Sayın İzmir Valisi, Büyükşehir belediye başkanı…
Muhatap ilçe belediye başkanları…
Askeri, mülki amirler, müdürler…
Denizi korumak, kollamakla ilgili, yetkili makamlar…
Doğaya saygılı, canlıya sevgili kurum ve kişiler…
Yukarıdaki resimlere iyi bakın.
Bu tablo katliamın belgesidir.
Korsan makinalı canavarların eseridir.
Bir gün, bir hafta değil…
Aylardır acımasızca, hunharca denizin dibini tarıyorlar.
Yuvaları yok ediyorlar…
Deniz canlısı ne varsa öldürüyorlar.
***
Bu resimleri bölgedeki balıkçılar gönderdi.
Atadan, dededen, babadan kalma deniz avcılığını kayıtlı kayıkları, yasal ağ ve oltayalarıyla sürdüren balıkçılar.
Feryatları büyük.
Ne var ki hiç kimsenin seslerini duymadığını iddia ediyorlar.
Gece yarısını heybetiyle ortaya çıkan…
Korkunç gürültüyle trol ve gırgırını denizin dibine bırakan…
35 metre derinliğe kadar yüzeyde ne varsa kazıyıp süpüren…
Deniz katillerinin önlenemediğinden şikâyetçi.
***
Çalmadık kapı bırakmamışlar.
Göstermelik yakalanan birkaç korsan teknenin komik para cezasıyla ertesi gün bırakıldığını…
Aynı günün gecesinde tekrar faaliyete geçtiğini söyleyen Bostanlı, Sasalı, Dalyan balıkçıları diyor ki;
“ Kıyılarımız cennetin denizi… Çipura, lidaki, levrek, barbun, kefal, karides,kum midyesi, ahtapot ne isterseniz hepsinin üreme, beslenme alanı.
Yumurta bırakacakları yer kalmadı, bölgedeki nesilleri tüketiliyor. Ama, ancak, fakat…”
***
Konunun özü, yazının sonu böyle.
Ama, ancak, fakat!
Kelimelerin açılımı; çare aranıyor, yetkili bulunamıyor.
Katliamı durduracak…
Deniz teröristlerini yakalayacak…
Cezalandıracak, tövbe ettirecek…
Bir güç, bir devlet adamı bekleniyor.
Gelecek adına!
Yorum Yazın
Facebook Yorum