2’nci Dünya Savaşı’nın dünya ekonomisini sarsan depremi; savaşan ülkelerin başında Almanya’yı çökertmişti. O dönemde işçiye ihtiyaçları vardı. Kapılarını açtı. İşte o günlerde, bugün gurbetçi dediğimiz bizim çocuklarımız trenlere dolarak gittikleri gurbette; ekmek parası için tüm zor koşullarda, zor işlerde, madenlerde çalışarak, bugünkü Almanya’yı yaratanlardır. Kazandıklarını ana vatana yollayan bu vefakar kardeşlerimizin, ikinci kuşak eğitimli çocukları başta Almanya olmak üzere; tüm dünyada, her alanda saygın ve değerli görevlerde çalışırken, içlerinden özellikle futbolda yıldızlar da çıktı. Türkiye Futbol Federasyonu, bu yıldızlara anavatanın Ay-yıldızlı formasını giydirmek için önerilerde bulundu. Çoğu son örnek Mehmet Can Aydın gibi, “Hayalim bu idi” diyerek, koşarak geldiler. Böyle her haberi gözlerim yaşararak okurum. Onlar bizim, bu toprağın çocuklarıdır. Gurbetçilerin anılarını okuyun. Onlardan birisinde; babasının, pilli radyosunun üzerine Ankara Radyosunun yeri, anavatanın sesi kaybolmasın diye sakız yapıştırdığını anlatıyordu.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun bu konuda çalıştığını biliyorum. Benim de bir önerim var: Altın bir jübile ile profesyonel futbol hayatını noktalayan Mesut Özil gibi vatansever kıymetlerin bu çalışmanın içine alınması ve tüm dünyada yıldız olan bizim çocuklarımızı Ay-yıldızlı forma ile kucaklaştırmasıdır.
Yorum Yazın
Facebook Yorum