Ülkenin genelinde yasanın çıkmasıyla birlikte “Kentsel Dönüşüm” çılgınlığı başladı. Özellikle de, ne kadar az katlı ev veya apartman varsa prim yapmaya başladı…
Yıkımlarla birlikte adeta mantar gibi yeni şirketler türedi, “bakkal” yazan mekânına kilit vuranlar bile inşaat işine girmekten çekinmedi!..
Vikipedi’deki bilgiye göre, “Kentsel dönüşüm, şehrin bir bölümünün veya ciddi anlamda büyük bir kısmının proje kapsamında sistematik bir şekilde mevcut yapı stoklarının olası depremlere karşı toprak zeminin ve üzerindeki yapının risk değerlerinin belirlenmesi, olası depremde yıkılması ve yıkılırken çevredeki diğer yapılara zarar vermesi olasılıklarının da içine katılarak, riskli toprak zemin ve riskli yapıların kullanım dışına çıkarılarak yerine toprak zeminin yapısına uygun temelli yapıların yapılması ve bu sayede olası depremlerde yaşanabilecek can ve mal kaybının en aza indirmek için yapılan kamusal çalışmalardan biridir.”
2012 yılında AKP hükümetinin depreme yönelik olarak hazırladığı 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” ile birlikte “Kentsel Dönüşüm” kavramı gündemimize geldi. Bu kanunda “Riskli Yapı” ve “Riskli Alan” diye iki çeşit tanım yapıldı. Halkın riskli yapıların depremlere dayanıklı hale getirilmesi sürecini de “Kentsel Dönüşüm” kavramı ile ifade etmeye başlaması sonucu 6306 sayılı kanun Kentsel Dönüşüm Kanunu olarak telaffuz edile geldi…
Ama gel gör ki… Her yasada olduğu gibi bunda da bir çıkmazın içine girildi. Eski veya rant getiren evler tek tek yıkılmaya başladı… Halen de yıkılıyor. Karşıyaka’nın dört bir yanında, özellikle de “arsa değeri yüksek” Bostanlı gibi pahalı yerleşim yerlerinde, 3-5 ve köşe 5 katlı apartmanlar artık maziye karışmaya başladı…
Eski apartmanlar yıkılırken ve yenileri yapılırken görülen manzara ise bazen korkunç boyutlara da ulaştı… Çoğu yerlerde hiçbir önlem alınmadı. Yıkım sırasında mahalle toz duman oldu. Sokak kapatıldı veya kapatılmadığı için tehlikeli geçişler korkuttu…
İnşaatlar sürerken de durum pek farklı değildi… Hele beton dökülürken yollardan gelip geçen, arkasında çimento izi bırakan beton araçları resmen korku yarattı. Yaratmaya da devam ediyor…
Sokaklar kapatılırken de, bir tek işaretin konmaması araç sahiplerinin sinirlerini oldukça gerdi… Münakaşalar ve kavgalara da şahit olmadık değil...
Çevre ve gürültü kirliliğine o kadar alıştık ki; "es" geçiyorum...
Bu güne kadar duyduğumuz bir olay olmaması, gelecekte de olmayacak anlamına gelmez. Bu nedenle lütfen ilgililerden gerekli önlemleri aldırmalarını öneriyoruz…
“Kentsel Dönüşüm” gündeme geldiğinde yepyeni kentlerin, mahallelerin, geniş oyun alanlarının, modern yapıların, yeşil alanların olacağı bir mahalle düşünmüştük…
3-4 katı yık, 5-6 kat yap… Bu kentsel dönüşüm mü, yoksa yeniden yapmak mı?
Biz anlamadık, siz anladıysanız lütfen bize de anlatın…
Yorum Yazın
Facebook Yorum