoruz. Her yıl mutlaka, muhtaç öğrencilere kırtasiye ve okul giysisi yardımı da yapıyoruz. Ayrıca; isteyen bağışçılar için, muhtaç öğrencilere burs verilmesini sağlayarak, “öğrenci sahiplenme, yani “veli” olma hakkını” da kazandırıyoruz. Yardım yapmak isteyenler; İzfak’a ulaşmak ve iletişim kurmak için; 02323 464 35 75 - Gsm:0-530-513 42 64 no’lu telefonlarımızı arayabilirler. Derneğimizin merkezi; Alsancak 1479 Sokak’da No: 8, T.E.V. İş Merkezi’ndedir. Banka Hesap Numaralarımız:
“Ziraat Bankası İzmir Alsancak Şubesi 38158021-5009” İban:TR 82 0001 0007 1238 1580 21 50 09 şeklindedir. Henüz geç kalmış sayılmazsınız. Telefonlarımızı arayabilirsiniz.
Bu yıl da; Vekaletle kurban bağışı yardımlarınızla en az 3000 ailenin et ihtiyaçlarını karşılayabileceğimizi sanıyorum. Bağışladığınız kurbanların etlerinin dağıtımını, Sizler de; bizzat gelip, Bizlerle birlikte gözlemleyebilirsiniz...
74 yıllık Derneğimiz “İzfak”, 72 yıldan beri kamu yararına derneklerdendir... Günümüzün insanları maalesef bugünlerin önemini pek bilmiyorlar... 45 - 50 yıl öncesine kadar özellikle Kurban Bayramlarından bir gün önce; yani arife günlerinde artık bayramın mübarek havasına girilmiştir. Evlerde tamamlanmış bayram temizliklerinden çok öncesinde; kurbanlık koçun ve kasabın parası ayrılmıştır. Evlere gelecek bayram ziyaretçilerine ikram edilecek; Baklavalar, Kalburabastılar yapılmıştır. Çarşı pazar alışverişi tamamlanmıştır. Kilerler-ambarlar doldurulmuştur. Geleneksel Kurban Kavurması’nın hazırlanacağı bakır tencereler kalaylanmış, kavurma sonrası yenilecek bol malzemeli, çam fıstıklı ve kuş üzümlü iç pilavlar, zerde ya da aşureler yapılmış, bol fıstıklı irmik helvası karılmaya hazır hale getirilmiştir. Eski bayramlarda günler öncesinden evlerdeki perdeler, örtüler yıkanır, Tahta zeminler fırçalanır, halılar temizlenir, Boya ve badanalar yenilenirdi. Özellikle hali vakti yerinde aileler, bayramdan en az 10 gün öncesinden bir araya gelip çevrelerindeki fakir fukara aileleri tespit ederlerdi. Fakir fukara insanlara yapılacak destek bile çok önceden planlanırdı. Bayrama hiç kimsenin boynu bükük, sıkıntılı ve mağdur girmemesine itina gösterilirdi. Mahallenin ileri gelenleri mahallenin camisini, muhtarlık ya da köy-bucak odasını dahi onarırlardı. Genellikle kurbanlıklar bir gün öncesinden alınırdı. 40-50 yıl öncesine kadar “Apartuman !! Kültürü” denilen tarz henüz yoktu. Çoğu insanın evinde bahçesi mevcuttu. Ailenin çocukları, bayram sabahı kasabın bıçağına teslim edecekleri kurbanlık koyunları arife gününden sahiplenip beslerlerdi. Bayram sabahları ailelerin erkekleri önce günlük giysileriyle camiye giderler bayram namazlarını kılarlardı. Cami çıkışında fırınlardan taze, sıcak çıkmış simitler, çörekler, poğaçalar, alınır evlerde itina ile hazırlanmış bayram kahvaltısına ailece hep birlikte oturulurdu. Kahvaltı sonrası önceden programlandığı şekilde eve kasap gelir bahçede kurbanlık ya da kurbanlıklar kesilirdi. Bazen birkaç aile birleşir dana ya da boğa kurban ederlerdi. Dini vecibelere uygun olarak evin mutfağı için gerekli etler ayrılır geriye kalan etler fakire fukaraya, ihtiyaç sahiplerine, dullara, yetimlere dağıtılırdı. Hoşgörü dini olan müslümanlık kurallarına ters düşmediği için gayrimüslim komşular da, mutlaka kurban etinden nasiplerini alırdı. Bayramlarda; kin, öfke, nefret, düşmanlık