Kendisini sevenler tarafından yaşadığı günlerde Reis-Ül Muharrir (Gazeteci ve Yazarların Başkanı) ünvanıyla anılan İsmail Sivri, babamdan sonra sevdiğim ve değer verdiğim iki isimden biriydi. Sık sık yansıttığım gibi; diğer isim Mazhar Zorlu’dur. Her ikisinin de ortak özelliği kendilerinden önce daima hep toplumu düşünmüş olmalarıdır. Düşünmek ile kalmayıp her fırsatta toplum için bir şeyler yapabilmiş olmalarıdır.
Yaşamları boyunca hep öyle de yaptılar... 15 Ocak 1927 tarihinde Kırkağaç’ta doğan ve 80 yaşında 2 Ağustos 2007 günü hayata veda eden İsmail Sivri, tam 60 yıllık aktif gazeteciydi. İzmir Atatürk Lisesi’nden mezun olmuş, kendisini çok iyi yetiştirmiş, Türk Basın ve Yayın hayatının en büyük ustalarıyla çalışarak; mesleğinin sırlarını Nazım Hikmet, Falih Rıfkı Atay, Zekeriya Serter, Sedat Simavi, Orhan Seyfi Orhon, Orhan Kemal, Burhan Felek, Ali Naci Karacan, Bedii Faik, Sabahattin Ali, Vala Nurettin, Refii Cevad Ulunay, Cevat Şakir, İsmet Kültür, Asım Kültür, Behzat Bilgin, Şevket Bilgin, Kemal Ilıcak gibi emsalsiz değerlerden öğrenmişti. Türkiye’nin en önemli olaylarını aktif gazeteci olarak İstanbul’un Babiali’sinde yaşamış ve yazmıştı. 1948 yılından itibaren Dr. Hasan Sukuti Tükel’in ilgisiyle “İzmir Anadolu Gazetesi”nde “stajyer muhabir” olarak başladığı aktif gazetecilik yaşamını İstanbul’da sırasıyla; Yeni Sabah, Dünya, Son Telgraf, Vatan, Tercüman, Havadis ve Milliyet gazetelerinde sürdürmüştü. Basının mutfağından yetişmiş bir gazeteci olarak gazetecilik mesleğinde yapmadığı iş kalmamıştı. Onun için en büyük mutluluk İzmir’e yerleşmek ve 1960 yılından itibaren çok sevdiği Milliyet’de çalışmaktı. Tam 19 yıl İzmir’de Milliyet Gazetesinin İzmir Temsilciliğini başarıyla yürüttü. İzmir’de emsalsiz dostluklar edindi.
Herkesin sevgilisi oldu. 1979 yılında kendi isteğiyle emekli oldu. Tercüman Gazetesi’nde ve TRT ’de üst düzey görevler aldı. Ağabey dediğim İsmail Sivri’nin en önemli özelliği, çok başarılı bir Sivil Toplum önderi olmasıydı. 1957 yılında üye olduğu İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği’nde; Süleyman Ferid Eczacıbaşı, Mazhar Zorlu, Dr. Behçet Uz, Reşat Leblebicioğlu, Enver Saatçıgil, Hasan İkbal, Şerif Remzi Reyend, Feyzi Kaya, Osman Kibar, İhsan Alyanak, Emine Dizgin, Nuri Savaş, Nermin Arpacıoğlu gibi ünlü İzmir’lilerle tam 50 yıl İzmir’li fakirler için hizmet üretti. “İzmir’i Sevenler Platformu”nun ve “Türk Başarı Ödülleri Kurulu”nun kurucularından oldu. Tam 16 yıl İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nde Başkan olarak meslekdaşları için Basın Mesleğinin çağdaşlaşması için emsalsiz hizmetler üretti. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Onursal Başkanlığı, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Onursal Başkanlığı ile birlikte İzmir’i Sevenler Platformu’nun Onursal Başkanı da olan İsmail Sivri, “İZFAK” kısa adıyla anılan 1947’de kurulmuş, kamu yararına, “İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği”ninde Denetleme Kurulu Başkanı’ydı. Benim bildiğim 100’ün üzerinde ödülü vardı. Bu ödüllerden en önemli olanı sadece 23 kişiye verilen ve “9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in” elinden aldığı, ”Dr.Behçet Uz Son 20.Yüzyıldan İz Bırakan En Başarılı Toplum Önderi Ödülü’dür.”
