Akdeniz’in incisi, Sicilya ve Sardunya’dan sonra üçüncü büyük adası olan Kıbrıs, üç kıtanın ticaret yollarının kesiştiği Doğu Akdeniz’de sıcak insanlarıyla ünlü yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti…
Tertemiz sahilleri ve eşsiz doğasıyla inanılmaz bir turizm cenneti olup, yılın 12 ayında ziyaret edilmesi gereken topraklara sahip bir ülkedir, KKTC…
Efsaneye göre Sezar’ın Kleopatra’ya aşkını kanıtlamak için Kıbrıs Adasını vermesi bu adanın ne kadar değerli olduğunun en güzel kanıtıdır.
Komşuları; Türkiye, Suriye, Mısır, İsrail, Lübnan ve Güney Kıbrıs‘tır. En yakın komşusu, 65 km. kuzeyinde yer alan Ana vatan Türkiye’dir. Ada ayrıca, Suriye’nin 100 km. batısında, Mısır’ın 420 km. kuzeyinde ve Rodos Adası’nın 480 km. doğusunda yer almaktadır. Toplam yüzölçümü 9,251.50 km2 olup, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yüzölçümü 3,241,68 km2’dir.
KKTC’ye pek çok kez gittim. Birincisi turistlik, diğerleri hep sportif oldu… Yine adaya yolculuk var. İlk kez kendi takımım ile gideceğim…
KKTC Herkes İçin Spor Federasyonu (HİS) Başkanı Hasan Senin’in daveti üzerine başkanlığını yaptığım Bostanlıspor Kulübü’nün oryantiring takımı ile ortak kamp çalışması ve ikili yarışmalar için KKTC yolcusuyuz… 7 günlük süre içinde pek çok temaslarım olacağı gibi oradaki tesisleri de inceleme şansını yakalayacağım. Elbette bizim sporcuların kampında ve yarışlarında da olacağım… Boş vakitlerimizde ekip olarak KKTC’nin güzelliklerini, tarihi ve turistlik yerlerini gezeceğimiz gibi, bol bol da denize gireceğiz… İnşallah o kadar vaktimiz olur!
Her şey nasip…
KKTC HİS Başkanı Hasan Senin, KKTC Sporu için gerçekten büyük bir şans. Çok çalışkan, sporu seven ve sporun güzelliklerini sergileyip, fair play olgusundan da hiçbir zaman ayrılmayan, aynı zaman da TC vatandaşı olan başkan Senin’in sporda Avrupa ile de ilişkileri harika…
İzmir Manavkuyu’da evi var ancak depremde hasar aldığı gerekçesiyle şu günlerde yıkılma aşamasında… O nedenle de Hasan Başkan üzgün… Pek çok anıları olan dairesini terk etmek zorunda kaldı. “Dönüşüm sonrası kaldığımız yerden İzmir’i yeniden yaşayacağız” diyen başkan, yılın büyük zamanını KKTC’de geçirmesine karşın sık sık da Ana Vatana, çok sevdiği İzmir’e geliyor… Her ne kadar
renklerinden dolayı Göztepe sempatizanı olsa da, elbette olmazsa olmazlarından birisi de Karşıyaka… “Yaşanacak yer” diyor…
Uzun zaman olmuştu, kamp davetini aldığımız…
Araya giren pandemi, yarış takviminin yoğunluğu, sporcuların okul durumu derken günler, aylar geldi geçti…
Evinin yıkım arifesinde geldiği İzmir’de görüştüğümüzde “kamp davetim her zaman için geçerli” sözüyle birlikte harekete geçerek, 2022 sezonunda başarılı olan, Türkiye Şampiyonlukları getiren oryantiringcilerimize ödül, 2023 sezonu öncesi moral olması amacıyla “Eylülde geliyoruz” sözünü verdim.
Bilen bilir. Verdiğim her sözün arkasında durur ve tutarım!
