Geçenlerde ders anlatıyorum. Dinleyenler arasında yabancı öğrencilerim de var. “Antrenman, içinde fiziksel egzersizlerin bulunduğu, teknik, taktik ve kondisyonu geliştirmeyi hedefleyen, planlı sistematik yapılan çalışmaların tamamıdır” dediğimde, bir elin söz istemek üzere kalktığını gördüm. “Efendim, bizde antrenmana temrin derler, siz neden antrenman diyorsunuz?”
Gelin bu soruya uygun bir cevap bulun… Antrenman diye anlattığımız konular aslında egzersizler oluyor ama egzersiz sözcüğü de Türkçe değil. Alıştırma desek farklı anlaşılıyor. Dril’i kullansak o da yabancı. Haydi idman diyelim ama bu sözcük de Türkçe değil. Peki, ne diyelim?
Bu iki paragraftan çıkan sonuç, antrenman sözcüğü ya da terimine karşılık bir Türkçe isim bulmanın gerekliliğidir. Bunu başarmak şimdilik çok kolay değil. İdman diyelim geçelim diyebilirsiniz. Günlük dilde bu sözcüğü daha çok kullansakda, aslında terminoloji konusunda daha hassas olmak gerekir diye düşünüyorum.
Değerli okurlarım, tüm alanlarda ne kadar çok kendi dilimizi kullanırsak o kadar iyi anlaşırız. Eğer karşılığı yoksa yerine kullanmayı sürdürdüğümüz bir isim bizi bir süre kurtarabilir. Antrenman dediğimiz bu sözcüğe alıştık gibi. Bazen antrenman yerine antreman diyoruz ama doğrusu olarak hocalarımız bize bunu antrenman olarak kullanmamız gerektiğini yıllardır ifade ediyorlar (Sedat Muratlı, Hüseyin Çolakoğlu, Yaşar Sevim, Turgay Renklikurt, Caner Açıkada, vb.).
Sonuçta, bu yazımla artık antrenman sözcüğünü kullanmayı sürdürmeyi teklif ediyorum. Bazen konuşurken idman diyenlerimiz oluyor ama hoş karşılamaya devam ediyorum. Bir konuyu anlatırken kullandığımız terimler, sözcükler olayın daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır. Antrenman konusundaki bu hassasiyetimi dikkate almanızı tavsiye ediyorum.
Ama şimdi sıkı durun, hemen başka bir konuya geçiyorum: Türkiye’de antrenman yapılmıyor! Antrenmanı yapmış gibi ya da yapıyor gibi görünüyoruz! Antrenman yaptıran hocaları sevmiyoruz. Düzenli, doğru ve planlı yapılmayan antrenmanlardan yetenekli sporcular çıkmaz! Antrenman yapmayan kulüp takımlarından kaliteli bir milli takım çıkmaz!
Bu konu, eğitim ve öğretim hizmetlerinde görev yapanlar için daha da önemlidir. Tanımından başlayarak her aşaması çok dikkatli ve özenli biçimde aktarılmalıdır. Yüklenme ölçütlerinden başlayıp, yüklenme yöntemlerine kadar her konu olağanüstü biçimde tartışılmalıdır. Yaş gruplarına göre yüklenme, dinlenme, toparlanma ve uyum anlatıldıktan sonra ortaya çıkmasını beklediğimiz fazla tamlamaya mutlaka yer vermelidirler.
Spor Bilimleri 150 yıldan bu yana sistematik olarak tartışılıyor, araştırmaları yapılıyor, sonuçları alana aktarılıyor. Bilgi ve bilimden yararlanabilenler başarılı oluyorlar. Biz henüz antrenman için hangi sözcüğü kullanalım diye tartışıyorsak bir yerde problem var demektir. Bu benim görüşüm. Farklı düşünenler olabilir. Ancak bu bizi geride bırakmaz. İçine özen yerleştirilmiş plan ve programlarla bu alanda sıçrama yaratmak zor değildir.
Yüzüncü yaşına gelmiş bir Cumhuriyet’e sahip olan ülkemiz bunu da başaracaktır…
Yorum Yazın
Facebook Yorum