İsmail Sivri’nin Babası Ahmed Talad Bey rahmetli Babamın çok iyi dostuydu. İsmail Ağabey ile 50‘li yıllarda henüz çocukken tanışmıştım. Yedek Subay elbisesiyle Karşıyaka’ da ki evimize sık sık geldiğini ve birlikte kahvaltı yaptığımız günleri çok iyi hatırlarım. O yıllarda Celal Bayar Cumhurreisi, Adnan Menderes ise Başvekil’di, İsmail Sivri’nin çok sevdiği Manisa’lı Dr. Fevzi Lütfü Karaosmanoğlu ise Sağlık Vekiliydi. Benim gibi şu anda yaşı 55-70 olan pek çok gazetecinin de Hocası olan İsmail Sivri, “E.Ü Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Fakültesi”nde 11 yıl süreyle öğretim üyeliği de yaptı ve 3 ciltten oluşan ‘’Gazeteciliğin Temeli ve Uygulama Teknikleri’’ kitaplarını yazdı. İsmail Sivri, bildiği her şeyi öğrencileriyle ve çevresiyle paylaşan mükemmel bir eğitimciydi. Özellikle çocuklarla çok kolay iletişim kurardı. “Çocukla çocuk, büyükle büyük” olmasını çok iyi bilirdi. Bu nedenle yazdığı “Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü anlatan” çocuk kitapları, çocuklar tarafından zevkle okunmuştur. 1968 yılında İstanbul’da Yüksek Eğitime başladığım yıl, memur çocuğu olmam nedeniyle ciddi bir ekonomik sıkıntı içine girdim. Okul masraflarımı karşılayamıyordum. Telefonla derdimi İsmail Ağabey’e anlatmıştım. Bir baktım ki; İsmail Ağabey sadece benim için gece otobüs yolculuğu yaparak İzmir’den İstanbul’a gelmiş... Beni elimden tutup, Milliyet Gazetesine götürmüştü. Beni ilk kez yakın Dostu, “Abdi İpekçi” ile tanıştırdı. Benim Milliyet Gazetesinde geceleri çalışmak üzere “Polis ve Adliye Muhabiri” olarak işe başlamamı sağladı. Bir süre sonra yine onun tavassutuyla ünlü magazin yazarı Ümit Deniz’in yanında “Magazin Muhabirliğine” başladım. İsmail Sivri’nin sayesinde Gazeteciliği öğrendim. Onun sayesinde Yarım Asırdır çalıştığım Halkla İlişkiler ve İletişim Mesleğine yöneldim. Beni Burhan Felek’le, Şükrü Gülesin’le, Altan Erbulak’la , Haldun Taner’le, Ercüment Karacan’la, Betül Mardin’le, İbrahim Çamlı’yla, Hasan Pulur’la, Cüneyd Koryürek’le, Namık Sevik’le, Turgut Atakol’la, Suat Erler’le, İslam Çupi’yle ve sayısız ünlü isimle İsmail Ağabey tanıştırdı. İsmail Ağabey’in Benim; iyi bir “Stratejik İletişimci ve Halkla İlişkilerci” olmamda çok büyük rolü vardır. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştığım yıllarda en büyük desteği ondan gördüm. 1983 yılında Türkiye’nin İkinci Halkla İlişkiler Firması olarak açtığım Hisdaş Medyapol’un kişilik kazanmasında bana verdiği desteği asla unutamam.
