AVNİ ERBOY
Leyleği havada da görmedik ama geziler peşi sıra devam ediyor… Yurt içi, yurt dışı derken yolumuz bu kez de Bodrum ve ardından Kos’a (İstanköy) düştü…
Yabancı bir ülkeye gittiğinizde elinizde gezilecek yerlerin listesi mutlaka vardır.
Asla öyle yapmam. Ayaklarım nereye götürürse giderim. Ama beynimde yer eden yerel medyası ile sporu olur… Bunları mutlaka araştırırım. Kentin kaç gazetesi, tv’si, radyosu var. Bir de spor kulüplerindeki takımları. Özellikle de tesisleri ne durumda…
Kos’ta gezerken bir okulun bahçesindeki geniş alan ve yapılan sporlar ve kalabalık gruplar ilgimi çekti. Bir tarafta basketbol, voleybol sahaları, diğer köşede futbol oynayanlar için çift kaleli futbol sahası. Ortada da yakan topa benzer oyun oynayanlar… Gençler, çocuklar üstelik de büyükler. Her yaş grubu spor yapmaya çalışıyor. Hepsi de neşeli…
Gülen yüzlü insanlarla sohbet etmenin de keyfi başka oluyor. Giriş ve çıkıştaki pasaport kuyruğu, otel resepsiyonundaki kargaşa sonrasındaki stresi işte o gülen yüzlü insanlar bertaraf etmeyi sağlıyor. Bunlardan birisi de, Kos Türklerinden olan Caravelle Restoran’ın sahibi İbrahim Kunelaki’ydi.
Babası Giritli, annesi Kos’lu olan İbrahim bey, Buca’da Ortaokulu okumuş… Sohbet derinleştikçe, kendisinin Osmanlılar’dan bu yana devam eden Türk Vakfı’nın başkanı olduğunu da öğreniyoruz.
Kos’ta, İbrahim beyin anlattığına göre 1500 Türk yaşıyor. Hemen hemen hepsi de vakıfa üye. Vakıf, camilerin bakımı başta olmak üzere her türlü masrafını karşılıyor. İmamların maaşlarını ödüyor ve en önemlisi de fakirlere her konuda yardım yapıyor.
Ege Denizinde meydana gelen ve 6,6 şiddetindeki depremde, Kos’ta Deftardar Camiinin yıkılması ve biri İsveçli, diğeri Türk iki turistin öldüğünü hatırlayacaksınız. Kaybettiğimiz Türk, Karşıyakalı, Bostanlı’da mekanı olan Sinan Kurtoğlu'ydu. 39 yaşında hayatını yabancı diyarda kaybeden Sinan’ın Türkiye’ye gönderilmesi için büyük çaba harcadığını belirten vakıf başkanı, “Üzüntümüz halen devam ediyor” dedi.
İbrahim bey, Adadaki Türklerin isteklerinden bahsetti. Öncelikle Türk Hükümetinin kendilerine ilgisiz kaldığından söz ederken, “Adada 1500 Türk yaşıyor. Türkçe konuşuyor ve Müslüman. Hepsi de ilgi bekliyor. Bunların ne olduğunu uzun uzun anlatmama gerek yok. Biliyorlar” dedi.
“Adadaki Türkler ne istiyor?” diye şöyle bir araştırdığımızda, öncelikle Türkçe eğitim yapan ilkokul istiyorlar. Çocuklarının, dilini ve dinini en iyi şekilde öğrenmeleri en büyük arzuları. Camilerin açılmasını dört gözle bekliyorlar. Ancak Osmanlı’dan kalan 2 büyük cami son depremden büyük hasar gördüğü için şu anda kullanılamayacak durumda. Restorasyonunun yapılması için ilgilenilmesi en büyük beklentileri. Vakfın yaklaşık 5 bin dönüm arazisi ve mallarının yönetiminin kendilerine verilmesi gerektiğini de savunuyorlar.
İbrahim bey, bu konuda konuşmuyor. Sadece “İlgi bekliyoruz. Sesimizi duysunlar” diyor.
Biz de yetkililere buradan iletiyoruz… Bu sese kulak verin!..
Kos’ta bisiklet sporuna ilginin fazla olduğunu, halkın büyük çoğunluğunun bisiklete gezi amaçlı bindiğini de söylemeden geçemeyeceğim. Kos Belediyesi de bu tutkuya duyarsız kalmamış ve bisiklet yollarını geniş tutmuş. İnsanlar da bu yola girmemeye ve buradan yürümemeye de dikkat ediyorlar.
Kural koymuşlar ve herkes de bunlara uyuyor…
Üç günde bir uçtan bir uça dolaşınca bir Yunan adasını daha gezmiş olduk…
Yorulduk ama yeni dostlarla tanışmak yorgunluğumuzu aldı, götürdü. Kos’a bir daha gittiğimiz de yabancılık çekmeyeceğimiz kesin…
Yorum Yazın
Facebook Yorum