Dün sabah kurucusu olduğu Dernekler adına Okan Yüksel Kardeşim ile Kokluca Kabristanındaki kabrini ziyaret ettiğimiz ve ardından Konak’ta ki Memleket Hastanesi karşısında ki Anıt Heykeli’nin önünde Altınordu’lularla birlikte saygı duruşunda bulunduğumuz Süleyman Ferit Eczacıbaşı’nı 48 yıl önce, 18 Nisan 1973 günü 88 yaşında kaybetmiştik. Bu yıl da alınmış pandemi korunma önlemleri nedeniyle geniş katılımlı anma törenleri yapamadık. Ramazan nedeniyle bu yıl İzmirin 3 noktasında, adına “lokma da döktürtüp”, halka dağıtamadık. Ancak; çocuk yetiştirme yurtlarına, kadın budu köfte, iç plav, ayran ve irmik helvası göndererek çocuklarımızı sevindirdik 1885 doğumlu Süleyman Ferit Eczacıbaşı’nın cenaze töreni 48 yıl önce 19 Nisan 1973 günü yapılmış ve İzmir’de Kokluca Aile Kabristanı’nda toprağa verilmişti. 48 yıl önce, sabah saatlerinde, Kemeraltı’nın girişi sayılan şimdiki Milli Kütüphane’nin önünde bir cenaze arabası durdu. Süleyman Ferit Eczacıbaşı’nın tabutu o cenaze arabasından alınıp, Milli Kütüphane’nin önünde hazırlanmış bir katafalka konuldu. Burada; İzmir Belediye Başkanı İhsan Alyanak, İzmir Senatörü Necip Mirkelamoğlu, Ailenin yakın dostlarından Dr. Lebit Yurtoğlu, Dr. Şemi Ergin, Dr. Behçet Uz, Milli Kütüphane Vakfı Başkanı Av. Necdet Öklem, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sabri Süphandağlı, İzmir Ticaret Odası Başkanı Dündar Soyer, Prof. Dr. Muhittin Alam ve Kütüphane Müdürü Kemal Özertem, yaptıkları güzel ve anlamlı kısa konuşmalarıyla, Süleyman Ferit Bey’in Türkiye’ye ve İzmir’e olan hizmet ve katkılarını anlattılar. Aile adına söz alan Dr. Nejat Ferit Eczacıbaşı, Milli Kütüphanenin önünü hıncahınç doldurmuş vatandaşlara ve yaptıkları güzel ve yararlı konuşmalarıyla törene anlam kazandırmış konuklara teşekkür etti. Zaten binlerce İzmirli tarafından karşılanmış olan Süleyman Ferit Bey’in tabutu omuzlara alındı. İzmir Valiliği’nin yan kapısına gelindiğinde korteje Sağlık Bakanı Dr. Kemal Demir, Törene Süleyman Demirel’i temsilen katılan Dr. Faruk Sükan ile İzmir Valisi Mehmet Raşit Bilgegürün ve İzmirli Milletvekilleri ile İzmir Protokol Mensupları da katıldılar. Süleyman Ferit Eczacıbaşı’nın naaşı Kemeraltı Anafartalar caddesinde ki Aile eczaneleri olan “Şifa Eczanesi”nin önüne getirildi ve Süleyman Ferit Bey’in yarım asırlık çalışma masasının üzerine konuldu. Vali Bey’den, Belediye Başkanı’ndan sonra söz alan Sağlık Bakanı Dr. Kemal Demir, Yakın Arkadaşı Süleyman Ferit Eczacıbaşı’nı çok değişik yönleriyle anlattı. Eczacıbaşı Ailesi Adına Büyük Oğlu Dr. Nejat Ferit Eczacıbaşı ile ardından yine Oğlu Kemal Eczacıbaşı söz alarak, Kısaca Babalarından bahsettiler. Kemal Eczacıbaşı, özellikle Annesinin, Kardeşlerinin, evlatlarının ve yeğenlerinin tek tek isimlerini sayarak, aile adına katılanlara teşekkür etti. Kendi isteği ile söz isteyen Aile Dostlarından, Prof. Dr. Afet İnan, Süleyman Ferit Bey’in “Atatürk’le, Dr. Behçet Uz’la ve Dr. Refik Saydam’la olan” yaşanmış bir öyküsünü anlatarak Süleyman Ferit Bey’in, “Sadece İzmir ve Ege’ye değil, ülkemizin sağlık sektörüne, ekonomik sosyal ve endüstriyel yaşantısına olan katkılarını” örnekler vererek anlattı. Törenin Son sözünü alan, Süleyman Ferit Bey’in kadim dostu ve dava arkadaşı Dr. Behçet Uz ise, “İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği”ni, “Veremle” ve “Kanserle” Mücadele Cemiyetlerini, Altınordu Spor Kulübü’nü nasıl ve ne şartlarda kurduklarını, Süleyman Ferit Bey’in İzmir’e kazandırdığı sağlık ve eğitim tesislerini ve ayrıca 3 duygusal anısını anlattıktan sonra sözlerini; “Süleyman Ferit Bey, tüm olumlu özellikleriyle İzmir’in çağdaş ihtiyaçlarının çözümlerine imzasını atmış tüm seçkin isimlerin en büyüğüdür.” dedi. Daha sonra yine omuzlarda Kemeraltı Camii’ne götürülen cenaze, öğlen ve cenaze namazlarından ve namazı kıldıran İzmir Müftüsü’nün helallık almasından sonra, on binlerce İzmirli tarafından, tekbir ve dualarla “Asırlık Kemeraltılı”, bazılarının “Kemeraltı Beyi” dedikleri, Süleyman Ferit Eczacıbaşı’nı Kemeraltı’ndan uğurladılar. Cenaze süresince cenazeye katılanlara “küçük şişeler içinde Süleyman Ferit Bey’in “Altın Damlası Kolonyası” ile “Ali Galip’e yaptırtılmış” özel külahlar içinde şekerler ikram edildi. Ayrıca Kemeraltı’nın 2 noktasında “İzmir Lokması” döktürtülüp, dağıtıldı. Allah rahmetini esirgemesin. 1947 yılında Kurucularından olduğu ve ilk Başkanı olduğu, İZFAK kısa adıyla anılan “İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği”nin şimdiki Başkanı ve yöneticileri olarak Kurucumuzu ve ilk Başkanımızı fırsat buldukça hayırlarını yaparak ve dualarını yerine getirterek anıyoruz. Anmayı da sürdüreceğiz. Süleyman Ferit Eczacıbaşı, Türkiyemize ve İzmir’imize sanayinin, ticaretin her dalında hizmet etmiştir. Ardından çok yönlü yatırımların öncüsü olmuş, dünya çapında bir holding, Kültüre ve sanata değer veren ve hizmet eden bir aile ve vakıflar bırakmıştır. Süleyman Ferit Eczacıbaşı sadece sanayi ve ticari hizmetleriyle değil, hayır ve hasenat hizmetlerinin de öncüsü olarak anılmalıdır. “İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği “İzfak” gibi her ay düzenli olarak çeşitli alanlarda binlerce İzmir’li Aileyi ayakta tutan “kamu yararına bir derneğin” kurucusu ilk başkanı olmuş Süleyman Ferit Eczacıbaşı’yı satırlara, sayfalara sığdırmak çok güçtür. Çünkü; o, daha çocukluk yaşlarında pek çok yararlı hizmetlerini gördüğüm ve duyduğum gerek kişiliğine gerekse yaşantısına hayran olduğum olağanüstü zatlardan biridir. O Türkiye’nin ilk Müslüman – Türk Eczacıbaşı’sı, İzmir’in ilk Eczacılarından, mükemmel bir aile reisi, örnek bir baba, hayırsever bir insan ve hepsinden önce ulusunu, yurdunu ve yetiştiği kent olan İzmir’i son nefesine kadar unutmayan. Ülkesinin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşabilmesi için çaba harcayan gerçek bir Atatürkçüdür. Kendisine defalarca teklif edilen Senatörlük, Milletvekilliği, Bakanlık ve Belediye Başkanlığı gibi teklifleri asla kabul etmemiş. Özellikle çok sevdiği İzmir’den ve Kemeraltı’ndan ayrılamamıştır.
1885 yılında İzmir’de dünyaya gelmiş, Süleyman Ferit Eczacıbaşı, Babam Merhum Orman Yüksek Mühendisi - Muharrir Cevat Ziya Maruflu’nun da yakın dostlarından biriydi. Atatürk’ün isteği üzerine kendisine 1934 yılında “Eczacıbaşı” ünvanı ve soyadı verilmiştir. “İzmir Gurebayı Müslimin” adı altında kurulan çocukluğumuzun Memleket Hastanesi, şimdilerin ise Devlet Hastanesi dedikleri İzmir’in ilk hastanesinin Baş Eczacısıydı. Alçak gönüllüğü, mütevaziliği, tevazu sahipliği, yardımseverliği ile tanınırdı. Bir zamanlar İzmir’de doktor sayısı az olduğundan bazı hastaların tedavisi için kendisinden yardım istendiği çok olmuştur.
