ERDAL İZGİ
Aklımdan geçti.
Yıllar öncesi…
Her yılbaşı sonrası milli piyango talihlileri ortaya çıkar…
Günlerce haber olur, konuşulurdu.
Herkes ona imrenir, hayallerini o talihli üzerinden süslerdi.
Fukara kökenliyse pusulasını şaşırır, gözü patlak ağzı açık halde kolundan kim çekerse oraya sürüklenirdi.
Son yıllarda…
Piyango talihlileri ortaya çıkmaz oldu. Banka müdürleri bilet sahibi vekili sıfatıyla Ankara’da ikramiyeyi alıp,
“İsmini açıklamak istemeyen yakın dostumuz” tanıtımını kalıplaştırdı.
Şimdi her talihli sır.
Mesela bu yıl 60 milyon TL dörde bölündü.
Biri duyulmadı, ortaya çıkmadı.
Haklılar.
Zaman kötü, ekonomi bozuk, piyasanın hali malum, uyanık tokatçılar çok.
Meçhul kalıp, izi belli etmemek akıllılık.
***
İkramiye kazanamayıp, zenginlik hayalini oyunlaştıranlar var.
Denizli’deki otobüs şoförü Cevdet Demirtaş gibi.
Aldığı biletlere amorti bile çıkmayınca…
Kestiği rakamları bilete özenle yapıştırıp, büyük ikramiye çıkmış gibi poz verip, sosyal medyada paylaşınca…
Ortalığı karıştırdı, sahte mutluluk uğruna yaşadıklarına şaşırdı.
***
İkramiye kazandığına önce 2,5 yıldır konuşmadığı kaynanası inanır.
Kendini beğenmeyen “Seninle konuşursam Allah belamı versin” sözünü yüzüne karşı haykıran kaynanası, “ En iyi damadım sensin” der, ilk kutlayanı olur. Ne kırgınlık kalır, ne sarf edilen hakaretler.
Ardından eş, dost, akrabanın gözbebeği haline gelir. Herkes yanındadır, tanımadığı insanlar bile “ Hatırladın mı neler paylaşmıştık” diyerek aklına girmeye çalışır, bazıları “ Galiba kardeşiz” yaklaşması yapar.
***
Bileti aldığı yere gider, numaraya bakmamış gibi davranıp incelenmesini ister.
Piyango bayi “ Buna teselli ikramiyesi var. Bankalarla uğraşma, ikramiyeni ben vereyim” diyerek kandırmaya çalışır.
Yine bir başka biri…
“ Biletine hiç bakmadıysan, şu haliyle sana 4 daire, bir de karşıdaki tek katlı evi vereyim” teklifinde bulunur.
Bankacılar telefon sırasındadır, alacağı ikramiyenin faiz yarışını başlatmıştır. Son model araba tahsis etmek isterler, birlikte Ankara’ya gitmeyi arzuladıklarını söylerler.
Kutlamaların ardı arkası kesilmez.
Arayan sayısı bini geçer.
***
Şoför Cevdet yalanıyla mutludur.
Hayatında görmediği ilgiye, düşünemeyeceği itibara kavuşmuştur.
Çevresinin hayran bakışları, pohpohlu sözleriyle, ayakları yerden kesilir.
Sanki büyük zafer kazanmış kahraman edasındadır.
Tabii…
Yalandan dönmesi de zor olur.
İkramiye çıkmadığını, biletin sahte olduğunu, şaka yaptığını falan anlatır…
Bu kez kimse inanmaz.
“ Başıma bela gelecek” korkusuyla yapıştırdığı numaraları söker…
Bir günde olsa milyonerliğin keyfini bitirir.
***
Şimdi eskisinden yalnız.
Denizli sokaklarında başı önde dolaşırken, düne kadar selam verenler bu kez…
“ Sahtekâr, yalancı, dolandırıcı” kızgınlığıyla adeta intikam alıyor.
***
Komedi midir?
Dram mıdır her neyse…
Olayın özlü sözü:
Balın varsa sineğin bol olur.
Balın yoksa dost dediğin el olur!
Yorum Yazın
Facebook Yorum