Uçak biletlerini incelediğimizde en ekonomik (!) gidiş-dönüşü yakalayınca da tarihi kesinleştirdik…
Şimdi ver elini Yavru Vatan…
30 Ağustos’ta giderek, 5 Eylülde döneceğiz… Dolu dolu 7 gün… 2 yarışma, bol bol antrenman, orman ve deniz kampı… Elbette Hasan Başkanın çok övdüğü KKTC Sivil Savunma Tesislerinin özel plajında tatil…
KKTC Sivil Savunma ülkenin en önemli teşkilatlarından birisi. Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Atilla Karaca’nın resmi web sitesindeki ön sözü de bunun en güzel kanıtı.
Bakın başkan Karaca nasıl anlatmış, teşkilatını:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki ulusal afet yönetimi sisteminin önemli bir parçası olan Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı; toplumdaki tüm kesimleri ortak bir paydada bir araya getirmeyi amaçlayarak, yaşanması muhtemel her türlü afete yönelik müdahale gücünün optimize edilmesinin yanında, günün gereklerine uygun afet yönetimi döngüsünün diğer aşamaları ile ilgili çalışmalar da yürütmektedir.
Dünyada afetlerden kaynaklanan can ve mal kaybı her geçen gün artmakta, bununla birlikte devletlerin meydana gelen zararların azaltılması için harcadığı çaba da gün geçtikçe artış göstermektedir. Günümüzde afet yönetimi kavramı artık, yalnızca müdahale aşaması ile sınırlı olmayıp, Risk Azaltma, Hazırlık ve Müdahale sonrası İyileştirme evrelerini de kapsayan bütünleşik bir yapıya sahiptir.
Bu kapsamda, Başkanlığımızın topyekûn savunmanın en önemli unsurlarından biri olan; savaşta, afetlerde, yangınlarda ve diğer arama-kurtarma faaliyeti gerektiren acil hallerde halkımızın can ve mal kaybını en aza indirme amacını taşıyan faaliyetlerinin önemi ülkemiz için her geçen gün biraz daha artmaktadır.
Doğal afetler, yangınlar ve yaşanan savaşlar, insanların güvenliğini tehdit eden en büyük tehlikeleri oluşturduğundan, karşılaşabileceğimiz tüm olumsuzluklara yönelik her yönden hazırlıklı olmak, muhtemel afetlere karşı gerekli önlemleri almak da büyük önem taşımaktadır.
Afete dirençli bir toplum oluşturma maksadı ile faaliyetlerini sürdüren Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı, toplumda afetlere önceden hazırlanmanın, afetlerin doğuracağı zararlardan çok daha düşük maliyetli olduğu bilincini oluşturmayı amaçlamaktadır.
Her ne kadar Başkanlığımızın yürüttüğü faaliyetlerin ne denli önemli olduğu, zor zamanlarda anlaşılsa da, bizler görevimizin verdiği sorumluluğun ve insan hayatının kutsallığının bilinciyle hareket ediyor ve kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Doğal veya insan eliyle muhtemel afetlerin kaçınılmaz olduğu dünyamızda, kendimizi en kötüye göre hazırlıyoruz. İyi günlerdeki hazırlıkların, zor günlerin kurtarıcısı olduğunu iyi biliyoruz.
Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı olarak asli görevimizin yanı sıra, sosyal ve kültürel faaliyetlerde de aktif olmaya özen gösteriyoruz. Halkımızın güven duyduğu, sevdiği ve her daim yanında hissettiği bir kurum olmak için, tüm personelimizle canla başla çalışıyoruz. Görevine ve ülkesine yürekten bağlı tüm teşkilat personeli, halk örgütü mükellefleri ve tüm Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarını, sivil savunma ailesinin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.
Afet yönetimi döngüsü ve sivil savunma, ülkemizde bireylerden başlayarak toplumun tüm kesimlerinin duyarlılığı, yardım ve katkılarının yanı sıra kurumlar arası eşgüdümle yürütülmesi gereken bir hizmet olup, bu konuda tüm kurum ve kuruluşlarımızın gerekli duyarlılığı göstereceği ve sorumluluk içinde hareket edeceği inancıyla, vatandaşlarımızın her türlü felaketten uzak, barış içinde mutlu ve huzurlu günler geçirmesini temenni ederim.”
Başkan Atilla Karaca’nın bu yazısını neden aktardım biliyor musunuz?