gibi unsurlar ortadan kaldırtılır, yerini sevgi, hoşgörü, birlik ve beraberlik alırdı. Küsler barışır veya barıştırılırdı. Aslında ibadetin özü olan, “kurban kesimi ve dağıtımı akdinin” tamamlanmasından sonra, ailece temiz bayramlıklar giyilirdi. Artık kurban bayramı ibadetinin bir önemli parçası daha olan “bayramlaşma akdine” sıra gelmiştir. Küçükler büyüklerin bayramlarını saygıyla kutlarlar, büyüklerde kendilerinden küçüklerin bayramlarını sevgiyle kutlarlardı. Onları hediye ve bahşişlerle sevindirirlerdi. Ailenin hanımları öğle yemeği hazırlıklarına çoktan başlamışlardır. Sabah erken kesilmiş ve dinlendirilmiş kurbanın etlerinin uygun tarafları itinayla geleneksel kurban kavurması için hazırlanır ve yeni kalaylanmış bakır tencerelerde usulüne uygun olarak kavrulurdu. Sofrada kurban kavurmasına iç pilav eşlik eder, evde yapılmış turşu çeşitleri, mevsim salatası, yemeğin üzerine aşure ya da zerde yenilirdi. Baklava ya da kalburabastı tatlısı ikindide yenilirdi. Üzerine dibekte dövülmüş bayram kahvesi içilirdi. Bir sonraki Bayram günü için, öğlen yemeğine; böbrek, ciğer, uykuluk gibi kurban sakatatları yetiştirilirdi. Bayram akşamları hafif olsun diye zeytinyağlı sebze türü ve kahvaltı gibi yemekler tercih edilirdi. Bazı aileler kurban bayramı’nın onuruna bol fıstıklı irmik helvası kararlar konu komşuya dağıtırlardı. Akşam yemeğinin üzerine yapılan irmik helvasından mutlaka tadılırdı. Yaz mevsimine rastlayan kurban bayramlarında ise mevsim meyvelerinden hoşaf yapmak adettendi. Bayramın birinci günü ailenin büyüklerine ve akrabalarına ziyaretler yapılırdı. İkinci ve üçüncü günlerde diğer ziyaretler, iadeyi ziyaret şeklinde akdedilirdi. Gelip gidenlere Kurban bayramlarında cevizli baklavalar, cevizli kalburabastı tatlıları, kabak-ayva tatlıları ya da ev yapımı vişne, kızılcık ve demirhindi gibi şerbetler ikram edilirdi. Yaz mevsimine rastlayan Kurban Bayramlarında ise ev yapımı kaymaklı dondurmalar ve limonata, şeftali, vişne gibi taze mevsim şerbetleri yapılıp sunulurdu. Fakir fukaranın sevindirildiği huzur ve sevgi içinde yaşanılan 45-50 yıl öncesinin problemsiz ve dertsiz bayramlarında insanlar arasında tam anlamıyla bir kaynaşma, dayanışma ve paylaşma vardı. Çocukların mutlu olmaları için kurulan “Bayram Yerleri” nin zevki bambaşkaydı. O iptidai ahşap ve gıcırtılı atlı karıncaların, tahtaravallilerin, salıncakların, “şans talih kader kısmet oyunlarının” zevki-tadı bambaşkaydı. Bayramlarda mutluluklar yakalanmaz yaşanırdı. Şimdilerde yaşanılanlardan umut edemeyeceğimiz kadar güzel ve anlamlıydı o eski bayramlar. Herkesin geçimi, ekonomisi iyiydi. İnsanlar arasında menfaatsiz yardımlaşma, karşılıksız destek vardı. Ahilik kültürü yaşanır ve yaşatılırdı. Şimdi bayram denilince akla ilk olarak tatil geliyor. Nerelere gidilip eğlenileceğinin hesapları yapılıyor. Seyahat hazırlıkları yapılıyor. Her şeye rağmen sevgi ve hoşgörü tohumlarının gönüllerde yeşereceğine, hayır ve paylaşma sorumluluğunun gönüllerde yeniden canlanacağına inanıyorum. Deprem, sel, heyelan ve orman yangını facialarının yaşanmadığı, savaşların olmadığı, barış, huzur, hoşgörü, dostluk ve mutluluğun egemen olduğu sevgi dolu bir dünyada, sevdiklerinizle nice güzel bayramlar yaşamınızı diliyorum. Bayramınız gerçek bayram olsun. Kutlu olsun. Şen ve esen kalınız.
Yorum Yazın
Facebook Yorum