AVNİ ERBOY
İzmir’de ne hikmetse, başarıyı çekemeyenlerin “Bizans Oyunları” hız kesmeden devam ediyor… “Benim olmazsa olmasın!” veya “ben yapmazsam yapılmasın!” mantığıyla hareket eden kişi ve kuruluşların “yaptırmama, aldırmama, yıktırma…” eylemleri sinsice devam ediyor.
Hangi birinden başlasam diye düşünürken, sayılarının çokluğu karşısında şaşırıp kaldım. En iyisi en sonuncusunu ve en tazesi olan Göztepe Gürsel Aksel Stadı’na şöyle dönelim.
“Şehir içinde stat olmaz” tartışmasına girmeyeceğim. Ülkemizde miladı dolmuş veya depreme dayanıksız raporu verilen binalarda “Yerinde kentsel dönüşüm” yapılıyorsa, stadın yerine de modern, çağa uygun, yaşam alanlarıyla dolu stadın yapılması kadar normal ve olağan hiçbir şey olamaz! Stadın “kentsel dönüşüm”ü elbette yasalar çerçevesinde yapılmalıdır. Hele hele o yerde eski bir stat var, alan da spor alanıysa bu kesinlikle yapılmalı, hiçbir güç de karşısına çıkmamalıdır!..
İzmir Şehir Plancıları Odası'nın Göztepe Gürsel Aksel Stadı ve Yaşam Alanı projesine son saniyede itiraz etmesinin ardındaki gerçekler mutlaka gün ışığına çıkmalı, çıkarılmalıdır. Yoksa kafalardaki soru işaretleri giderilemeyecektir.
Hele Göztepe Spor Kulübü yöneticilerinin kendilerini bilgilendirmek için düzenledikleri toplantıyı İzmir Şehir Plancıları Odası’nın “güvenlik gerekçesi” ile aynen itirazda olduğu gibi son anda iptal etmesi ise tam bir skandaldır…
Göztepe AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sepil’in “Bu projeyi gizli kapaklı yapmadık, aylardır tüm görsellerine herkes ulaşabildi. Eğer itirazı 15 gün önce yapsalardı, oturur, konuşur, endişelerini gidermeye çalışır, uzlaşırdık. Ama bize bu şansı vermediler. Önceki gün yapılacak toplantıda da aynı tavrı gösterdiler" sözlerine odanın mantıklı bir açıklama yapması gerekmektedir.
Projeyi hazırlayan mimarlar Tuğrul Büyükköken ve Bünyamin Derman'ın İzmir Şehir Plancıları Odası'nın, itiraz gerekçelerinden biri olarak ortaya attığı Göztepe Stadı'nın 40 metrelik yüksekliğiyle alanı kapatacağı iddiasına stat yüksekliğinin 28.30 metre olduğunu vurgulaması ve yanındaki okulun projeden daha yüksekte olduğunun belgelenmesine de odanın mutlaka verilecek bir cevabı da vardır.
Beşiktaş Vodafone Arena'nın da mimarı olan Bünyamin Derman, stadın kentin mimari dokusuna kesinlikle uyum sağladığını vurguladı. Derman, “müze, yeme-içme alanları, spor merkezleri ve salon sporları yapılabilecek bir stat yapmak istedik. Tüm maliyeti göze alarak çatıda yürüyüş alanı planladık. Hem zeminde hem de çatıda kamu yararına hizmet eden yapı tasarladık. Çatıda parkı olan stat itibarıyla dünyada bir ilk olacak. Kent 8-9 katlık, 30 metrelik bir yüksekliğe sahip. Biz de stadın kotunu 28.30 metreye çektik" sözleri ve "'Burada stat olur mu' eleştirisine de, "UEFA ve FIFA kentin içinde stat öneriyor. Çünkü kentin dışındaki statlar ölü yatırım oluyor. Avrupa'da statlar kentin içinde ve yaşayan statlar. Silueti etkileyecek bir durum yok. Şehir Plancıları Odası bizi dinleseydi belki de itirazını geri çekecekti. Yapının anlaşılamadığını düşünüyoruz. Biz uzlaşmak istiyoruz. Kamu yararına yapılacak olan bir statta uzlaşı olamayacaksa hangi konuda uzlaşı olacak" demesi “itiraz edenler” için kafalarda soru işaretleri bırakırken, söz şimdi savunmada!...
Farkında mısınız bilemiyorum. “Akdeniz’in İncisi” yapalım diye uğraşılan İzmir’i ne yazık ki, “İtirazın başkenti” yaptık…
İzmir’e dört bir yandan vuran vurana!..
Yorum Yazın
Facebook Yorum