Kenarından, köşesinden…
Siyasete bulaşmış…
İlerlemeyi kafasına koyup, hedefi hırsına takıp ortaya çıkmışsan…
Duruş sağlam olmalıdır.
Dik, kararlı ve tavırlı.
İnandığını söyleyen…
Sevmediğinin sırtını sıvazlamayan…
Lime lime olmuş politikanın ucuz ismi olmamak için kişiliğini koyacaksın.
Son anda…
Yan çizip, “ taban böyle istedi, böylesi örgütün yararına” bulanıklığına girmeyeceksin.
***
Siyasette duruş…
Önemli eylem olduğu kadar kişinin sağlamlığını sergiler.
Duruş zayıfsa, o kişinin boynuna…
“Pazarlıkçı…
İleriye yönelik kumpasçı…
Yan cebime koycu…
Özgüven yoksunu…
Ucuz listeci” yaftaları asılır.
Kabul etse de etmese de yakın çevresinde böyle anılır, böyle tanımlanır.
***
Duruşu belli olmayan politikacılar…
Dün vardı, bugün çuval dolusu, yarın da olacak.
Ne var ki…
Hiçbiri değerini bulamayacak, tarih değil günlük not defteri arasında bile olmayacak.
Peçete kâğıdı gibi silinip atılacaklar.
***
Duruşu belli politikacılar…
Aldığı kararda, verdiği sözde durup sonuna kadar yürüyendir.
Gecenin bir yarı yarısı ıvırıp, kıvırıp, “ Peki öyleyse dönelim” acizliğini düşmeyendir.
Sonuçta mağlup da olsa, galiptir.
Yüreğine, vicdanına hesap verecek rahatlıktadır.
Her sohbette adı saygıyla anılan…
Gıyabında “ Duruşuyla adam” madalyası takılan mücadele insanıdır.
Dürüst siyasetin de özlediği varlıktır.
***
İnançla, inananları, inandıklarıyla…
Bir hedefi belirleyip, yola çıkan…
“ Hiçbir şey bizi yolumuzdan döndüremez” nutuklarını…
Son 24 saatte çeviren, komik mazeretlerle geri çekilen politikacının duruşu değil, geçmişi tartışılır.
İleride yeniden duruş sergilemek istediğinde…
Omurgasının olmadığını fark eder.
Dizini döver de…
Pişmanlığın hiçbir şeye faydası yoktur.
***
Politik geleceği musalladan alınmış, dört kollu üzerinde götürülmüştür!
Yorum Yazın
Facebook Yorum