Vefalı, Dost, İyi Yürekli, Hayırsever, Yardımsever, Hoşgörülü, Sempatik, Güleryüzlü, Sevecen bir kişi olan İsmail Sivri, herkesin dostuydu. Hiç ayırım yapmadan tüm insanları severdi. Toplumun her kesimiyle iyi ve sıcak ilişkiler içindeydi. 4’üncü Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’den itibaren Türkiye’nin tüm Cumhurbaşkanlarıyla dost olmuştu. İsmet İnönü ve Celal Bayar kendisine ismiyle hitap ederdi. Süleyman Demirel, Turgut Özal, Mesut Yılmaz başta olmak üzere Türkiye’nin tüm Başbakanlarıyla çok yakın, dostluk ilişkileri içindeydi.
Turgut Özal’a ve Erdal İnönü’ye Gönüllü Danışmanlık dahi yapmıştı. Yaşamı boyunca Kendisi ve Ailesi için hiç kimseden hiçbir şey istemedi. Ancak; İsmail Sivri, “mağdurlar ve yardıma muhtaçlar için” her şeyi herkesten isteme cesaretine sahipti. Garibanların ve Düşkünlerin iyilik meleğiydi. TRT’de Yönetim Kurulu Üyesi olmuştu. TRT’den verilen bir huzur hakkı ücreti vardı. Bu ücreti doğrudan doğruya kamu yararına İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği’ne yatırırdı.
O paralarla burslarını üstlendiği onlarca yüksek okul öğrencisi öğrenimlerini tamamladılar ve şu anda hayata atıldılar. Ayrıca her ay 18 - 20 Ailenin yiyecek-İçecek ve mutfak masraflarını karşılardı. İsmail Sivri’nin hiç ayırım yapmadan insanlık için verdiği hizmetleri çok yakından izlemiş bir kişiyim. Onu bu özellikleriyle de her zaman minnet ve şükranla anıyorum. 20’nin üzerinde kitap yazan İsmail Ağabey’in; ‘’ Yeşil Pancurlu Ev’’ de ki öykülerinin bir bölümü film senaryosu dahi yapılmıştır. Çok sevdiği çocuklar ve gençler için yazdığı; Test Soruları, Türkiye Okullar Rehberi ve Üniversite Yılları kitapları ideal başvuru kitaplarıdır.
İsmail Sivri’nin İzmir’deki en iyi dostları “Mazhar Zorlu” ile ”Haşmet Uslu”ydu. Üçü bir araya geldikleri zaman muhteşem bir üçlü oluştururlardı. Neşe ve Coşku ortaya çıkardı. Espri Kültürünün bütün inceliklerini ortaya dökerlerdi. Hele onlara Şükrü Gülesin, Altan Erbulak, Arif Kayıra, Abdurrahman Özener, Esin Özgener ve Namık Sevik de katıldı mı; Muhteşem bir neşe tablosu ortaya çıkardı. Bu grup, Rahmi Koç’un ve Erol Simavi’nin de katılmasıyla İstanbul’da da bir araya gelirlerdi. İsmail Sivri; Mazhar Zorlu’nun evlatları Kemal Zorlu ile Nafiz Zorlu’nun da öz amcaları gibiydi. İsmail Ağabey; Mazhar Zorlu’nun ve Haşmet Uslu’nun ailelerinin her zaman en yakın dostu olmuştur.
Çocukları çok iyi tanıyan ve çocuklara onların anladığı dille eğitici kitaplar yazan İsmail Sivri’nin; ‘’ Yürekli Kaplumbağa ’’, ‘’ Karınca Dostlar ’’,’’Atatürk Çocukları Çok Severdi ’’ kitapları ile 12 ciltlik ‘’ Atatürk Tarihi ’’ kitapları sık sık yeni baskıları yapılan ve en çok okunan kitaplarıdır.