Bu teşkilatın KKTC’de başta spor olmak üzere insanlığa büyük destek verdiğinden…
Futbol Şube Başkanım, daha önce de Kıbrıs Hava Yollarında müdür olarak görev yapan, havacılık dünyasının efsaneleri arasına giren, Şu anda TAV’da müdür, eski futbolcu Tayfun Sezer de hem teşkilattan övgüyle bahsetti, hem de Türkiye’den çok spor kulübünün takımlarını ağırladığını söyledi. Hatta bir dönem başkanlığını yaptığı Karşıyaka Masterlerini de KKTC’ye götürdüğünde orada konaklamışlar…
Bostanlıspor Oryantiringcileri de bu teşkilatın Girne’ye bağlı Esentepe Bölgesi’nde (Köyü) bulunan Dinlenme ve Eğitim Tesislerinde kamp yapacak.
Sezon öncesi büyük bir moral olacak olan bu kamp çalışmasını diğer branş takımlarımızla da yapabilmek için Yavru Vatan da temaslarımız olacak. İnşallah bunda da başarılı olur ve Bostanlı-KKTC hattını oluştururuz…
Daha önce birkaç kez de yazmıştım. KKTC sporcuları artık uluslararası yarışmalara alınmalı. Gönül arzu ederdi ki, 56 ülkeden 24 branşta Konya’da geçtiğimiz günlerde yapılan İslami Oyunlara KKTC’nin da davet edilmesiydi…
İnanın gözlerimiz KKTC’li sporcuları çok aradı…
İslam İşbirliği Teşkilatına üye ülkelerin katılması ile dört yılda bir yapılan geniş kapsamlı bir spor organizasyonu olan İslami Dayanışma Oyunları’nda bir sporcunun yarış öncesi kutsal haç işareti yaptığının kameraya yansımasını da görünce…
Söylenecek başka bir şey yok!
Artık iş spordan çıktı, siyasetin ellerinde…
Biz dönelim yine KKTC’nin güzelliklerine…
İnanıyorum ki; 8-45 yaş grubunu içeren oryantiring takımımızın sporcuları yavru vatan kampında hem eğlenecekler, hem de sporun güzellikleriyle moral bulup, yeni sezon öncesi kondisyon depolayacaklar. Üstelik 7 günlük kamp programındaki iki yarışta da kendilerini sınayacaklar… Elbette yorulacaklar ama bunu da, Akdeniz’in berrak sularında yüzerek giderecekler. Güneşten bol bol yararlanıp, vitamin alacaklar…
Amatör kulüplerin imkânları ölçüsünde başarılı sporcularını bu tip kamp, yarışma ve tatil ile ödüllendirmeleri gerekiyor. Ne yazık ki böyle olanakları yok!
Gönül arzu eder ki; Gençlik ve Spor Bakanlığı sezon içinde başarılı olan profesyonel sporların dışında kalan amatörleri bu konuda maddi ve manevi olarak desteklesin. En azından ilk üç içinde yer alan takım ve sporcuları yaz gençlik kamplarında ağırlasın...
Sadece futbolu düşünen Amatör Spor Kulüpleri Federasyonları ve bunların bağlı olduğu Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonunun da bu konuda çalışma yapması, özellikle de adındaki “Spor” kelimesinin hatırı için de diğer branşları hatırlaması şart…
Sadece futbolla yatıp kalkan bu kuruluşlara angarya gelecekse de, ismini değiştirebilir ve “Spor”u “Futbol” yapabilirler. Buna itirazımız yok! Unutmasınlar ki; yeni spor yasasında federasyon ve konfederasyon kurulması hükmü de var. Yılların düzeni bozulacak diye korkmasınlar. Bu nedenle kendilerine bir çeki düzen vermelerinin zamanı geldi diye düşünüyorum…
İranlı mutasavvıf (Tasavvuf inançlarını benimseyip kendini Tanrı’ya ve Tanrısal hikmete vermiş, tasavvufla uğraşan, gizemciliği yaymaya çalışan kimse) Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin gönül dünyasında büyük değişikliklere sebep olan ve sohbet şeyhi İranlı Şems-i Tebrizi’nin şu sözüyle yazıya nokta koyalım: “Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”
Yorum Yazın
Facebook Yorum