Bu hafta İzmir’de Kitap Fuarı vardı. Her Kitap Fuarı zamanı içimde bir sevinç duyarım, sanki oralarda kitapların
satılması beni zenginleştiriyormuş gibi. Gidip sadece birkaç kitap bile alıp dönsem, orada dolaşmak, kitapların kokusunu duymak, kitap alanları seyretmek, birkaç yazarla karşılaşmak bazen sohbet etmek çok iyi gelir bana.
Hayatı anlamanın yolu da kitaplardan geçiyor bence. Güzel sözler var kitap üzerine yazılmış: İyi kitaplar en gerçek dostlarımızdır. (Francis Bacon) Kitap ruhun ilacıdır. (Japon Atasözü) Kitaplar insanların yolunu aydınlatır. (Çin atasözü) Kitap aklın ilacıdır. (Ovidius) Kitap tek ölümsüzlüktür. (Rusuf Chodte) Kitaplar uygarlığın önderliğini yapan ışıklardır. (Roosevelt) Bir kitap yürekten gelmişse, ancak o zaman başka yüreklere ulaşabilir. (Carlyle) Kitaplar benim sevgili dostlarım, gerçek yol gösterenlerimdir. Çünkü ikiyüzlülük etmeden, bana görevlerimi anımsatırlar. (Alphonse Daudet) Bazılarının yaşaması yeryüzüne bir yüktür !, ama iyi bir kitap, usta bir kafanın yaşamdan sonraki yaşam için mumyalanmış bir hazine gibi saklanmış en değerliyaşam öğesidir. (John Milton) Kitapların yakıldığı yerde insanlar da yakılır. (Heinrich Heine)
xxx
Yapılan araştırmalara göre; kitap okuyanların yaklaşık yarısı “alışkanlıklarının yetersiz olduğunu” ve en büyük nedenin “iş yoğunluğu” olduğunu söylüyor. Kitap okumanın temel nedeni ise “kendini geliştirme” olarak görülürken, diğer nedenler; “yeni bilgiler öğrenme”, “sevme/zevk alma” şeklinde sıralanıyor. Kitap okuyanların çok azı, “beğendiği yazarın imza ya da söyleşi günlerini takip ettiğini” söylerken, çoğunluk denebilecek bir kitle, “özellikle boş/uygun vakitlerde kitap okuduğunu” ifade ediyor. Türkiye, nüfus büyüklüğü itibarıyla, dünyanın en büyük 12nci yayıncılık sektörü olup, üretilen yeni kitap çeşidinde 11inci sırada yer almasına karşın, dünyada en az okuyan ülkeler arasında yer alıyormuş. Çok üzücü. Avrupa, Rusya, Amerika ve Avusturalya çok iyi görünüyor. Güney Amerika ise fena değil. Afrika ve Orta Doğu’nun durumu ise “içler acısı” ve ülkemiz de o grupta, maalesef. 2014 yılında yapılan “Türkiye’nin okuma alışkanlığı - kitap satış - kitapçı” haritası; çok enteresan ve üzerinde düşünülmesi gereken bir çalışma. Haritanın, şu alışılmış “seçim sonuçları haritası” gibi göründüğü rahatlıkla söylenebilir. En çok Ege, Marmara, Akdeniz kıyıları kitap okuyor. Eskişehir, Ankara ve bir iki Karadeniz kenti de “okuyor” kategorisinde. İç kısımlara gittikçe, Doğu ve Güney Doğu’da okuma oranı çok çok azalıyor. Araştırmalar ne yazık ki, hayatı televizyon dizilerinden veya futboldan ibaret olan veya internete dedikoducu sosyal ağ kullanıcılarının yazdıkları ile sınırlı olan, kısaca okumayan, araştırmayan, sorgulamayan, bilmeyen, öğrenmeyen, öylesine yaşayıp giden, dolayısıyla da “bilgisi olmayan” ama –nasılsa- “fikri olan” bir toplum olduğumuzu ortaya koyuyor. Kitap “okumuyoruz”….
Ülkemizde bütün çektiğimiz sıkıntıların sebebi bu olabilir mi acaba? Olabilir.
Yorum Yazın
Facebook Yorum