13 Nisan 2021 Salı günü Mübarek Ramazan Ayı başlıyor. Biz insanları doğayla ve evrenle kaynaştırarak aydınlanma yoluna götürdüğüne inanılan ve insanları yanlışlarından ayıran kutsal kitabımız yüce Kur’an’ın indiği ay olan Ramazan Ayı, Şaban Ayı’nın son gecesi sayılan 13 Nisan Salı akşamı başlayacak ve 30 gün sürerek, Ramazan Ayı’nın son gecesi sayılan 12 Mayıs 2021 Çarşamba akşamı sona erecek. 13, 14 ve 15 Mayıs Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri ise Ramazan ya da Şeker Bayramı üç gün süreyle kutlayacağız. 8 Mayıs Cumartesi akşamı ise Yüce Kur’an’a kavuşulan Kutsal Kadir Gecesi’ni yaşayacağız. Ramazan Ayı, İslam dini inancına göre; oruç, ibadet ve sabır ayıdır. Allahın rahmet ve bağış kapılarının açıldığı aydır. Fitre ve zekat adları verilen bağış ve yardımlar özellikle Ramazan ayında yapılır. İnsanlar Ramazan ayında yoksul, fakir, muhtaç ve mağdur dost ve hemşehrilerini sevindirmek ve mutlu etmek için özel çaba sarfederler. Yarım asırlık yöneticisi olduğum 74 yıllık “İzfak” kısa adıyla anılan “İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği” olarak; Ramazan öncesi, 850 İzmirli muhtaç aileye temel ihtiyaç ürünleri kolilerimizi dağıtarak sevindirdik. Dernek olarak yardımlarımızı 30 gün süreyle sürdüreceğiz. Ramazan Ayı süresince en az on bin İzmir’li aileye erzak ve giysi yardımları yapmayı programladık. Bu yıl ki resmi fitre miktarı, kişi başına -28- TL. olarak belirlemiştir. Biz, “İzfak” olarak bu fitre miktarını muhtaçlarımıza -50-TL. olarak yansıtacağız.
1947 yılından beri kamu yararına çalışan “İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği”mize, “Ziraat Bankası İzmir Alsancak Şubesi” (İban: TR 82 0001 0007 1238 1580 21 50 09) ya da (38158021-5003) hesabı ile ulaşıp bağışlarınızı yapabilirsiniz. Veya; 0530 513 42 64 no’lu telefonumuza ulaşınız. Az çok demeden yardım ve desteklerinizi bekliyoruz.
Bu köşede haftanın son günü sizler için hep güzel şeyler yazmak istiyorum. Maalesef olmuyor. Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi’nin Sinema Tv. bölümünün efsane öğretim üyesi, mükemmeliyetçi bir insanlık ustası olan, Canım Arkadaşım Prof. Dr. Mutlu Parkan’ı çok zamansız kaybetmenin acısını yaşadım. 9 Nisan Cuma günü, İzmir Cemiyet yaşamının çok sevilen iyiliksever iş adamlarından, Koç&Ford Otomotiv Grubu’nun ve Aran Ticaret’in Bölge Temsilcilerinden, Türk Eğitim Vakfı Kurucularından Mehmet Arif Kayıra’yı, 9’ncu hasret yıldönümünde Altıdağ, Kokluca Kabristanı’nda andık. ve 10 Nisan Cumartesi günü Milli Polis Teşkilatımızın 177’nci yıldönümünü kutladık. Şehit Polislerimizin kabirlerini ziyaret ettik. Perşembe günü l5 Nisan. Üç yıl önce l5 Nisan’da, İzmir’imizin çok sevilen değerlerinden olan Sema Tunçbay’ı çok genç yaşta mendebur kansere kurban vermiştik. Sema Tunçbay’ı Perşembe sabah saatlerinde Foça’da sevenleri ile birlikte anacağız. l7 Nisan Cumartesi günü, Narlıdere Sahil Kabristanı’nda, 2000 yılında genç yaşta yitirdiğimiz, İzmir’imizin en çok sevilen ekonomi gazetecilerinden ve EBSO İletişim ve Halkla İlişkiler Müdürlerinden, Ege’nin ilk televizyon programcılarından Aytaç Sefiloğlu Kardeşimizi program saati vermeden küçük gruplarla ziyaretler yaparak anacağız.
