Türkiye'mizde adı ilçe olup da tarihi, yöresi, durumu, ekonomik gücü ile İl olmayı hak eden ilçelerimiz var. Amma; bana göre bunların başında tarihteki adı ile Kalanaros, Selçukluların Türk yaptığı adıyla Alaiye ve büyük Atatürk’ün verdiği ad ile Alanya gelir.
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin Üniversiteler Fair Play Kervanı ile fethin sultanı Alaattin Keykubat’ın adını taşıyan Üniversiteyi ziyaret etmiş ve muhteşem bir toplantı yapmıştık. Alanya’ya girdiğimizde en çok duyduğumuz söz Türkiye vilayet sayısından bir fazlasının Alanya’ya yakıştırıldığı idi. Çok sıcak ve candan bir dostluk gördüğümüz Alanya’da kente güç veren spor adamları ile sohbet ettik. Hafta içinde bir ilçe takımı olarak ligin dev takımlarını eleyip Türkiye Kupasında Alanyaspor finale çıkınca mutlu oldum. Çünkü; antrenörü ve teknik heyeti ile dağları aşmışlardı. Her zaman, hem de sıkça sorulan bir soru bu hafta bana da ulaştı. Bu yıl gerçekten iyi top oynayan, iyi yönetilen, tam tabirle eski günlerine dönen Trabzonspor futbol takımı karşısında iki maçta ne yapar? Hani son zamanlarda çok söylenen bir söz var, “Ağzı olan konuşuyor” diye; bizdeki spor değil, futbol yazarlarının da eline kalem geçen, boş sayfa bulanlar yazıyor. Bu iki maçın sonucunu, Alanya için daha önemli olan bu yıl Türkiye Kupasını kimin kazanacağını ancak Tanrı bilir. İki takımın da güçleri belli. Amma; bu maçların sonucu için, yine de bir şey söylemek gerekirse: Bu maçların sonuçlarını, son Fenerbahçe maçında (hiç lüzumu yokken) oyuna hakem gibi karışmasına rağmen, yıllardır izlediğim yıldız hakemimiz Cüneyt Çakır’dan kırmızı yerine ancak sarı kart gören, bir gün sonra da maç ve olaylar hakkında babasının bile Norveç’ten yorumlar yaptığı gerçek golcü Sörloth bilir.
Yorum Yazın
Facebook Yorum