Hayatta zaman zaman yükselmeler, duraksamalar hatta gerilemeler de ortaya çıkabilir.
Bütün sporlarda bu vardır. Hele takım oyunlarında bu tablo daha görünür haldedir. Takımı oluşturan bireylerdeki bazı performans düşüklüğü, paylaşım tarafiğinde azalma, ortak aklın sekteye uğramasıya da başarısızlığa ortak olmama kaygısı kondisyonel düşüklüğü yaratabilir.
Günlük işlerimizde de durum çok farklı değildir. Ne kadar arzu etsek de bazı işler yolunda gitmeyebilir. İşyeri, arkadaşlar, kulüp faaliyetlerimiz, sosyal paydaşlarımız, tuttuğumuz takımın aldığı sonuçlar bizi inaktif duruma getirebilir.
Okumakta olduğunuz bir kitap beklediğiniz sonuçla bitmezse bile bundan etkilenebilirsiniz.
Hiç birşey sizin üretme gücünüzü etkilemesin.Hangi sporda olursanız olun, kötü giden sonuçlara bakıp gardınızı düşürmeyin. Sorunları problem haline getirmeden çeşitli çözüm önerilerini sıralayıp çalışmaya başlayın.
Teknik Direktör ya da Antrenörseniz ve bu görevinizden ayrıldıysanız, meraketmeyinçokyakındayenibirteklifalırsınız.Sizişiniziiyiyapmışsanızveiyiyapmayagüdümlüisenizelbetsizinkapınızçalınacaktır.Bazıayrılıklarınkarşılıklısebepleriolabilir.Durmadanyenilmekteolanbirtakımıneğerhocasıkötüise, oyuncularıçok mu iyidir? Bunun yönetici tarafı yok mudur?
Ne kadar uğraşsak da, aslında en temel konularda derin görüş ayrılıkları ve garip uygulamalarla karşılaşıyoruz. Şampiyon olmuş bir takımın hocasını gönderiyoruz. “Ben takımı yaparım” diyenlerin getirdiklerinin çok kısa sürede götürüldüğünü görmüyor muyuz? Bu kadar çok yerli teknik çalıştırıcımız varken neden yabancıları takımlarımızın başına getirmeyi sürdürüyoruz?
Alt yapı antrenörlerine neden para vermekte ellerimiz titriyor? Geleceğin planlaması yapılırken oyuncular kadar antrenörler arasında da bir yetenek seçimini neden yapmayız? Kim gelecekte çok başarılı bir antrenör olabilir? Bunu belirleyecek yeni yöntemleri neden geliştirmeyiz?
Sporda ve sporla uğraşanlara bu ülkede daha fazla görevler düşüyor. İyi yetişmeliler. Mümkünse Üniversite eğitimi almalılar. Federasyonların yanı sıra diğer kuruluşların düzenledikleri seminerlere katılmalılar. Mutlaka bir yabancı dili iyi düzeyde konuşmalılar. Hatta, kendi alanlarında yazılı çalışmalara ulaşıp, içindekilerden kendi eksikliklerini tamamlayacak bölümlerini hızlı şekilde kullanabilmeliler…
Tüm bu arzu ettiklerimize rağmen bazı eksikliklerimiz olsa da bu düzey bizi yıldırmasın lütfen! Küçük gelişim seminerleri, uzman kişilerle kısa temaslar, daha iyi gözlem yapma becerimizi geliştirme, yazılı kültüre geçme gibi basit uygulamalar bizim üretmemizi destekleyecektir. Üretmeden kastımız, yeni sporcuları keşfetme, yeni becerileri yönetme, deneyimlerimizi kayıt altına alma gibi faaliyetler olabilir. Her koşulda bu çabaları sürdürmeye devam lütfen!..
Yorum Yazın
Facebook Yorum