Hafta içinde; Yaşamının tamamını İzmir’in sanayi ve ticaret hayatının gelişimine adamış, Karşıyaka Spor Kulübünün 1986 - 87 yıllarındaki efsane, unutulmaz başarılarını yönetim kurulu üyesi olarak paylaşmış, İzmir Pamuk Mensucat’ın Genel Müdürü ve İzmir’in ilk bilgisayar kullanan, hayırsever işadamı Mustafa Özmen’i de anacağız. Ayrıca; Karşıyaka Lisesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu, İnşaat Yüksek Mühendisi-Mimar, İzmir’in ilk Şehir planlamacılarından, yüzlerce ödülün sahibi, Eğitimci Tamer Kamiller Ağabeyimizi de anacağız. Hayırsever Mali Müşavir-Hesap Uzmanı Nuri Doğa Özpamir ile İzmir Barosu’nun tanınmış Avukatlarından, yüzlerce evsizin kooperatifler yoluyla ev sahibi olmalarını sağlamış, iyi ve kaliteli insan, Avukat Ruhi Ergiler’i de anacağız. Allah hepsinden rahmetini esirgemesin. On Yedi Nisanları her hatırlayışımda, önce aklıma; “Köy Enstitüleri” gelir. Köy Enstitüleri, Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk’ün Aydınlanma Devrimi’nde ışıklar saçmış bir yıldızdı. 81 yıl önce 1940 yılının 17 Nisan’ında resmen kurulmuştu. Maarif Vekili Hasan Ali Yücel’in öncülüğünde İsmail Hakkı Tonguç’un başını çektiği bir kadro, memleketin acil gereksinim duyduğu mesleklerde kaliteli gençlerin yetiştirilip üretime kazandırılmasını sağlamıştı. Köy Enstitüleri sayesinde Anadolu’da gerçek bir kalkınma ihtilali gerçekleşti. Atatürk Devrimleri köy enstitüleri sayesinde topluma yansıdı. Köy Enstitülerinden yetişen toplum öncüleri; Eğitim, Sağlık, Tarım, Zanaat, Edebiyat, Kültür ve Sanat alanlarında toplumun çağdaş ve bilimsel kalkınmasını sağladılar. Köy Enstitülerinden yetişen Sağlıkçılar sayesinde Verem, Tifo, Tifüs, Sıtma, Cüzzam, Uyuz gibi hastalıklar yok edildi. Yeni yetiştirilen “Tarım Uzmanları” sayesinde köylümüz zayiatsız ve firesiz modern üretim yaptı. Zirai Mücadele, Tohum ve Fidan üretimi, karantina, ilaçlama gibi kullanımlarla tarım ürünlerimiz zenginleşti. Ormancılık çalışmaları, inşaatçılık, marangozluk, mobilyacılık daha çok şey pratik hizmet ve sanat mesleki temele oturtuldu.
Köy enstitüleri Yüce Atatürk’ün ölmeden önce planlamasını bizzat yaptığı bir oluşumdu. Atatürk’ün ölümünden sonra; köylünün kalkınması ve halkın bilinçlenmesi en başta İttihat Terakki zihniyetini koruyan pek çok siyasiyi rahatsız etti. Sonuç olarak sudan ve uyduruk gerekçelerle, “Köy Enstitüleri Görevini Tamamladı.” denilerek kapatıldı. Yok edildi. Oysa yıllar sonra Çin Devrim Lideri Mao’nun ve pek çok ülkenin örnek alıp uyguladığı bu ilerici model, siyasetin kurbanı oldu.
