İnsanoğlunun ne zaman ne olacağı belli değil. Bir bakıyorsunuz, kuş misali kanat takmış dünyanın öbür ucunda. Bir bakıyorsunuz, yanı başınızda…
Bir gün değil, bir dakikanın bile ne kadar önemli olduğunu hep başımıza bir dert geldiğinde anlamıyor muyuz? İşte o zaman yaşamdaki gerçeğe nokta diyor ve teslim olmamak için olmadık mücadelelere başvuruyoruz.
Bir virüs, kobid-19 (Korona Virüsü) Çin’den yayıldı ve tüm dünyaya bulaştı. O dünya turunda, biz ise evlerimize hapsolduk! Üstelik yaşam tarzımızda korkunç bir değişiklik yarattı. Okumadığımız kadar kitap okuduk, izlemediğimiz kadar filim seyrettik. Yemek yapmasını bilmeyenler, bunu öğrendi. Temizlik hastalığı cabası… Gizli kalmış hobiler su yüzüne çıktı… Malzeme olsa, daha neler yapacağız, neler…
Bu durumun ne kadar süreceğini bilen bile yok.
Çare mi, çaresizlik mi?
Çaresini bırakın, İlacı çeşitli denemelerden sonra bulunacak. Onun bile tarihi yok.
Şimdilik evde kal, sosyal teması koru ve temizliğine dikkat et. Ellerini bol bol yıka…
Tüm sosyal ve kültürel faaliyetler gibi spor alanları tamamen kapatıldı, karşılaşmalara ara verildi. Süresi ne kadardır bilinmez ama temennimiz; en kısa süre sonra yine sağlıklı günlerimize kavuşmak, sporla buluşmak olsun…
Elbette bu kısıtlı süre içinde pek çok işletme başta olmak üzere spor turizmi de büyük darbe yedi! Ekonomimiz allak bullak oldu. İşsizlik oranında büyük düşüş kaydedildiği gibi, kapanan işletmeler inanılmaz kayıplara uğradı.
Profesyonel futbol, basketbol, voleybol, hentbol kulüpleri liglerde oynattığı sözleşmeli oyuncularına maaş ödeyememe tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Kulüplerin tüm gelirleri sıfırlandığı için ödeme güçlüğüne düşünce çaresizlikten ne yapacaklarını şaşırdı. Kimi maaş indirimini teklif ediyor, kimileri öteliyor… Elde avuçta yok ki, versinler…
Sadece ülkemiz de mi?
Kesinlikle hayır. Dünyanın en büyük ve popüler liglerinde de durum aynı. Dünyanın en büyük futbolcuları milyar dolarlık kontratlarından indirime nasıl gidecekler? Kulüplerin “ücret düşürme” tekliflerine nasıl yanıt verecekler? İşte bu da büyük merak konusu durumuna geldi.
Profesyonel kulüpler ama öyle, ama böyle bir şekilde yaşamlarını devam ettirecekler. Onlar için alternatifler fazla…
Amatör spor kulüpleri. Onlar için ne demeli? Kimin aklına geldi, bunca kargaşada… Üstelik üç kuruşluk gelirleri de elinden alındı. Tek gelir kapıları olan “Spor okulları” kapandı. Yarı aç, yarı tok “amatör sevda” için gönülden çalışan kulüp personeli, antrenörlerine ücret ödeyemez durumuna geldi. Bugün yarın, amatör spor kulüpleri her halde kapılarına kilit vuracak! Böyle bir durum da milyonlarca “Türk sporunun geleceği” sokaklara dönerek, belki de bambaşka uğraşlar içine girecek… Allah korusun!..
Gerçekten de kimsenin düşündüğü yok, amatörleri…
Bazı profesyonel sporcular “fedakârlık yapacağız” derken, bazıları da sosyal medyadan gıda yardımlarına başladı. Bu akım birden büyüdü ve imkânları olmayanlara destek; gerçekten alkışı hak etti…
Şunu beklerdim… Yetiştikleri amatör spor kulüpleri varsa, onlara da el uzatsınlar!..
O zaman; her akşam 21.00’de balkonlarımıza çıkarak sağlığımız ve bizler için var güçleriyle çalışan başta doktorlarımız olmak üzere tüm sağlıkçılarımız ile sokaklarda görev yapanlar gibi sporculara da gitsin alkışlarımız derdik…
Sadece bir gerçekten söz etmek gerekirse; sağlığımız için var güçleriyle çalışanlar, alkışlarımızdan çok daha fazlasını hak ediyorlar…
Yaşamın her noktasında var olan insanoğlunun şu çaresizliği karşısında söylenecek söz var mı bilemiyorum… Ama imkânlar ne hükmediyorsa da o gerçekleşmeli…
Biz yazıyoruz. Sağlığımız elverdiği ölçüde de yazmaya devam edeceğiz… Şu anda söylenecek ve yazılacak tek şey: Evde kal…
Elbette evde kalamayacak olanlarımız da var. Hele hele evsizlerimiz… İşte onlara el uzatacağımız en güzel zaman şimdi.
Korona Virüsü hepimizi eve hapsetti. Rönesans'la birlikte ortaya çıkan hümanizm akımının yaratıcılarından ve en büyük temsilcilerinden biri olarak bilinen Rotterdamlı Erasmus, “Hastalığa tutulmamak hasta olup da iyileşmekten daha iyidir” demiş.
O nedenle tedbirimizi elden bırakmamalıyız…
“Sağlıktan daha tatlı bir şey yoktur derler, ama hasta olmadan önce hiç de öyle düşünmezler” diyen Eflatun’un bu sözünü de asla unutmayın ve lütfen evde kalın…
Yorum Yazın
Facebook Yorum