“ Hap yap, para kap” derler ya…
Piyasa darda, işsizlik dorukta, ahali arayışta, derman inançta olursa bu laf tutuyor.
Rivayet dilden dile dolaşırsa…
Alıp başını gidiyor.
Tutabilene aşk olsun.
Başlı başına sektör oluşturuyor.
Albenili reklam, gazete-tv pazarlamasıyla adama köşe döndürüyor.
***
Son moda; çınar yaprağı.
Bildiğimiz çınar ağacının üzerindeki yaprak.
Sulak alanlarda, dere-ırmak yataklarında, cadde kenarında, köy meydanlarındaki…
Hızlı büyüyen, uzun ömürlü, görünümü heybetli, gölgesi değerli ağacımız bugünlerde popüler şifa kaynağımız.
Çınarın birçok çeşidi var.
Meksika, Arizona, Londra, doğu, batı cinsi çok.
Her biri ayrı özellikte.
Kiminin yaprağı büyük, kiminin küçük. Bazı üç, bazısı beş çıkıntılı.
Kalın damarlısı, ince saplısı her biri ayrı.
Latince isimleri karışık, vatandaşa sorsan tek; Çınar yaprağı.
***
Yedi bölgede yayın yapan yerel tv’ler gün boyu çınar yaprağını pazarlıyor.
“ Koş vatandaş koş” çağrısıyla.
Meğer ne derde dermanmış.
Yanık tedavisi, saç dökülmesine…
Diş ağrısı, vücut şişliğine…
Sedef hastalığı epilepsi (sara) nöbetine…
Kadın akıntısı, böbrek iltihabına…
Kum dökmeye, kepek önlemeye…
Hatta basura, nasıra!
***
Çınar yaprağından şifayı nasıl istersiniz?
Çayı 15 TL’den 55 TL’ye…
Merhemi, şurubu 50 TL’den 150 TL’ye
Kremi 75 TL’den 195 TL’ye
Jelâtinli kutularda, kapıya teslim.
***
Baharatçı, aktar rafları dolu.
Sosyete semtlerde doğal ürün pazarları.
İnternetten satış en yaygını.
Ne kadar alternatif tıpçı varsa ismini, cismini koyarak pazarlıyor çınar yaprağını.
Yakında “okunmuş, üflenmişleri” çıkarsa şaşırmayın.
***
Hangi ağaçta var böyle yaprak?
Ayılana gazoz, bayılana limon!
Yorum Yazın
Facebook Yorum