ERDAL İZGİ
“ Ot” deyip geçme.
Kızdığına “ ot gibi” deme.
Kişiliksiz, özelliksiz, işe yaramayanlarla karıştırma.
Ot’u sıradan görme.
Sadesi her ne kadar bitki aleminin vasıfsız bireyi olarak görülse de…
Hepsini ayrık otu sanma.
Öylesine otlar vardır ki…
Etle, balıkla, baklava, börekle değişmezsin.
İnsanın damağına zevk verdi mi, vazgeçemezsin.
İlacın olarak görür, her derde derman olarak ararsın.
***
O ot var ya…
Sadece insana değil, bölgeye, ekonomiye, toplumsal umutsuzluğa bile can verir.
Karamsarlığı yok eder, getireceği bereketle kara bulutları dağıtır.
Örneğin; Alaçatı Ot Festivali.
Bu yıl 8’incisi düzenlenecek.
Akdeniz, Karadeniz, Trakya, İç hatta doğu Anadolu’dan bile gelmek için kafileler hazırlandı.
Dediklerine göre, şimdiden oteller dolmuş.
Hem Alaçatı, hem Çeşme’de.
***
Ot festivali 7-9 Nisan’da.
Geçen yıl 200 bin kişi gelmişti.
Otobüsler, otoyolda trafiği kilitlemişti.
Çarşı yürünmez, işyerleri girilmez haldeydi.
Millet kahvaltısını ayakta yaptı, içkisini sokakta yudumladı.
Ölçü öylesine kaçmıştı ki…
Sıkıntı, bunaltı vermiş şikâyetler her yana yayılmıştı.
Bu yıl da aynı tablo bekleniyor.
Neden?
Ot yüzünden. Ot’un adı sembolleşti.
Festivali tuttu, freni tutmadan gidiyor.
***
Ot festivalinde herkes tezgâh açma uğraşında.
Festival komitesi 500 adet tezgâh yeri ayırdı.
Yaklaşık 4 bin talep var.
Şart konuldu; öncelikle ikametgâh belgesi.
Yani Alaçatı veya Çeşme’liler olacak.
Dışarıdan gelen tezgâh açamayacak.
Her kişiye 2 metrekare yer.
Satılacak mal, mutlaka ot temalı olacak.
Yiyecekler otlu, içeçekler ot’a uygun hazırlanacak.
İncik, boncuk, çanta, şapka hepsinde mutlaka otun varlığı yer alacak.
Otsuz, otu anımsatmayan tezgâh kaldırılacak.
***
Yarımada’da 130 ot çeşidi var.
Hepsi yenmiyor.
Çiçeklendi mi toplanmıyor.
Yol kenarındakiler, arsadakiler kabul görmüyor.
Bu nedenle zamanı geçmiş, çakma otlara izin verilmeyecek.
***
Ot, Alaçatı’nın yüzünü yerli turistle yine güldürecek.
Çeşme yeni sezonda nasıl olacak?
Yabancı turist rezervasyonu yok, işletmeler bunalımda.
Eski zamanların özlemiyle…
Durgunluğa çare aranıyor.
***
Anladınız mı?
Ot’un yaptığını…
Kim yapar, kim yaratır?
Yorum Yazın
Facebook Yorum