ERDAL İZGİ
Ahırdaki hayvan hastalandı, aşı gerek.
Tedavi uygulayacaksın.
İlaç ithal.
Yerli hayvan et ihtiyacını karşılamıyor.
Anguslar ithal.
Yerli hayvanın verimli ırk olmasını istiyorsun.
Suni tohumlar ithal.
Hayvanlara bakıcı lazım.
Eskiden Moldovyalılar vardı, şimdi Suriyeli.
Çobanlar ithal.
Hayvana yem maddesi şart.
Soya, mısır vs.
Dört kıtadan ithal.
Hayvanın olmazsa olmaz gıdası; saman da ithal.
***
Gıda, tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın hedefi:
Milli tarım, milli hayvancılık.
Yani…
Yerli üretim artırılacak, ithalat durdurulacak.
Yavaş yavaş uygulanacak!
***
Gelelim, yerel bir olaya.
İzmir’in Foça ilçesi Gerenköy’de 65 yaşındaki Mümin Ihlamur tavuk besliyor.
Çiftlik falan değil evin bahçesinde ilkel kümeste.
Gezen tavuk dediğimiz cinsten. Doğadan besleniyor.
Yumurtalar yerli ve taze.
Mümin Amca, fazla yumurtaları köy pazarına götürür.
Bir sepette 30 yumurta. Satacak da nafakasını çıkaracak.
15 tanesini satar, 15 tanesine alıcı beklerken…
Gıda, tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ekipleri, köy pazarına girer.
Köy yerinde ithal zerzevat, meyva olacak değil ya…
Yerli ürünleri denetler.
Bu arada Mümin Amca’nın yumurtalarını görürler.
***
Memurlar sorar:
“ Hani bunların damgası?”
Köylü Ihlamur, şaşkın sorar.
-Neyin damgası?
-Yumurtaların!
-Tavuklar kasaya bırakıyor, damgasız çıkıyor.
- Bunlar damga ister. Ne zaman üretildi, ne kadar zamanda tüketilmeli üzerinde yazacak.
-Hepsi taze, zaten kaç tane? Kim yazacak?
Tutanak yapılır, imzalatılır ve memurlar gider.
Köylü Ihlamur, hala ne olduğunu anlamamıştır.
***
Aradan iki yıl geçer, geçen hafta bir tebligat gelir.
Damgasız 15 yumurtayı satmaktan 15 bin lira para cezası.
“ Bu kadar parayı bir arada görmedim, suçlu tavuklar onları alsınlar” çaresizliğiyle…
Avukata gider, cezaya karşı dava açılır.
Sonuç; mahkemenin vereceği kararda.
***
Velhasıl…
Tarım, hayvancılık politikamız biraz karışık.
Dışarıdan gelen hayvana, samana avuçla para…
Samanlığa tavuğun bıraktığı yumurtaya katmerli ceza!
Yorum Yazın
Facebook Yorum