Kaldırımda, engelli geçişlerinde araba park edenler, üç kuruş daha fazla kazanmak için diğer insanların yaşama hakkını gasp edecek cüreti göstererek daracık kaldırımlara, yolları geçilmez kılan insanların vurdumduymazlığı hoşgörü sınırlarımı zorladığında, hafta sonları öğretmenevine gider Derya, Nazan, Nüket’in güzel seslerinden şarkılar dinlerken bir iki duble de rakı içerdim, harama helal demeden. O keyfe son verdi birileri. O kararları sadece keyfimize son vermekle kalsaydı iyiydi. Şimdi mi? İyi ki Öğretmenevinin oteli var. Ne oldu, orada alkol yasaklanırken millet camiye mi akın etti?
Öğretmenevinde alkol yasaklandıktan sonra da haramı helal saymadım. Çocuklarıma kötü örnek olmasın diye evde içmedim ama gittiğim çoğu yerde günaha bir de yediğim kazıklar eklendi. Rakının günahı bana da, yediğim kazıkların günahı kime?
Geçenlerde bir arkadaşımla, Dünya Barış Anıtındaki restorana götürdü. Adında barış var ya. Barış kelimesi insana huzur verir. Dünya Barış Anıtı Karşıyaka Belediyesi tarafından yapıldı. İzmir ayaklarınızın altında. Alkol sizi kanatlandırmasa da oraya çıktığınızda kanatlanıyorsunuz. Yeni Girne Caddesi’nin sağ tarafının Bayraklı’ya bağlanmasını hiçbir zaman içime sindiremedim.
Arkadaşlarımla Dünya Barış Anıtına bu kez ailece gittik. Bayraklı Belediyesi’nin bir işletmesi. İşletmecilik mükemmel, fiyatlar uygun. Memnun kaldım. Sonradan işletme müdürü olduğunu öğrendiğim Veysel Bey karşıladı bizi. Hem de ismimle hitap ederek. İnsanlar ismi ile hitaptan hoşlanır. Niye yalan söyleyeyim ben de ismimle hitap edilmesinden hoşlanırım. Gece boyunca çalışanları ile Veysel müdürün salondakiler ile ilgilenmesini hayranlıkla izledim. Ses sanatçısı Nuran sahne aldığında keyfimiz daha da arttı. Çok sevdiğim ”Benim için üzülme” isteğimi repertuarımda yok demeden söylemesi… Veysel Bey’in yönetim anlayışı, Nuran’ın sesi, Serap öğretmenimin ‘Adını dağlara yazdım’ şarkısına eşlik etmesi, cüzdanımızın da çok zarar görmemesi. Daha ne olsun.
Günah işleyerek eğlenmiş olabilirim ama bunu yazarak birilerinin de mesaj almasını istedim. Bu günahın neresinde yer aldılar? Benimkisi sadece bir merak.
Bilgiye aç, gelişmeye hasret insanlarımızın olduğu inancımı, hiçbir zaman yitirmedim. Geçtiğimiz Ekim ayında “III. Ulusal Havacılık Teknolojisi ve Uygulamaları Kongresi UHAT 2015”düzenlendi. Ben de gazeteci olarak katıldım. Boeing’in Türk yöneticisi Ufuk (John ) Gökçen, Özel Havajet Lisesi tarafından kongreye davet edilmişti. Gökçen’in konuşması 12’de bitmesi gerekirken 12,45’te bitti. Oysa 12- 13 arası yemek arasıydı. Yemek arasına değil, bilgiye, gelişmişliğe hasret bir toplum olduğumuzu orada gördüm. Generaller, subaylar, bilim insanları, belediye başkanları Gökçen’i pür dikkat dinlediler. Konuşma bittiğinde katılımcıların arasına girip tepkileri ölçmek istedim. ‘Konuşma uzadı, yemekler soğudu’ dedim. ‘Varsın yemek soğusun. Bu adamı bir daha nasıl bulacağız?’ Cevabı, bana büryan kebabından daha güzel gelmişti.
Birilerinin hoşuna gitmezse de yazıyorum. Karşıyaka eğitimde farkındalık yaratıyor. Karşıyaka’daki eğitim kurumları yöneticileri 2. Yarıyıl toplantısı Özel Havajet Lisesi’nde eğitim çalıştayı havasında yapıldı. Toplantıda Karşıyaka’ya yeni atanan bir okul yöneticisinin “30 yıllık görevim sırasında ilk kez böyle güzel ve yararlı bir toplantıya katılıyorum…” diyerek teşekkür etmesi benim iddialarımı doğruluyordu. Bu arkadaşım bir de Çeşme, Kuşadası’ndaki beş yıldızlı otellerde düzenlenen eğitim çalıştaylarını görseydi…
Karşıyaka farklı, farkı yaratmak ise hepimizin görevi.
Yorum Yazın
Facebook Yorum