Hızın süresini ölçmek için kronometre kullanılır. Sporda, özellikle atletizm yarışlarında hız önem kazanmıştır. Bir mesafeyi en kısa sürede kat edebilen ya da koşan diyelim, o yarışın birincisi olarak kabul edilir.
Kronometre takım sporlarında da önemlidir. Maçın süresinin kontrol edilmesi veya tamamlanması için bu alet kullanılır. Eskiden zemberekli olanlar yaygındı. Kuars madeninin eşsiz özelliğinin keşfedilmesinden sonra kronometreler elektronik olarak üretilmeye başlandı.
Ardından yüksek hızlı kamera teknolojileri devreye girdi. İlk zamanlarda özellikle at yarışlarında kullanılan fotofiniş cihazları artık toplu halde yapılan yarışların tamamında vazgeçilmez bir zaman ölçer şeklinde spor dünyasında yer aldı. Burun farkı ile ya da tekerlek farkı ile birinci oldu derken, buradaki söz konusu iş, kimin burnunun daha önde olduğunun net bir şekilde belirlenebilmesidir.
Buradan, Konya’da devam etmekte olan oyunlara geliyorum. Orada teknik olarak bir sorun yaşandı ve durum değerlendirmeye alındı. Olmaz mı, mutlaka olur. Geçenlerdeki Oregon’daki Atletizm Dünya şampiyonası esnasında bir atletin çıkış takozu yerinden çıktı. Yarış durduruldu, takoz yerine sabitlendi ve yeniden başladı. Bu gibi şampiyonalarda, oyunlarda veya organizasyonlarda bir şekilde teknik sorunlar yaşanabilir. Ama bunları minimize etmek için gereken hassasiyetin gösterilmesi gerektiği asla unutulmamalıdır.
Yarışlar artık yüksek teknolojik araç-gereçlerle yapılmaktadır. Havuzun hijyen koşulları, suyun ısısı, voleybol maçında yüzey alanı başına düşen ışık miktarı, koşular esnasında özellikle sprint yarışlarındaki rüzgârın hızı, koşulan tartan pistteki sentetik malzemenin kendine yapılan yüklenmeye karşılık verdiği cevap, kullanılan topların hava basınçları, halterde barın kaldırılma sonrasında yere bırakılmasında zemin yapısı, vb. birçok husus sporun teknolojik açıdan geldiği boyutları bize göstermektedir.
Spor teknolojisi, kullanılan araç-gereçten tutun, giyilen forma-şortlara kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsar. Maçların oynandığı salonlar, yüzülen havuzlar, yarışılan tartan pistler yıllarca üzerinde araştırmalar yapılarak ortaya çıkmış gelişmelerdir. Yıllar önce sırıkla yüksek atlamada alüminyum sırıklar kullanılıyordu. Sonra iş fibere döndü.
Sırık demişken sizi 1936 Berlin Olimpiyat Oyunlarına götürmeme müsaade ediniz: O günlerde harbi ahşap sırıklar ile atlanıyordu. Bunların kullanımında bir sorun yoktu ancak atletler çıtayı geçtikten sonra kum üzerine düşüyorlardı. Yükseğe çıkmakta sorun yoktu ama düşmede sakatlanma tehlikesi yaşıyorlardı. Bir minder üzerine atlamak insanoğlunun aklına çok sonra geldi.
Spor, yalnızca bir kondisyon ve performans değil aynı zamanda yüksek teknoloji gerektiren bir sektördür. Kronometre derken bunun tellerine dikkat etmek gereklidir. Her konuda olduğu gibi, eğer sporda ve spor teknolojisinde özensiz olmayı sürdürürsek, sporda gerileme kaçınılmazdır.
2036’yı hedefleyen bir kentten bunları yazıyorum.
Yorum Yazın
Facebook Yorum