İstanbul- Kocaeli (İzmit) arasında bazen tren yolculuğu yapıyorum. İzmit tren istasyonunda tuvalet var fakat paralı. İstanbul’da tuvalet var parasız. İstanbul derken Pendik’ten söz ediyorum. Peronda sigara içilmeyeceği anonsu yapılıyor ama aldıran yok. Vagonlara doğru giden sporcu kardeşlerim, sigara içmeyenler bundan rahatsız oluyorlar…
***
Yazın yağan yağmur miktarı kış mevsiminden daha çok oldu. Fakat bu sağanaklar bizim altyapı konusunda yeterli bir sisteme sahip olmadığımızı gösteriyor. Böyle bir yağmur esnasında eğer futbol maçı oynanıyorsa hakemin kararı acaba ne olur?
***
Yeni stadımızın zemin ve diğer eksiklikleri hakkında sürekli haber okuyor veya duyuyoruz. İnanın, yaparken işi bilen kimseye sormadılar. Kocaeli’de yapılan hemen her spor tesisi için durum aynıdır. Bu arada sentetik zeminli spor sahaları üzerine neler yaptık, sormak istiyorum.
***
Boğulma hadiseleri konusunu başka bir yazımda anlatacağım. Ama herkes şunu bilmelidir, yüzmenin coğrafyamızın üç tarafının denizlerle kaplı olması ile hiçbir ilgisi yoktur. Yazmayın artık bunu! Yüzme, havuzda öğrenilen, öğretilen bir spordur. Hayatta nefes alan her cisim suyun üstünde kalır. Ama eğitimsizlik, panik, kramp ya da başka olumsuz koşullar her an boğulma tehlikesi yaratabilir.
***
Bir sürü test yapıldı yeteneklileri aramak için. Aradan bunca yıl geçti nerde bu yetenekli sporcularımız? Şov amaçlı mı yapıldı bu ölçümler?
***
Defalarca yazdım ve ısrarla yazmayı sürdüreceğim: İlköğretimin birinci kademesindeki ilk üç yıl içinde var olan spor derslerine beden eğitimi ve spor öğretmenleri girmelidir. Bu dersler sınıf öğretmenleri tarafından yürütülmemelidir. Hatta spor eğitimi veren bölümlerde “Okul Öncesi Spor Eğitimi” programları açılmalıdır. Bu konuda lütfen herkes ısrarcı olsun.
***
Şimdi sıkı durun: Öğretmenlik Programları ders planları değiştirildi. Birkaç ay öncesinde yayınlanan planlar yeni eğitim öğretim yılında uygulamaya konulacak. Fakat dikkatimi şu konu çekti, programın adı şöyle olmuş; “Beden Eğitimi Öğretmenliği Programı”. Yani “spor” ortadan kalkmış. Bakın bundan bahsetmişken hemen önerimi sunayım: Bu dersin adı “Hareket Eğitimi” olsun…
***
“Beden dersi”, “Bedenci” gibi deyimlerden kurtulmayı beklerken bedene takılıp kaldık yine. Ders, hareket eğitimidir, orada fiziksel aktiviteler mi dersiniz, egzersiz mi dersiniz bilmem ama hareket yapma alışkanlığı kazandırılmaya çalışılmaktadır.
***
Hareketli bir nesil ile daha iyi şeyler yapılır. Bunu yazmışken komik bir olayı da sizlerle paylaşmak istiyorum: Şimdilerde şu akıllı telefonlarla sizin adım sayınızdan ve Dünyanın jiroskop etkisinden faydalanarak toplam kaç metre yürüdüğünüzü yaklaşık bir değer olarak öğrenebiliyorsunuz. Yahu göz var nizam var, sokakların mesafesini ölçmek çok mu zor? Adım aralığınız ölçün, sonra da basit bir pedometre alıp kaç adım attığınıza bakın. Çarpım sonrası yürüdüğünüz mesafeyi kolaylıkla bulabilirsiniz. Biraz matematik lütfen…
Yorum Yazın
Facebook Yorum