18 Nisan 1973 gecesi İzmir’in Köprü Semtinde hayata gözlerini yuman Süleyman Ferid Eczacıbaşı, İzmir’in köklü hizmet kurumlarından “Milli Kütüphane”nin de kurucusudur. İzmir halkı ve İzmir Belediyesi tarafından adı’nın defalarca “Milli Kütüphane”nin olduğu caddeye verilmesi istenmişse de; Süleyman Ferid Bey, Şehir Meclisi’nin aldığı bu kararları ısrarla uygulattırmamış ve Milli Kütüphanenin olduğu caddenin adının “Milli Kütüphane Caddesi” olarak kalmasını istemiştir. Günümüzde “İzfak” olarak anılan; “İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği”nin de kuruculuğunu ve ilk başkanlığını ayrıca ihtiyaç duyulduğunda yeniden yıllarca Başkanlığını üstlenmiş Süleyman Ferid Eczacıbaşı, eşi Saffet Hanımla birlikte İzmirli hemşehrilerine unutulmaz hizmetlerde bulunmuştur. Kemeraltı Çarşısı’ndaki Şifa Eczanesi’nde gerçek Eczacılık mesleğini 60 yıl ara vermeden icra ederek, tüm İzmirlilerin gönüllerinde taht kurmuş Eczacıbaşı Süleyman Ferid Bey, patenti kendisine ait ilaçlar, şuruplar, öksürük-grip ilaçları ve özellikle losyonlar, kolanyalar imal etmiş ve aydın ve duygulu kişiliği ile genç Cumhuriyetimizin yeni yetişen ticaret ve sanayi erbabına iyi bir örnek teşkil etmişti. Büyük emek sarf ederek oluşturduğu İlaç İmalathanesini İstanbul’da bir İlaç Fabrikası haline dönüştürerek Türkiye’de ilaç sanayiinin de kurucusu olması ise kelimelerle ifade edilmeyecek kadar büyük bir hizmettir. Oğullarına, torunlarına ve tüm aile çevresine iyi özelliklerini aşılamış, “Girişimcilik ve Karşılıksız Hizmet Anlayışını” varislerine “onurlu bir miras” olarak bırakmıştır. Çocukları ve torunları da onu hiçbir zaman üzmemişler bugünkü; “Eczacıbaşı Holding”in oluşmasını ve memlekete hizmet etmesini sağlamışlardır. Türkiye’mizin tarihinde tüm iyi özellikleri bir arada toplamayı başarmış Süleyman Ferit Bey gibi çok az insan vardır. Süleyman Ferit Beyin bizzat katıldığı; 9 Eylül Merasimlerinin, resmigeçitlerin, İzmir fuarı günlerinin unutulması mümkün değildir. Süleyman Ferid Eczacıbaşı, İzmir ve İzmirliler için çok şey yapmıştır. Maalesef biz İzmirliler olarak, onun için hiçbir şey yapabilmiş değiliz. Onun için iyi şeyler yapmak yerine; olumsuz şeyler yaparak zaman zaman “Eczacıbaşı Ailesini” üzmüşdük... İzmir’de sanki adı değiştirilecek başka bir cadde yokmuş gibi, Süleyman Ferid Bey’in arazisini bile kendisinin bağışladığı ve adını “Milli Kütüphane Caddesi” olarak bizzat isimlendirdiği caddenin adını Süleyman Ferid Bey’in değer verdiği bir dostunun adıyla değiştirmeye bile kalktık. İyi insan, iyi aile reisi, olgun ve kültürlü, çağına ayak uydurmayı başarmış, iyi evlatlar yetiştirmiş. Atatürk Türkiye’sine hizmet etmiş, başarılı iş adamı, hayırsever ve büyük kişilik Eczacıbaşı Süleyman Ferit Bey, ardından bıraktığı aydınlık izlerle her zaman içimizde, kalplerimizde yaşamaktadır. Yaşayacaktır. Onun Türk ünlüleri arasında ki evrensel kişiliği ile yer alması bir İzmirli olarak en büyük mutluluğumdur.
Yorum Yazın
Facebook Yorum