Kuşadası’na yıllardır gidip gelirim. Her gidişimde yepyeni dostlarla tanışmanın keyfine vardığımı söylemeden de geçemeyeceğim.
Doğduğum ancak hatıramın çok az olduğu Alaşehir, 40 yıldır yaşadığım kent Karşıyaka, 20 yılım, çocukluk ve gençliğimin geçtiği, spora, spor yöneticiliğine, gazeteciliğe başladığım, büyüdüğüm halen bağımın kopmadığı Akhisar’dan sonra Kuşadası’nın da bendeki izlerini asla unutamam… Çok sevdiğim pek çok arkadaşım, ağabeyim bu turizm cennetine imza atanlardan bazıları…
Karşıyaka’da iz bırakan kaymakam Sadettin Yücel’i, Yılmaz Durmaz hocam ile birlikte ziyarete gittiğimde havasını koklamıştım, Kuşadası’nın... Yine yeni dostlarla tanışmanın mutluğunu yaşadım. Kaymakam Yücel ile mesai arasında deniz kıyısında sohbet ederken, burada iyi dostlarımın bulunduğunu ve bunların başında gelenin de Kuşadası Gençlikspor’un efsane başkanı Ural Alp olduğunu söylemiştim.
Ural Alp gerçekten Kuşadası’nın sevilen siması. Engin Berberoğlu’nun belediye başkanlığı yaptığı dönemlerde Kuşadası Gençlikspor’da kulüp başkanlığını üstlenmiş ve Kuşadası’na “tatil cenneti” denilirken, yanına “spor kenti Kuşadası” ünvanının da eklenmesine neden olmuştu… Kuşadası gençliğinin spora yönelmesi o dönemlerde hızlanmış ve ada adeta sporla yatıp kalkar duruma gelmişti.
Elbette Engin Berberoğlu’nun Kuşadası sporuna katkısı “inanılmaz ölçü”de oldu. Şu anki spor tesislerinin hemen hemen hepsi o dönemde yapıldı ve ondan sonra bir tek çivi bile çakılmadı... Engin Berberoğlu’nun spor için heykeli dikilse hiç kimsenin itirazı olmamalı…
O günlerden bu güne Ural Alp hep sporun içinde bulundu. Başkanlık, yöneticilik dönemlerinin dışında da sadece Kuşadası Gençlikspor’a değil, mahallesinde, semtinde, ilçesindeki tüm takımların manevi başkanı gibiydi. “İmdat” dediklerinde ilk koşan o oldu…
Tek kelimeyle “sporun gizli kahramanı” ve “perde arkasındaki isim”di…
Siyasetin içinde olmasına karşın, o gücü sürekli sporun menfaatleri için kullandı. Spora her hangi bir destek, yardım yapılacaksa Ural Alp siyaset gücünü de o yönde kullandı. Onun dışında kim olursa, hangi partiyi tutarsa tutsun, hangi görüşü savunursa savunsun. Hep hakkın ve haklının yanında yer aldı. Bugünkü siyasetçilerden çok ama çok uzak bir tablo çizdi. İşte onun için de Kuşadası’nın ve Kuşadası Sporunun “Ural Baba”sı, “Ural ağabey”si oldu…
Ural Alp’e Basketbol Adamları Derneği “Spora Hizmet Ödülü” verdi. Ödülünü almak için İzmir’deki törene gitmeye hazırlanırken, yıllar öncesinden tanıdığı bir arkadaşı çıkıp geldi. “İzmir’e ödül almaya gidiyorum” diyemedi ve “Uzaktan beni sayıp gelmiş. Gitmek ayıp olur. Dostluk her zaman ön planda olmalı” diyerek arkadaşını en iyi şekilde ağırladı. Törene gelemeyeceğini de arkadaşına bile hissettirmeden telefonla nazik bir şekilde Basketblol Adamları Derneği yöneticilerine aktardı…
“Vefa”yı önemseyen, dostlukları ön planda tutan, arkadaş sevgisi ve fair play ruhunu öncelik veren gerçek spor adamı Ural Alp’ten de böyle bir davranış beklenirdi.
Ural Alp gibi beyefendi, son derece kibar ve insancıl, spor aşkı kalbinde yer eden birisine bu ödül mutlaka ulaştırılmalıydı…
Hafta başında telefonla konuşup “Ödülünü vermeye geliyorum” dediğimde. “Boş ver ödülü, sen gel yeter” cevabını verdi.
Yağmurun da yağması an meselesi olan gün Kuşadası’nda Ural Alp’le buluştuk. Kuşadalıların olduğu gibi, benim de çok sevdiğim bir ağabeyim Ural Alp’le Sanayi Sitesinde buluştuk. Oğlu Faik Alp’le sohbet ettik. Eski günleri andık. Faik, “Kuşadası nasıl büyüdü değil mi?” dediğinde aklıma babası Ural Alp’in Sanayi Sitesi Yönetimindeyken yanımda gelişen bir olay aklıma geldi.
Ural Alp’in şehir merkezindeki “Oto Alp”de otururken, birkaç esnaf gelip de “Ural ağabey dükkanları buradan çöplüğün yanına, kuş uçmaz kervan geçmez yere taşıyacaksınız. Olacak iş mi?” demişti. Şimdi o dedikleri yer, yani burasının değeri parayla ölçülmüyor. Üstelik büyüyen Kuşadası’nın tam ortası gibi… Geleceği görmek çok önemli. İşte baban geleceği görmüştü” dedim.
Sadece bu mu?
Kuşadası Belediye Meclisi üyesiyken aynı zamanda kulüp başkanı olan Ural Alp, spor tesisleri için de bulduğu yerler çok eleştirilmişti. Şimdi taraflı tarafsız spor aşıkları “İyi ki yapılmış. O günden sonra spora yatırım yapılmadı. Hele hele futbol unutuldu. O zamanlar profesyonel liglerde şampiyon oluyorduk, Şimdi amatör kümede düşmemek için oynuyoruz” diyorlar…
Ural Alp gerçekten gerek futbol oynadığı dönemlerde, gerekse yöneticilik, başkanlık yaptığı dönemlerde ve gerekse günümüzdeki katkılarıyla Kuşadası sporunda simge bir isim ve spora damga vuran gerçek kahraman.
Kuşadası için iyiki varsın, iyi ki seni tanımışım…
Yorum Yazın
Facebook Yorum