On Yedi Nisanları anımsarken göz ardı edemeyeceğim bir diğer olay ise; Turgut Özal’ın da bir 17 Nisan günü yaşama veda etmiş olmasıdır. Beni tanıyanlar bilirler inandığım doğruları inançla ve inatla savunurum. Sosyalizmi ve Sol Literatürü oldukça iyi bilenlerdenim. Ancak; objektif değerlendirmelerden asla kaçınmam. Bir 17 Nisan sabahı hayata veda etmiş olan Turgut Özal, benim eksileriyle, artılarıyla inandığım yaşanmış bir doğrudur. 19 yıl önce 17 Nisan 1993 günü hayata veda eden Turgut Özal’ın sayesinde 150 yıldır döviz kıtlığıyla boğuşan “hasta adam” denilen Türkiye’miz Özal’la geçen 11 yıl içinde “kredi veren” bir “bölgesel güç”, bir “model ülke” haline gelmişti. “Özal’lı Yıllar”, “Özal’ın son derece hazırlıklı bir Devlet Adamı olarak” iktidara geldiğini gösterir. Özal’ın yaptıkları ortadadır. Yaptıklarının tahlili ne bu köşeye, ne de bir kitaba sığar. Türkiye’nin Kapalı Ekonomi’den çıkmasında gösterdiği gayretleri, altyapı çalışmalarını, otoyolları, GAP’ı, telekominikasyon devrimini, insanlarımızın dünyaya açmasını, daha pek çok Özal başarısını unutamayız. Unutmamalıyız. Özellikle Avrupa’nın pek çok ilerlemiş ülkesi kominikasyonda mekanik sistemi kullanırken Özal’ın, Türkiye’mizi elektromekanik’e sisteme bile sokmadan, doğrudan doğruya dijital sisteme geçirtmesini asla unutmamalıyız. Hepimizin güncel rahatı olan GSM sistemi, internet daha pek çok ileri iletişim sistemi Özal’ın çağ atlatma unsurlarına verilecek örnektir. Turgut Özal yaptığı konuşmalarla rakiplerini hop oturtup hop kaldırdı. Vergiyi en çok zenginlerin verdiğini anlatırken “Ben zenginleri bu nedenle çok severim” derdi. Bazı çevreler tarafından bu ifade çarptırıldı. Özal’ı, “Zengin Dostu” ilan ederlerdi. Özal, Türkiye’de sol’un yıllardır savunduğu “çözülemez değerlere” el atıp, acil ve kalıcı çözümler getirmesi, bu alanda aklı başında radikaller ile Benim gibi 68’li sol sosyalistlerin de gönlünü kazanmıştır. 141 ve 142 gibi çağın gerisinde kalmış yasalar Turgut Özal’ın pratik kararları sayesinde kaldırılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na doğrudan başvuru hakkı da bir Özal başarısıdır. Ben; Özal’ın hatalarını da bilirim. “Beşer olan her kişinin hataları ve noksanları mutlaka vardır.” Olacaktır. Ancak Özal’ın artıları eksilerinden çok fazladır. Turgut Özal’ı da rahmet ve sevgiyle anıyorum. Her On yedi Nisan’larda andığımız ve hatırladığımız değerlerden bir diğeri de Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’dır. 17 Nisan 1890 günü doğmuş olan Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın da Cumartesi günü 131’ncü yaş gününü kutluyoruz. Önümüzdeki Pazar 18 Nisan. 48 yıl önce 18 Nisan 1973 günü, İzmir’in en önemli kanaat ve eylem önderlerinden, mütevazi ve tevazu sahibi, halk adamı, işadamı Eczacıbaşı Süleyman Ferit Bey’i yitirdik. Başkanı olduğum “İzfak” kısa adıyla anılan, kamu yararına “İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği”mizin, kurucularından ve ilk Başkanı olan Süleyman Ferit Eczacıbaşı, İzmir için yarattığı kalıcı değerleriyle, özellikle sağlık ve eğitim hizmetleriyle, İzmir’e bir Milli Kütüphane kazandırmış olmasıyla daima hatırlanmalıdır. Yaşadığımız bu anlamlı, bazen hüzünlü, bazen puslu ve ıssız, genelde güzel günlerin değerini bilelim. Sevdiklerimizle güzel günler geçirelim.
Yorum Yazın
Facebook Yorum