İsmail Ağabey’le sık sık konuşur, çok sık biraraya gelirdik. Özellikle Erdal İzgi ile buluşurduk ve birlikte güzel ve anlamlı sohbetlerimiz olurdu. Osmanlı Türk Mutfağına çok düşkündü. Kilosu yoktu ama yemek yemeyi severdi. Köfte hastasıydı. Köfte yemeye bayılırdı. İzmir’in tüm ünlü köftecilerini tanırdı. Günay Şimşek’in Kaymaklı Ekmek Kadayıfını pek severdi. Yaz aylarında Koruk ve Karadut Şerbetlerine bayılırdı. Kırkağaç’lı olması nedeniyle Kırkağaç Kavununu çok sever ve herkese mutlaka yedirirdi. Ünlü Kırkağaç’lı Şair Eşref’in ve Neyzen Tevfik’in bütün şiirlerini ezbere bilirdi. Kendisine özgü bir yazı yazma tekniğinin ve üslubunun sahibiydi. Herşeyi çok iyi değerlendiren, pozitif yönleri çok olan, Türkiye’yi ve Türk insanını çok seven, özellikle şehitler için gözyaşı döken, mağdurların, yoksulların ve fakirlerin durumlarına çok üzülen bir kişiydi. Bazen onlar için ağlardı. Gerektiğinde sevinç gözyaşları dökmesini de bilirdi. İstiklal Marşı’mızı zevkle söylerdi. Cebinde mutlaka Atatürk ve Türk Bayrağı resmi taşırdı. Yakasından Atatürk Rozetini çıkarmazdı. O gerçek bir vatanperverdi. Yaşamı boyunca hiçbir siyasi Parti’nin müptelası olmamıştır. Partiler üstü, tarafsız bir kişiydi. Atatürk Cumhuriyeti ilkeleri konusunda taraftı. Sivriliği hiç olmamış “Sivri” soyadlı müstesna bir kişilikti. Olağanüstü bir dosttu İsmail Ağabey.
Yüce Allah; 50 yıllık eşi Aysel Hanım’a, Babasının adını taşıyan oğlu Talat’a ve Annesinin adını taşıyan kızı Hikmet’e ve çok sevdiği ağabeyi Emekli Hakim Av. Yılmaz Sivri’ye sabırlar versin. Aradan On Bir yıl geçmişte olsa, İsmail Sivri’nin ölümü hepimiz için telafisiz ve tesellisiz bir acı olmuştur.
Hepimizin onu çok arıyoruz.
On Bir yıl nasıl geçti hiç anlayamadım. İsmail Ağabey’i geçen On Bir yıl içinde daima hep aradım. Onu çok özledim. Öldüğüne hala inanamıyorum. Sanki bir seyahata gitmiş, oradaymış gibi olmasını arzuladım istedim. Kendimi bazen hep böyle kandırdım. Ama maalesef gerçek bu değil. İsmail Ağabey’de; Gidip te dönemeyenler arasında yaşıyor.
İsmail Sivri’nin birlikte çalıştığı Sivil Toplum Örgütleri, hızla geçen yıllar içinde onu hiç unutmadılar. Adına ödüller verdiler. Yarışmalar düzenlediler. Kitaplar yazdılar. İsmail Sivri adına verilen burslarla halen onlarca öğrenci okuyor. Onun adına yoksullar sevindiriliyor.
Konak eski Belediye Başkanı Sn. A. Muzaffer Tunçağ’ın İsmail Sivri’nin son otuz yılını geçirdiği Mahmut Esat Bozkurt Caddesinin girişindeki parka İsmail Sivri’nin Anıt Heykeli’ni yaptırmasını mutlulukla karşılamıştık. Konak Belediyesi ve tüm Başkanları İsmail Sivri’yi daima anıyorlar. Sağ olsunlar, Varolsunlar. “Gerçek İnsanlık Ustası İsmail Sivri”, İzmirliler için unutulması çok zor olan bir değerlerin bütünüdür. O tam anlamıyla bir Cumhuriyet çocuğudur. Atatürk Cumhuriyeti’ne yürekten bağlı gerçek bir İzmirli’dir. Işıklar içinde yatsın Ruhu Şad Olsun.
Yorum Yazın
Facebook Yorum