Değerli okurlarım, 2024 yılında otomobilden çok motosiklet satılmış. İçinde bulunduğum motosiklet dünyası bundan dolayı mutlu değil. Cadde ve sokaklardaki motosikletli kuryeleri görenler, bunları motorcu sanıyorlar. Oysa motorcu, kendine uygun motoru olan, kaskı, koruyucu ekipmanları ile trafik kurallarını harfiyen uyan kişilerdir. Ne kendilerini ne de başkalarını risk altında bırakmazlar.
Yakıt fiyatlarının artması ile, büyükşehirlerde motosiklete dönüş başlamıştı. Bazı kentlerimizde motor kullanmak sıradan bir hadise olduğu için onlarda bir kıpırdanma görmüyorduk. Ama Kocaeli’de, Sakarya’da, İstanbul’da, İzmir’de artan araç sayısı, ulaşımın giderek pahalı oluşu, motorların daha az yakıt tüketmeleri yanında trafikte daha rahat ilerleme sağladığından motosikletler trafikte baş köşede yer almaya başladılar.
Yazılarımı eski yıllarda okuyanlar hatırlayacaklardır, böyle giderse bir gün herkes motosiklet kullanıcısı olacaktır demiştim. Kocaeli’de motosiklet sporları kulübü kurmuş, yarışlara katılmış, çok çekinerek şehir içinde tur yapmış ve vatandaşlardan olağanüstü destek bulmuştuk. Bir fuar esnasında, zamanın bakanlarından Sayın Vecdi Gönül standımızı ziyarete gelmiş, hatırımızı sormuştu. Şehir turunda yavaş ilerlediğimiz için bazı üyelerimiz bunu açıkladığında “Motorcu yavaş gitmez, açar gazı gider” dediğinde herkesin yüzündeki tebessümü sizlere açıklayamam.
Dergilerde, gazetelerde, portallarda yazdığım o kadar çok yazı var ki, neredeyse kendimi bu alanda ombudsman ilân edesim gelmişti. Hayat başka bir şey tabi… İki şehirde yaşayan birisi olarak motosikletin giderek çok daha önemli bir araç olduğunu ve özellikle İstanbul’da motosiklet kullanmanın önemini ortaya çıkarmak için geçen haftanın cuma gününde bir “Motosiklet Sempozyumu” düzenledik. Başta İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Mustafa Kara, Türkiye Motosiklet Federasyonu Başkanı M. Sadık Vefa’nın onurlandırması ile başlayan bu bilimsel toplantıda, dünyayı motosikletle gezenler, sosyal medya guruları, öğrenci kuryemiz, güvenli sürüş uzmanları, dünyaya motosiklet kiralayanlar, motosiklet ve farkındalığı aktaranlar, kazalar, önlemler gibi birçok alanda konuşmacıların nefes kesen sunumlarını izledik.
Aslında bu fikir, Rumeli Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanımız Sayın Hüseyin Afşin Balcı ile yaptığımız Salı konuşmalarına dayandı desem doğru olacaktır. Bir motosiklet topluluğu/kulübü kuralım düşüncesi, doğrusu ondan çıktı. Benim de pek rahat durmadığım bu yazıdan anlaşılacaktır, ‘neden olmasın?’ diye başlayan serüvenin temeli 18 Nisan 2025 günü atılmış oldu. Böylelikle “RUMOTO”yu kurma fikrimizi gerçeğe çevirdik. Ama asıl iş bundan sonra başlıyor.
Birçok konuda hem federasyonumuz hem de motosiklet markaları ile çalışacağız. Bu defa, Honda ve Yamaha bizimle oldu. Çoğu markayı zaman nedeni ile çağıramadık. Temasta olduklarımız var. Bir plan dahilinde onlarla da çalışacağız. Öğrencilerimiz ve öğretim elemanlarımıza motosiklet eğitimi verecek, İstanbul’da güvenli motosiklet kullanımını yaygınlaştıracağız. Çok iddialı gelebilir ama bu, taraftarı çok olan bir düşüncedir.
Karınca, hacca gitmeye karar vermiş. Olur mu, gidemezsin, çok zor ve çok uzun bir yol demişler… Hatta ölürsün demişler… Karıncanın verdiği efsane cevabı hepimiz biliriz: “Olsun, hac yolunda öldü” derler….
Bizler kazasız, güvenli, yeri geldiğinde eğlenceli bir motosiklet kullanımının yaygınlaşmasını istiyoruz. Herkese motosiklet, herkes için motosiklet…
Sempozyumun ardından aklımdakileri sizlerle paylaştım. Yazılacak birçok şey var ama şimdilik burada kesiyorum.
İyi bir hafta olsun…
İstanbul’da Motosiklet Sempozyumu…

Yorum Yazın
Facebook Yorum