Bir tanesini çok yakında yaşadık. Avrupa Futbol Şampiyonası sonrasında çok istenilmesine rağmen (!) sonuç beklendiği gibi olmadı. Burada tartışılacak iki konu bulunuyor: Bunlardan birisi, sanki bu pozisyona daha yakın görünen bir adayın yarıştan çekilme hadisesidir. İkincisi ise, nasıl olsa seçilemez diye aday olmasına göz yumulan (!) bir şahsın delegelerin oyları ile sürpriz bir şekilde (!) başkan seçilmesidir.
Yukarıdaki hikaye futbol ile ilgilidir. Şimdi ise özel yetenek sınavlarında yaşanacakları aktarıyorum: 20-26 Ağustos 2024 tarihleri arasında spor bilimleri fakültelerinin çeşitli bölümleri için merkezi özel yetenek sınavı yapılacak. Türkiye’de 23 merkezde yapılacak bu sınavlarda tek tip bir sınav parkuru uygulanacak.
Önceleri Ilinois testi uygulanacak denilerek birçok dekana brifing verilmesine rağmen son dakikada bundan vazgeçildi. Çünkü herkesin değil birkaç kişinin inandığı bu konu, testin telif hakları nedeni ile onların duvara çarpması ile sona erdi… Şimdi ise başka bir parkur yapılacak. Ama açıklama yok… Sınavların yapılmasına bir aydan az bir süre kalmasına rağmen sınavda ne uygulanacağı açıklanmadı? Acaba uzay sınavı mı yapılacak ki, içinde neler yok ilan edilemiyor!
Özel yetenek sınavları umarım düşünüldüğü gibi sonuçlanır. Ama, parkur belli değil, salon sorumluları belli değil, nasıl sıralama yapılacağı belli değil, spor liseleri mezunlarının bu okulları bitirmelerinin bir faydasını görmeyecekleri belli, millilerin alacakları ekstra puanlar net değil, coğrafi ve sportif yatkınlık parametreleri belli değil, futbol oynayanların edindikleri tecrübelerin nasıl değerlendirileceği belli değil…
Konuyu uzatmanın gereği yok. Fakat herkesin unutmaması gereken bir husus var: Eğer bu sınavlarda küçük bir yanlışlık yapılırsa sorumlu olarak spor bilimleri fakülteleri gösterilecektir. Buna herkesin hazır olması gerekir. Dileğim böyle bir sorunun yaşanmaması yönünde… Yapılan toplantılarda iletilen sorulara verilen cevaplar asla tatmin edici değildi. Kasım, Mart ve Temmuz toplantılarından elde ettiğim sonuç ve yorumlar bunlar…
Herkesin bilmesi gereken bir konuyu burada tekrar yazıyorum: Özel yetenek sınavlarının merkezi sistemle yapılmasını sanki dekanlar konseyi istiyormuş gibi bir algı yaratıldı. Sonra ise aslında ÖSYM’nin bunu istediğini ve dekanların böyle bir teklif ile ortaya çıkmaları istendi söylentisi dile getirildi. Bir toplantıda, ÖSYM temsilcisinin konuşmasında, bunun kendilerinden istenildiğini ve bazı harcamaların sınavların yapılacağı Üniversiteler tarafından karşılanacağını (Araç-gereç, fotosel, vb.) açıkladı.
Değerli okurlarım, dekanların böyle bir sınavı istediklerini gösteren hiçbir yazılı belge yoktur. Yapılan toplantılarda gösterilen imzalar, bu toplantıya katılanların imzasıdır. Eğer devlet bir şey yapmak isterse, bunu oylamanın gereği yoktur. Devlet ister ve yapar… Neden bunu tartışıyoruz ki???
Bu haftanın yazısı, bazı arkadaşlarımı umarım rahatsız etmez. Spor Bilimleri Derneği seçimleri, başkanlığa aday olanlarımız, başkan seçilen arkadaşlarımızın kişisel emelleri, binlerce öğrencimizin hayallerini süsleyen spor akademileri ve Türkiye’nin büyük bir ülke olduğunu bilmeyenlere sesleniyorum: Bireysel hürriyetlere itibar ediniz. Üniversitelerinize güveniniz. İsteyen her aday, istediği Üniversitenin özel yetenek sınavlarına girebilmelidir.
Erzurum’un serinliği, İstanbul’un nemi ile eşit değildir. Sarıkamış’ın kar’ı, Kartepe’nin kar’ı ile aynı değildir. Ayder yaylasının suları ile Aladağların göletleri aynı yükseklikte değildir. Değerlerimizi ve zenginliklerimizi herkese açık olacak şekilde önce yerelde sonra ülkenin tüm topraklarında eşit ve adaletli biçimde değerlendirmeliyiz.
Son cümlem ise, yetenek sınavları yerine kendi spor fakültelerine sınav yapmadan merkezi tercih yoluyla kabul eden Üniversitelerimize… 2016 yılından bu yana bu sistemle öğrenci alan Üniversitelerimiz var. Oralara yerleşen öğrencilerimize bir sözüm yok ama hayatında koşmayı, atlamayı, yüzmeyi bilmeyen fakat birkaç soruyu cevaplayabildiği için spor akademilerine girmesinin sağlandığı sistem bugünkü sporumuzun gerçek görüntüsünün yansımasıdır.
Uzattım sanırım. Her spor bilimleri fakültesi, her Üniversite alınan bu kararı yeniden gözden geçirmelidir. Zaman kaldı mı bilmiyorum ama umarım yazdıklarım nedeni ile ben yanılırım.
Yorum Yazın
Facebook Yorum