Çeşitli sosyal faaliyetler nedeni ile çok farklı mekânlarda yemekte oluyorum. Aslında sokak lezzetleri taraftarı olsam da yıllarca bunlarla büyümüş olmamdan dolayı bazen farklı yerleri test ediyorum.
Kötü reklam etmek istemiyorum ama bazı yerlerde ismi ile uzaktan yakından alakası olmayan yemekler yapılıyor. Televizyonlarda ballandıra ballandıra anlatılarak yapılanların gerçektekilerle hiç ilgisi yok.
İsmini yazmamak için kendimi tutuyorum ama önüme getirileni kısaca anlatarak yeri tahmin etmeye çalışın.
Üstünde altında küçük rokalar, kıyısında parmesana benzer peynir, ayrı pişirilip sonradan tabağa konulan güya bonfile denilen ama aslında biftek bile sayılamayacak bir et… Üzerine biraz karabiber dökerek yemeğe çalıştım. Yanında iki bardak limonata…
Israrla, yeri yazmayacağım ve yukarıdaki anlatımdan sizin o yeri tahmin etmeye çalışmanızı istiyorum. Bulursanız bana bildirin. Doğrusunu söylerim.
Son senelerde AVM’lerde yemek katları pek meşhur oldu. Buralara alışveriş yapmak için gelen müşteriler, yürüdükleri zeminlerdeki statik elektrik yüzünden daha çabuk acıkıyorlar. Bu durum benim tespitim. Doğrudur yanlıştır bilmem, konuyu bilim adamları araştırsınlar. Zaten birkaç dükkân gezdikten sonra kendinizi bir masa kenarında buluyorsunuz.
Genelde, meşhur markaların dükkânlarını görüyorsunuz. Çoğu self servis olmasına rağmen, siparişle de hizmet veriliyor. Kardeşim, bir döner istiyorsunuz, eti soğuk, tadı yok, pidesi en az 3 günlük; tereyağ istiyorsunuz “Efendim sosun içinde var” deniliyor. Gel de delirme!
Eskiden çorbacımız, lokantamız, kebapçımız, kokoreççimiz, balıkçımız, restoranımız belli idi. Yemek tercihimize göre yol haritamızı yapardık. Ama şimdi, eğer bir AVM’ye yolunuz düştü ve kazara bir şeyler yemek isterseniz aman sıkı durun! Aç kalmazsınız fakat yemek sonrası ne yediğinizi anlayabilmek için epey düşünmeniz gerekebilir!
Buraya kadar yazdıklarım günlük hayatını sedanter geçiren insanlar içindir. Eğer spor yapıyorsanız, elit düzeyde egzersiz yapıyorsanız aman dikkat! Buralarda tükettiğiniz gıda maddeleri sizin performansınızı olumsuz etkileyecektir. Lütfen spor diyetisyenine danışarak karar veriniz. Buralardaki pet şişelerden su içmeyiniz. Şişede gelen suyu tercih ediniz. Eğer bir salata ile öğünü geçiştirmek isteseniz bile, onun tuzunu, ekşisini (Limon ya da Üzüm Sirkesi) ve zeytinyağını (mutlaka Sızma) kendiniz ilave ediniz. “Efendim biz bunları koyduk” derlerse, bu salatayı iade ediniz.
Ve en önemlisi, kullanılan çatal, bıçaklar, servis kağıtları ve oturduğunuz masa ve sandalyelerin hijyenik durumu, peçetelerin ve ıslak mendillerde kullanılan sıvıların kimyasal içerikleri… Bunları çıplak göz ile tespit etmek son derecede zordur. Bu konuda ne yaparsınız bilmem?
Bunları yazarken karnım acıktı: Tereyağda 2 yumurta, 1 dilim ekmek, kallavi bir kaşar peyniri, birkaç kornişon turşu (Sirkede bekletilmiş) yemeğe gidiyorum… Size de afiyet olsun…
Yorum Yazın
Facebook Yorum