Yılbaşı; insanların hayallerini ve beklentilerini tazeleyen bir zaman dilimidir.
Her yılın sonu geldiğinde, insanlar genelde geçmişteki deneyimlerinden bir şeyler öğrenirler ve geleceğe dair umutlarını taşırlar. Yılbaşı, bir dönemi kapatıp yeni bir sayfa açmanın sembolüdür. İnsanlar belki de, yeni bir kariyer hedeflerini gerçekleştirmek, daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, ya da kişisel gelişimlerine odaklanmak isteyebilirler. Yeni yıl, birçok insan için bir dönüm noktasıdır ve hedeflerine ulaşma yolunda bir fırsat olarak görülür. Hayaller, yeni yılın getirdiği umutlarla daha da parlak hale gelir. İnsanlar hayallerini gerçekleştirmek için yeni yılda daha fazla motivasyon bulurlar. Bu durum bazen insanların gelecekteki potansiyellerini görmelerini sağlar ve bazen de yeni bir yıl, bu hayallerin gerçeğe dönüşebileceği bir zaman dilimi olarak algılanır. Ancak umutlar sadece dileklerden ibaret değildir. İnsanlar genellikle planlar yaparlar ve bu planları gerçekleştirmek için çaba gösterirler. Kararlılık, disiplin ve motivasyon, umutların gerçekleşmesi için önemli unsurlardır. Yeni yıl, insanlara geçmişteki hatalardan ders çıkarma ve geleceğe daha iyimser bir bakış açısıyla ilerleme fırsatı sunar, onlara baştan başlama ve daha iyi bir versiyon olma şansı verir.
Bu cümleler ”toz pembe” oldu biraz, galiba…
Aslında; 2023 zor geçti çoğumuz için. Türkiye için de önemli gelişmelerin yaşandığı uzun bir yıl oldu. Gerek iç gündemde, gerekse uluslararası alanda yaşanan olaylar ülkenin yönünü ve geleceğini şekillendirdi. Şubat ayında "asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerin acısıyla sarsıldık. Mayıs ayında yapılan seçimlerde, Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı seçildi. Ekim ayında ise İsrail'in yıllardır Filistin'e karşı yürüttüğü işgal ve katliam politikası; “dünyanın gözü önünde” yeni bir boyuta ulaştı. Ekonomik kriz ve enflasyon, çoğu kişiyi zorladı ve zorlamayı sürdürüyor.
2024 yılı için yapılan yorumlar da pek iç açıcı değil, doğrusu. Ekonomik kriz en az 6 ay daha sürecek deniyor. Daha nasıl zorlanabilecek insanlar bilemiyorum.
Çevre sorunları da, kıtlık, susuzluk, seller, hortumlar ve iklim krizi de, -kesin olarak- devam edecek, tabii. Yaşantı biçimini insanlar değiştirmedikçe, doğaya zarar vermeyi sürdürdükçe, bu böyle sürecek.
Sosyal, ekonomik, politik her konuda bir sınav vereceğiz, demek ki.
Teknolojiden uzaklaşan firmaların önümüzdeki yıllarda hiç şansı yok gibi görünüyor. Ayakta kalmaları için dijital konulara uyum göstermeleri, artık bir zorunluluk haline geldi. “Yapay Zeka” hayatımızı hızla değiştiriyor, ürkütücü bir noktaya varmak üzereyiz. Bu durum insanlarda oldukça fazla ruhsal zorluklar da yaratacaktır.
Bir taraftan Yapay Zeka gelişmeye devam ederken, diğer taraftan, Dünya da kaynıyor. Ukrayna ve Rusya derken, Filistin ve İsrail savaşı daha da çok can yaktı. Binlerce insan öldü, birçoğu sakatlandı, kimisi de evsiz barksız kaldı. Devam ediyor bu savaşlar, üstelik.
Bu cümleler de çok koyu, çok siyah oldu.
Yaşam; ne hep toz pembe, ne de hep siyah, aslında. Biz de bir denge bulmalıyız. Sanırım hep birlikte insanlık olarak tekâmül etmek zorundayız. Yoksa dünyada huzur, eşitlik ve adalet arayışları hep artarak devam edecek ve de mutsuzluklar hiç bitmeyecek.
Umutların ve hayallerin yeşerdiği, insanların geçmişten ders aldığı ve geleceğe dair planlar yaptığı bir zaman dilimidir yılbaşları. Bu dönem, insanların kendileri için adım atmaları için bir fırsat sunar, insanların yaşamlarında olumlu değişiklikler yapma ve potansiyellerini keşfetme konusunda ilham vericidir. Umarım insanlar, bu yıldan başlayarak doğru yolu görürler, aydınlanırlar ve insanca gelişmenin yollarını ararlar.
Dilerim 2024; Dünya için, ülkemiz için ve insanlık için uyanışın başladığı bir yıl olur.
Yorum Yazın
Facebook Yorum